*Başkasının acısını duyabilir misin?

İmzalandığı şehrin adıyla anılan sözleşmenin yürürlüğe girdiği tarihten bugüne altı yıl geçti yediye girdi. Yedi tepeli şehrin yedi yıllık sözleşmesi…

Ben hepinizin bildiği ismiyle değil Kadınlara Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi olarak kaleme almayı tercih ettim.

Kısa cümleleri oldum olası sevmedim. Seksen bir maddelik sözleşmeyi bir güzel okudum. Maddeler hakkında kolaya kaçıp hap gibi kısa bilgiler bekleyenler burada okumayı bırakabilir,kalanlar devam edebilir.

En başında bu sözleşmeyi imzalamak; kadına karşı şiddetin ve aile içi şiddetin her türünü kınamak değil bu topraklarda mevcudiyetinin kabulüdür. Bu anlamda bir pişmanlık mahiyeti taşımaktadır.

Yürürlüğe girdiği tarihten bu yana yasal ve diğer tedbirlerin alınmamış olması; bir eylemi pişmanlığını dile getirdikten sonra  yinelemekle eş değerdir.

Gündeme getirilerek halkın taraf ve karşıt olarak ayrıştırılmasına göz yummak; iki kişi arasında yaşanan bir tartışmada o sırada sokaktan geçen pasif bir insan olmaktan farksızdır.

Sözleşmeden geri çekilmek ise; nüfusun yarısını gözden çıkarmaktır.

Kadına; seni şiddetten koruyamam,önlem alamam,destek olup güç veremem, eşit göremem, yaşam hakkını gatantileyemem, koruyup kollayamam başının çaresine bak demenin en kısa cümlesidir. Ve ben kısa cümleleri var olduğum sürece sevmeyeceğim.

Tıpkı basın ve yayın organlarının mağdur isimlerini kısaltmasını sevmediğim gibi… Failin; aile babası olarak iki kelimenin altına sığdırılmasını nasıl sevmiyorsam, tartışmanın yerine sevdiği kadını bir bıçakla kesenleri de sevmeyeceğim…

Bu topraklarda yaşayan kadınların hayatları kısaldıkça, ben uzatacağım cümlelerimi de hikayelerimi de.

*”Acı duyabiliyorsan,canlısın. Başkasının acısını duyabiliyorsan, insansın”

Lev Tolstoy

İlgili Makaleler

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu