Aile

İnsanlar dünyaya geldikleri andan itibaren bir çok problem ve engelle karşılaşmaya başlıyor. Anne sağlıklı beslenemiyorsa, çocuk da anne sütü aracılığıyla sağlıksız olan besinleri almaya başlıyor. Anne eşiyle mutsuz bir evlilik veya çatışmalar yaşıyorsa, daha anne karnındayken çocuğun ruh ve beden sağlığına olumsuz etkileri yansımaya başlıyor. 2025 “Aile Yılı” ilan edildiğine göre, bu kapsamda daha geniş bir çerçeveden bakmak gerektiğini düşünmeye başladım.

Aile yılında aileler açısından bir çok farklılığın ön plana çıkartılması gerekiyor. Ayrıca ailelerin ekonomik giderlerini karşılayacak yeni bir program da hükümet politikası olarak önemsenmeli. Böylece birçok anne-babaya istihdam sağlanmış, ailedeki ekomomik ve ekonomiden kaynaklanan sorunların çözümüne katkıda bulunulmuş olacaktır. Birçok ebeveyn çocuklarını büyük ümitlerle büyütüp öncelikle kendisine, daha sonra da yaptığı işlerle vatanına ve milletine faydalı olması için onlara maddi ve manevi emek harcıyor. Anne-baba olmak elbette sadece çocukları dünyaya getirmekle olmuyor.

Bu dünyada var olan bütün canlılar aynı zamanda üreme yeteneğine, yani soylarını devam yeteneğine sahipler. O nedenle bir ebeveyni anne-baba olarak kabul edebilmek için sevgisini, özverisini paylaşmalı ve gelecek hayallerinde öncelik olarak çocukları olmalıdır. Verdiğiniz emek, gösterdiğiniz sabır ve özen kadar anne-babasınız. Televizyon ve radyolarda sık sık Yeşilay Derneği’nin kamu spotunu dinliyorum: “Sigara sağlığa zararlıdır, kansere neden olur, insanların erken yaşta ölmesine yol açar, soluduğumuz havayı ve tarım alanlarını kirletir.” diye.

Çok da haklı uyarılarda bulunuyor. Sonuna kadar da destekliyorum. Ayrıca ekonomik olarak cebimize de büyük zararı var. Az önce sosyal medyada bir video paylaşımı yaptım. Antalya’da yaşayan bir vatandaş alışveriş yaptığı manavın tezgahından aldığı, yaklaşık 100 çeşit meyve ve sebzenin insan sağlığı açısından kimyasal kalıntı oranını tespit ettirmek için laboratuvarda analizini yaptırıyor. İzleyenler görmüştür, analizde yüksek oranda pestisit kalıntısı, yani kimyasal zehir çıktığını ifade ediyor. Yine videodaki beyefendinin ifade ettiği gibi, Tarım ve Orman Bakanlığı kusurlu ürünleri halkla paylaşırken, tarım ürünlerindeki zehirli kalıntıları da paylaşması ve bu firmaları cezalandırması daha iyi olmaz mı? Hatta bu tür tarım alanında kullanılan ilaçların üretim ve kullanımının yasaklanması da koruyucu sağlık anlayışının temel gereklerinden değil midir? Böylece sadece insan sağlığını korumuş olmayız, aynı zamanda doğayı, toprağı, içtiğimiz suyu ve soluduğumuz havayı da korumuş oluruz.

Çocuklarımızı sadece sigaradan değil, her türlü zararlı maddeden, yiyecek ve içecekten de uzak tutmak zorunda değil miyiz? Bu şekilde önleyici, yani koruyucu sağlık anlayışını da ön plana çıkartmış olmaz mıyız? Önleyici sağlık anlayışı gerçek anlamda temel Devlet politikası olarak kabul edilip geniş perspektifli bir program olarak hayata geçirildiğinde, ulusal sağlık giderleri hem vatandaş hem de Devlet açısından en aza indirilmiş olacaktır. Biliyorum, tam donanımlı hastanelerin varlığı, bilgili, değer gören doktorların ve sağlık çalışanlarının olması insanların tedavi ve iyileştilmesi için çok kıymetli. Ancak bu hastanelerin içinde koruyucu sağlık birimlerinin olmasının, az giderle çok fazla kişiye ulaşılmasına, böylece büyük bir ekonomik tasarrufa da yol açacağına inancım sonsuz.

Bunun yanında Milli Eğitim Bakanlığı okullardaki ders müfredatına özellikle bu konuları kapsamlı bir şekilde işleyecek, uygulamalı “Sağlıklı Beslenme” dersi de ekleyebilse. Uygulamalı sağlıklı beslenme örneklerinin öğrencilerle paylaşılması hem öğrencilerin karnının sağlıklı olarak doymasına yol açacak, hem de sosyal Devlet olmanın çok güzel bir örneğini oluşturacaktır. Bunun yanında insanlar evlilik öncesinde “Anne-Baba Okulu” diye bir programa tabi tutulup, hem psikolojik hem de beslenme ve ev idaresi konularında bilgilendirilseler, daha sağlıklı bir toplum, ülke ve gelecek için iyi bir adım atılmış olacağına inancım sonsuz.

2025 yılında herkesin sıcak bir aile ortamında yaşaması ve çocukların da aynı şekilde sıcak bir aile ortamında büyümesi dileğiyle, sevgiyle kalın…

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu
error: İçerik korunmaktadır !!