Bağcıoğlu’ndan Yunanistan sınır duvarı açıklaması; ‘Mantıklı değil’

CHP Milli Savunmadan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Yankı Bağcıoğlu, bir dizi ziyarette bulunmak üzere geldiği Edirne’de CHP İl Başkanlığı’nda basın toplantısı düzenledi. Edirne’nin Yunanistan sınırına kurulmaya başlanan yaklaşık 8 kilometrelik duvarla ilgili değerlendirmede bulunan Bağcıoğlu; “Edirne sınırına örülen barikat konusunda zaten gerekli görüşleri ilk andan itibaren belirtmiştik. Bu duvarın her ne kadar Suriye sınırında olup, İran sınırında da bitmek üzere olsa da o bölgede esas olarak tesis edilmesi gerektiğini, esas güvenlik önlemlerinin orada alınması gerektiğini vurguladık. Bu bölgede öncelik verilmeyebilir. Elbette devlet hudutlarını korumak yükümlülüğünde, girişi-çıkışı engellemek yükümlüydü, ama İran sınırında hala bitirilmemiş bir bölüm varken Edirne’ye kaynak ayrılmasının pek mantıklı olmadığını o dönem açıklamıştık” dedi.

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Milli Savunmadan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Yankı Bağcıoğlu, ziyaret ettiği Edirne’deki il başkanlık binasında basın toplantısı düzenledi. Bağcıoğlu’na toplantıda CHP Edirne Milletvekili Ahmet Baran Yazgan, CHP İl Başkanı Harika Taybıllı ve ilçe başkanları da eşlik etti.

WhatsApp Image 2025 04 28 at 16.01.36 | Edirne Ahval Gazetesi
Bağcıoğlu’ndan Yunanistan sınır duvarı açıklaması; ‘Mantıklı değil’ | Edirne Ahval Gazetesi

‘SAVUNMA SANAYİ, ŞEHİT AİLELERİ VE GAZİLERE SİYASET DIŞI YAKLAŞILMALI’

Toplantıda konuşan Genel Başkan Yardımcısı Yankı Bağcıoğlu, savunma sanayi, şehit ailesi ve gazilere siyaset üstü yaklaşılması gerektiğini ifade ederek; “Şehit gazi ailelerinin bildiğiniz gibi birçok sorunu var. Biz de her seferinde gündeme getiriyoruz. Er gazi maaşlarının ve özlük haklarının yetersizliği, sağlıkla karşılaştıkları sorunlar, terörle mücadele sırasında yararlanan gazilerin durumları gibi. Bunları gündeme getirip milletvekillerimiz vasıtasıyla Milli Savunma Komisyonu aracılığıyla ki 18 kanun teklifi şu anda mecliste bekliyor Cumhuriyet Halk Partisi tarafından verilen. Biz özellikle şunu vurguluyoruz; bunun siyaseti olmaz. Bizler de dört konuyu siyaset dışı tutuyoruz. Atatürk, Türk Silahlı Kuvvetleri, savunma sanayi ve şehit aileleri ve gazilerimiz. Siyaset dışı olarak yaklaşılsın. Bu kanunlar, üzerine daha da katma değerler katılarak, daha da iyileştirici tedbirler katılarak yasalaşsın diye bekliyoruz. Bunda da diğer siyasi partilerden destek talep ediyoruz” şeklinde konuştu.

canon 40 | Edirne Ahval Gazetesi
Bağcıoğlu’ndan Yunanistan sınır duvarı açıklaması; ‘Mantıklı değil’ | Edirne Ahval Gazetesi

‘ASKERİ PERSONEL TAZMİNATINI ALAMIYOR’

Emekli astsubay ve binbaşıların açlık sınırının altında maaş aldığına dikkat çeken Bağcıoğlu; “Emekli asker dernekleri ziyaretlerimizde de malumunuz belki takip etmişsinizdir; milli güvenlik politika belgemiz var bir tane. Onun üçüncü taslağını hazırlama aşamasındayız. Bu taslak hakkında görüş ve önerilerini bekliyoruz onlardan da, onları alıyoruz. Türk Silahlı Kuvvetleri’nin yetkili daha etkin, daha güçlü nasıl şekillendirilebileceği konusunda onların tekliflerini alıyoruz. Çünkü hepsi ayrı birer konularında uzman olan, yıllarını bu konulara vermiş personel. Emekli astsubaylarımızın sıkıntıları var. Aşağı saysak 10 tane, 20 tane madde yazabilirim. Tazminatlarını alamıyorlar. Şunu özellikle vurgulamak lazım. Burada basından da bunu talep ediyoruz. Şu anda Türk Silahlı Kuvvetleri’nin emekli olan askeri personelin büyük çoğunluğu yoksulluk sırrının altında, emekli astsubaylarımız da, emeklilik binbaşılarımız da açlık sınırının altında maaş alıyorlar. Bunları gündeme getirmeye çalışıyoruz” diye konuştu.

canon 42 | Edirne Ahval Gazetesi
Bağcıoğlu’ndan Yunanistan sınır duvarı açıklaması; ‘Mantıklı değil’ | Edirne Ahval Gazetesi

‘İSTANBUL İÇİN FELAKET OLABİLECEK PROJEYİ ENGELLEMEYE ÇALIŞAN BÜROKRATLAR GÖZALTINA ALINDI’

Kanal İstanbul projesini engellemeye çalışan bürokratların gözaltına alındığını dile getiren Balcıoğlu, bu duruma tepki olarak da imza kampanyası başlatıldığını söyledi. Balcıoğlu; “Bunların hepsinin yanında, bunlardan da önemli ve en az bunlar kadar da önemli konu da il başkanımızın belirttiği yaşadığımız adaletsizlikler, hukuksuzluklar, antidemokratik uygulamalar. 6-7 ay önce ilçe belediye başkanlarımıza başlayan bu süreç, yargının bir silah olarak kullanılması, en sonunda 13. Cumhurbaşkanımız olacak, cumhurbaşkanı adayımız sayın Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanmasıyla devam ediyor. Geçtiğimiz hafta takip etmişsinizdir. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde çeşitli bürokratlar özellikle Kanal İstanbul denen, ‘Ya İstanbul Ya Kanal’ projesine öyle belirttiğimiz, İstanbul için bir felaket olabilecek bir projeyi engellemeye çalışan bürokratlar geçen hafta gözaltına alındılar. Emniyette veya adliyede süreçleri devam ediyor. Buna tepki olarak da biliyorsunuz bir imza kampanyası yapıldı. Dayanışma sandıkları açıldı. İmza kampanyası hala devam ediyor. Biz vatandaşlarımızın bu kampanyayı desteklemesini, desteklerin artarak devam etmesini talep ediyoruz” ifadelerini kullandı.

canon 41 | Edirne Ahval Gazetesi
Bağcıoğlu’ndan Yunanistan sınır duvarı açıklaması; ‘Mantıklı değil’ | Edirne Ahval Gazetesi

‘HALK GÖZÜNDE, BELEDİYELERİMİZİN YIPRATILMASINA ŞİDDETLE KARŞI ÇIKIYORUZ’

İstanbul Silivri’deki 6.2 büyüklüğündeki depremin ardından kurulan Deprem kuruluna İBB’den hiçbir temsilcinin bulunmamasını eleştiren Bağcıoğlu; “Bir doğal afet yaşandı, bir afet yaşandı. Vurucu etkisi, yıkıcı etkisi olmadı ama 6.2 şiddetinde, bütün vatandaşlarımızı ürküten, büyük İstanbul depremi şüphesini doğuran ve herkesi tedirgin eden bir süreç yaşandı. Ama bu konuda uzman, yıllardır bu konu üzerinde çalışan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı, bırakın tutuklu belediye başkanımızı Ekrem İmamoğlu’nu, cumhurbaşkanı adayını, İstanbul Belediye Başkanvekili masada yoktu. AK Parti İl Başkanı var ama İstanbul Büyükşehir Başkanvekili yok. Daha sonra çeşitli açıklamalar yapıldı ama başka toplantılar örnek gösterildi. O toplantıda olmadığı ortaya çıktı. Dolayısıyla bizim sıkıntımız bu haksızlıkların, hukuksuzlukların, adalet dışı uygulamanın, demokrasi karşıtı uygulamanın sona ermesi. Ekonomik sıkıntılar varken, adalet, eğitim, güvenlik bu konularda zafiyetler yaşanırken, sadece yerel seçimdeki başarının, birinci parti olmanın arkasından gelen intikam ifadesini kullanacağım ağır kaçabilir ama, bir çeşit uygulamalarla halk gözünde, milletimiz gözünde belediyelerimizin yıpratılmasına şiddetle karşı çıkıyoruz” açıklamasını yaptı.

‘TEĞMENLER SÜRECİ, TSK’YA KUMPAS SÜRECİNE BENZİYOR’

Kara Harp Okulu’ndaki törenin ardından ihraç edilen teğmenler konusuna da değinen Bağcıoğlu; “Teğmenler sürecini hatırlayın. Atatürk’e saygısızlık edenlere tepkilerini gösteren teğmenler Tuzla Piyade Okulu’ndan, Atatürk’e bağlılıklarını vurgulayan teğmenler Kara Harp Okulu’ndaki törenden sonra ihraç edildiler yüksek disiplin kurulu kararıyla. Bu süreçte de aynen şu anda bizim belediye başkanlarımıza, özellikle Ekrem beye ve ailesine uygulandığı şekilde troller ve basın tarafından hakaret, asmakla tehdit etmek, cinsel taciz, cinsel saldırı şeklinde saldırılar yapılmıştı. Hangisine işlem yapıldı bunların? 5 tane teğmene yapılan saldırıların hangisine işlem yapıldı? Bunu sorduk sürekli. Biz emekli askerleri bir toplantı ve gösteri yürüyüşleri kanuna uygun bir şekilde basın açıklamasına davet ettik diye vesayetçi olarak nitelendirildik. Hakkımızda adli işlem başlatıldı ama bu ülkede adaletin herkese eşit bir şekilde yürütülmesini, sağlanmasını bekliyoruz. Son sözüm de şu; 2007-2015 döneminde Türk Silahlı Kuvvetleri’ne kurulan kumpasları hepinize yakından takip etmişsinizdir. O dönemin amiral gemisi olarak kabul edilen gazetelerin ki bazıları hala şu anda yayın hayatlarına devam ediyorlar. O süreçte attıkları manşetlere bakın. O süreçte yaptıkları algı harekatlarına bakın ve şimdi aynı şekilde Cumhuriyet Halk Partisi belediyelerine, Cumhuriyet Halk Partisi yönetimine yaptıkları algı harekatlarıyla, arada teğmenlere yönelik yaptıkları algı harekatlarıyla mukayese edin. Çok büyük benzerlik taşıdığını göreceksiniz, aynı merkezden yürütüldüğünü göreceksiniz” ifadelerine yer verdi.

‘İRAN SINIRINDA BİTMEMİŞ DUVAR VARKEN, EDİRNE’YE KAYNAK AYRILMASI MANTIKLI DEĞİL’

Basın mensuplarının sorularını da yanıtlayan Bağcıoğlu, Edirne’nin Yunanistan sınırına örülen yaklaşık 8 kilometrelik duvarla ilgili gelen bir soruya yanıt verdi Bağcıoğlu; “Edirne sınırına örülen barikat konusunda zaten gerekli görüşleri ilk andan itibaren belirtmiştik. Bu duvarın her ne kadar Suriye sınırında olup, İran sınırında da bitmek üzere olsa da o bölgede esas olarak tesis edilmesi gerektiğini, esas güvenlik önlemlerinin orada alınması gerektiğini vurguladık. Bu bölgede yani öncelik verilmeyebilir. Elbette devlet hudutlarını korumak yükümlülüğünde, girişi-çıkışı engellemek yükümlüydü ama İran sınırında hala bitirilmemiş bir bölüm varken Edirne’ye kaynak ayrılmasının pek mantıklı olmadığını o dönem açıklamıştık. Suriye sınırındaki gidiş gelişlere ilişkin olarak; dönüşlerle ilgili beklenen seviyede olmadığı aşikar. O yüzden de zaten son dönemde açıklanmıyor ülkemizi terk edenlerin sayısı ama gelişlerde gerek oradaki kamu düzeninin yavaş yavaş tesis edilmeye başlandı, o bölgedekiler faaliyetlerine, yaşamlarına devam ediyorlar şu an. Ciddi geçmiş dönemde yaşanan bir göç veya bir mülteci akını yok. Türk Silahlı Kuvvetleri de gerekli tedbirleri, dersleri almış görünüyor o dönemden sonra. Şu anda ciddi bir sıkıntı görünmüyor ama sıkıntı şu olabilir; geri dönüşlerde arzu edilen seviyeye ulaşılmamış durumda” dedi.

‘TSK’NIN AFETLERDEKİ ROLÜ BİR ALT SEVİYEYE İNDİRGENDİ’

Olası bir deprem durumunda TSK’nın müdahale rolünün AFAD’ın alt seviyesine indirgendiğine dikkat çeken Bağcıoğlu; “Türk Silahlı Kuvvetleri Türkiye Cumhuriyeti’nde en etkin organize koordineye hazır ve insan gücüyle bu konuyu destekleyebilecek bir kurum. AFAD’ın teşkil edilmesiyle birlikte Türk Silahlı Kuvvetleri’nin afetlerdeki rolü bir alt seviyeye indirgendi, geri plana atıldı. Afet deyince sadece doğal afet değil, insan yapımı kazaları ve diğer faciaları da değerlendirin. En son örneğin bir örnek vereyim; orman yangınlarına mücadelede ağustos ayında müdahale eden helikopterlerin yüzde 60-70’i Türk Silahlı Kuvvetleri’ne aitti. İmkan kabiliyeti var, yapabilir. Bunda kesinlikle en ufak bir şey yok ama buna rağmen bu kabiliyetleri, bu etkinliğe rağmen Türkiye afet müdahale planı var. İçişleri Bakanlığı tarafından hazırlanmış. Burada Ticaret Bakanlığı bile esas çözüm ortağı, Türk Silahlı Kuvvetleri destek çözüm ortağı. Bu kabul edilemez. Bu bile bir sembolik eşik. Esasında bakmayın, destek çözüm ortağı veya esas çözüm ortağı olarak nitelendirmesi önemli değil. İdarenin, yürütmenin direktifiyle, talebiyle, Türk Silahlı Kuvvetleri ister destek olur, ister esas çözüm ortağı olur. Ama bu bir sembolik bir nitelendirme. Yani her türlü bakanlık esas çözüm ortağı olacak ama Türk Silahlı Kuvvetleri destek çözüm ortağı olacak” şeklinde konuştu.

‘TSK, 6 ŞUBAT’TA MÜLKİ MAKAMLAR GÖREVLENDİRMEDİĞİ İÇİN MÜDAHALE ETMEDİ’

TSK’nın, ilin mülki amiri talep ettiği takdirde afete müdahale etmeye yükümlü olduğunun altını çizerek; “Herkes bir EMASYA olayından bahseder; emniyet, asayiş, yardımlaşma. Bu kanun kaldırıldı, bu yüzden Türk Silahlı Kuvvetleri müdahale etmiyor diye. Orada bir yanlış bilgi var.1954 tarihinde zannedersem tabii afetlerde Türk Silahlı Kuvvetleri’nin müdahalesi gibi bir kanun var. Bu kanun çerçevesinde kaymakam, mülki amir talep ettiği takdirde Türk Silahlı Kuvvetleri destek sağlamakla yükümlü. Dolayısıyla EMASYA’nın kaldırılması veya yürürlükte olması afetlere müdahale konusunda Türk Silahlı Kuvvetlerinin etkinliğini veya yetkisini müdahale etkinliğini kısıtlayacak bir şey değil. Şu anda Türk Silahlı Kuvvetleri en son depremde, yaşanan 6 Şubat afetinde mülki makamlardan gerekli talep gelmediği için, mülki makamlar tarafından görevlendirilmediği için depreme müdahale etmedi. Bunun tabii değişik nedenleri olabilir. O nedenlere girmeyeceğim şu anda. Bizim amacımız geçmişteki hataları ortaya koyarak objektif bir şekilde, ders alınarak yürünmesini sağlamak. Buradan da alınan ders; Türk Silahlı Kuvvetleri’nin en az AFAD kadar etkin, yetkin bir kurum olduğu, afet koordinasyonunda en az AFAD kadar kabiliyetli olduğu ve yerinin olması gerektiği, en başta bu yönergelerde veya yönetmeliklerde yapılacak değişikliklerle Türk Silahlı Kuvvetleri’nin daha etkin hale getirilmesi ama İstanbul özelinde örneğin denizden tahliye, denizden yardım getirilmesi, işte bazı hazırlıkların denizde o malna dediğimiz veya tonton dediğimiz sistemler üzerinde muhafaza edilmesi gibi önerilerimiz de var. Umarım bunlar dikkate alınıyordur ve yürütülüyordur diye değerlendiriyoruz” diye konuştu.

‘9 TEĞMENİN TAZMİNATINI CHP MİLLETVEKİLLERİ ÖDEYECEK’

Genel Başkan Yardımcısı Yankı Bağcıoğlu, yüksek disiplin kurulunda ihraç edilen teğmenlerin tazminatlarının CHP’li milletvekillerince karşılanacağını bildirdi. Bağcıoğlu; “Biliyorsunuz 9 tane teğmen yüksek disiplin kuruluyla ihraç edildi. Beş tanesi kara harp okulundaki törenden, 4 tanesi de Tuzla’daki törenden. Bu 9 teğmenin Sayın Özgür Özel’in önerisi grup kararıyla Silahlı Kuvvetler tarafından rücu edilen tazminatları Cumhuriyet Halk Partisi milletvekilleri tarafından ödenecekti. Bir tane teğmenimizin ki ben konuştum kendisiyle. Babası; ‘ben ödeyeceğim’ dedi ki babalık hakkıdır. Ona kimse bir şey diyemez. Hatta Sivas’a davet etti beni, Sivas’ta görüşeceğiz kendisiyle. Şöyle bir haber yapılmış; işte çok zor durumda kaldılar, bireysel emeklilik hakkını bozdurdu. Sanki Cumhuriyet Halk Partisi’nden hiçbir destek gelmemiş gibi bir haber yapıldı. Bir gazetemiz de bunu almış o da devam ettirmiş bu haberi. Biz gerekli açıklamaları yaptık. Dolayısıyla teğmenlerimizin bir teğmenimiz o da babası kendisi ödemek istediği için diğer tüm teğmenlerin ödeme emirleri tamamlandıktan sonra bu tazminatları Cumhuriyet Halk Partisi tarafından, milletvekillerimiz tarafından ödenecekler. Bu da hani yanlış anlaşılma olmasın. Hani bazıları yarıda bıraktı, bazıları yarı yolda bıraktı falan gibi yorumlar yapılmış. Hiç alakası yok. Bizi en baştan beri teğmenlerin yanındayız. Ama bir siyasi parti olarak teğmenlerin bu Atatürkçü gençlik refleksiyle, Atatürkçü düşünceyle yaptıkları faaliyetin bir siyasi parti destekli, siyasi parti tarafından organize edilmiş bir faaliyet olmadığını olmasına imkan, öyle bir değer vermemek için ilişkilerimizi çok dikkatli tuttuk” ifadelerini kullandı.

Adem Batuhan SEVER

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu