Avukatlar Ata’nın huzurunda

‘Anayasayı ihlal eden gelişmeler yaşanıyor’
Edirne’de 5 Nisan Avukatlar Günü dolayısıyla, Edirne Barosu tarafından Atatürk Anıtı’nda çelenk sunma töreni gerçekleştirildi. Kentteki kar yağışına rağmen çok sayıda avukatın katıldığı törende konuşan Edirne Barosu Başkanı Av. Gökhan Karakoç; “Son dönemde, hukuk devleti ilkesiyle bağdaşmayan, yargının tarafsızlığını ve bağımsızlığını ihlal eden, yürütmenin yargı süreçlerine doğrudan müdahale ettiği duygusunu güçlendiren hukuka aykırı çok sayıda uygulamaya tanıklık edilmektedir. Bu süreçte doğrudan siyasi sonuçlar doğuran işlemleri nedeniyle, yargının siyasi saiklerle hareket etmeye zorlandığı izlenimi doğuran; kişilerin ve avukatların ifade özgürlüğü, toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkı gibi anayasal haklarını açıkça ihlal eden gelişmeler yaşanmaktadır” dedi.
Edirne Barosu tarafından, 5 Nisan Avukatlar Günü kapsamında Atatürk Anıtı’nda çelenk sunma töreni düzenlendi. Olumsuz hava koşullarına rağmen çok sayıda avukatın katıldığı törene, Edirne Belediye Başkanı Av. Filiz Gencan Akın ve Edirne Barosu Başkanı Av. Gökhan Karakoç ve baroya bağlı avukatlar katıldı. Baro Başkanı Av. Gökhan Karakoç tarafından anıta çelenk sunulmasıyla başlayan tören, başta Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları olmak üzere, tüm şehitlerin anısına saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla devam etti. Baro Başkanı Av. Karakoç, törende bir konuşma gerçekleştirdi.

‘HUKUK DEVLETİ İLKESİNİN AŞINDIĞI BİR ORTAMDA, HUKUKUN ÜSTÜNLÜĞÜNÜ KORUMA SORUMLULUĞUNDA HAREKET EDİYORUZ’
Avukatların, yalnızca bireylerin haklarını değil, aynı zamanda demokratik toplumu koruma sorumluluğu bulunduğuna vurgu yapan Av. Karakoç; “5 Nisan Avukatlar gününde mesleğimizin onurunu ve hukuk devletinin temel ilkelerini savunma kararlılığımızın altını bir kez daha çiziyoruz. Avukatlar, yalnızca bireylerin haklarını değil, aynı zamanda hukukun üstünlüğünü, adil yargılanma hakkını ve demokratik toplum düzenini koruma sorumluluğunu taşımaktadır. Hukuk devleti ilkesinin aşındığı, yargının bağımsızlığının zedelendiği ve savunma makamının sistematik biçimde baskı altına alınmaya çalışıldığı, avukatlık mesleğinin icrasını zorlaştıran hukuki, ekonomik ve sosyal engellerin giderek arttığı bir ortamda; savunma hakkını, meslek örgütlerimizin bağımsızlığını ve hukukun üstünlüğünü koruma sorumluluğuyla hareket ediyoruz. Hukuk devleti ilkesi, bağımsız savunmanın varlığıyla kaimdir. Savunma makamını temsil eden avukatların serbestliği Avukatlık Kanunu’yla; avukatların meslek örgütü olan Baroların özerkliği ise Anayasa’nın 135’nci maddesi çerçevesinde kamu kurumu niteliğindeki meslek örgütlerinin demokratik meşruiyetini ve kendi organlarını serbestçe oluşturma hakkıyla teminat altına alınmaktadır. Bu teminatlar, avukatlık mesleğinin bağımsız icrasının yanı sıra, bağımsız yargının ve adil yargılanma hakkının korunmasının da ön şartıdır” şeklinde konuştu.
AV. KARAKOÇ’TAN İSTANBUL BAROSU YÖNETİMİNİN GÖREVDEN ALINMASINA SERT TEPKİ
İstanbul Barosu Başkanı Av. İbrahim Kaboğlu ve yönetim kurulu üyelerinin görevden alınmasına sert bir şekilde tepki gösteren Av. Karakoç; “Bu doğrultuda, İstanbul Barosu Genel Kurulunun iradesiyle göreve gelen Başkan ve Yönetim Kurulu üyelerinin, mesnetsiz iddialara dayanılarak, hukuka aykırı bir kararla görevden alınmak istenmesi, hukukun üstünlüğü ve bağımsız yargı ilkelerine açıkça aykırıdır. Bu, yalnızca bir Baro yönetimine yönelik tasarruf olmanın ötesinde, tüm baroların kurumsal özerkliğine, savunma makamının bağımsızlığına ve hukukun üstünlüğüne yönelik ağır bir müdahale niteliği taşımaktadır. Zira Barolar, yalnızca meslek örgütleri değil, aynı zamanda demokratik toplum düzeninin teminatı olan avukatlık mesleğinin icrasını güvence altına alan anayasal kurumlardır. Avukatların mesleki faaliyetleri nedeniyle yargısal ve idari baskılara maruz bırakılması, kamu gücünü elinde bulunduran merciler tarafından meslek örgütlerinin işlevsiz hâle getirilmeye çalışılması, Baroların kanundan kaynaklı görevlerini yerine getirmelerine ilişkin işlemlerinin dahi hukuki ve cezai yaptırımlara konu edilmesi asla kabul edilemez” diye konuştu.
‘HUKUKA AYKIRI ÇOK SAYIDA UYGULAMAYA TANIKLIK EDİYORUZ’
Son dönemde gerçekleştirilen gösteri ve yürüyüşlerin anayasal bir hak olduğunu ifade eden Karakoç, bu hakların açıkça ihlal edildiği süreçler yaşandığını dile getirdi. Av. Karakoç; “Son dönemde, hukuk devleti ilkesiyle bağdaşmayan, yargının tarafsızlığını ve bağımsızlığını ihlal eden, yürütmenin yargı süreçlerine doğrudan müdahale ettiği duygusunu güçlendiren hukuka aykırı çok sayıda uygulamaya tanıklık edilmektedir. Bu süreçte doğrudan siyasi sonuçlar doğuran işlemleri nedeniyle, yargının siyasi saiklerle hareket etmeye zorlandığı izlenimi doğuran; kişilerin ve avukatların ifade özgürlüğü, toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkı gibi anayasal haklarını açıkça ihlal eden gelişmeler yaşanmaktadır. Mahkemelerin, hukukun temel ilkelerine ve yerleşik içtihada aykırı şekilde verdiği kararlar, yurttaşların hukuka olan güvenini derinden sarsmaktadır. Bu gelişmeler, yargının siyasi çatışma ve çekişmelerin etkisine açık hâle getirildiği, hukuk güvenliğinin ortadan kalktığı ve keyfi uygulamaların olağanlaştığı bir sürecin parçası olarak görülmektedir. Avukatlar olarak, hukuka aykırı süreçlere karşı hukukun üstünlüğünü, adil yargılanma hakkını ve savunma özgürlüğünü koruma mücadelemizi kararlılıkla sürdürüyoruz, sürdüreceğiz” ifadelerini kullandı.
‘AVUKATLAR, CİDDİ BİR VAROLUŞ MÜCADELESİ VERMEK ZORUNDA BIRAKILIYOR’
Savunma hakkının etkin kullanılamadığı bir sistemde, adil yargılamadan da söz edilemeyeceğinin altını çizen Karakoç; “Avukatlar, yalnızca mesleki faaliyetlerini icra ederken maruz kaldıkları hukuki ve idari baskılarla değil, aynı zamanda ağırlaşan ekonomik-sosyal koşullar ve uğradıkları saldırılar nedeniyle de ciddi bir varoluş mücadelesi vermek zorunda bırakılmaktadır. Özellikle mesleğin ilk yıllarında bulunan genç avukatlar, öngörüsüzce açılan hukuk fakültelerinin yarattığı nicelik sorunu ve kamu kaynaklarının adaletsiz bir şekilde dağıtılmasıyla birlikte büyük bir ekonomik çıkmazın içine sürüklenmektedir. Ekonomik güvenceden mahrum bırakılan stajyer avukatların, imtiyaz değil eşitlik talep eden kamu avukatlarının, her yaş ve kıdemden serbest avukatların yaşadığı gelecek kaygısı, savunma makamının yargı sistemindeki rolünün etkisizleşmesine yol açmaktadır. Unutulmamalıdır ki, savunma hakkının etkin kullanılamadığı bir sistemde, adil bir yargılamadan da söz edilemez. Bağımsız savunma, yalnızca bireysel bir hak değil, toplumun hak arama özgürlüğünün temel güvencesidir. Ancak mevcut ekonomik ve sosyal koşullar, avukatları güvencesizliğe mahkûm ederek, mesleğin toplumsal işlevini zayıflatmaktadır. Bugün mesleğimizin ekonomik ve sosyal güvencelerini savunmak, kutsal savunma hakkına ve hukukun üstünlüğüne sahip çıkmak demektir” açıklamasını yaptı.
‘YARGI BAĞIMSIZLIĞININ YOK EDİLMESİNE KARŞI MESLEK ONURUMUZU KORUMA KARARLILIĞIMIZI VURGULUYORUZ’
Karakoç, konuşmasını şu sözlerle tamamladı; “Yargının bağımsızlığının yok edilmesine, Baroların seçilmiş organlarının görevlerine yargı müdahalesiyle son verilmesi çabalarına ve hukukun üstünlüğünün zedelenmesine karşı meslek onurumuzu ve toplumun adalete olan inancını koruma kararlılığımızı bir kez daha vurguluyoruz. Meslektaşlarımıza ve tüm kamuoyuna duyurmak isteriz ki, bağımsız savunmanın, özgür ve kararlı temsilcileri olarak buradayız; görevimizin başında, sorumluluğumuzun farkındayız. Bu duygu ve düşüncelerle hepinizi bir kez daha en içten sevgi saygılarımla selamlıyor, 5 Nisan Avukatlar gününün başta Baromuz; meslektaşlarım ve Türk Yargı Camiası olmak üzere, bu vatanda yaşayan her kesimden yurttaşa, adil, adaletli günlerin müjdecisi olmasını diliyorum.”
Adem Batuhan SEVER