“Bu gidiş, iyi gidiş değildir”

Devrim yasalarının kabul edilişinin 100’üncü yılı sebebiyle ADD Edirne Şubesi dernek binasında gerçekleştirilen basın açıklamasında konuşan dernek sekreteri Seray Selvili; “Siyaset kurumunu, yargı, yasama, yürütme organlarını ve her düzeydeki devlet yöneticilerini uyarıyoruz. Bu gidiş, iyi gidiş değildir. Sonu Afganistan olmaktır, Irak, Suriye, Libya gibi kana bulanmaktır. Atatürk’ün ‘Tarihimizi okuyunuz dinleyiniz. Görürsünüz ki, milleti mahveden, esir eden, harabeden fenalıklar hep din örtüsü altındaki küfür ve melanetten gelmiştir’ uyarısını unutmayın” dedi.

Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) Edirne Şubesi tarafından, 3 Mart 1924 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) kabul edilen ve halifeliğin kaldırılarak Tevhid-i Tedrisat yasalarının getirildiği devrim yasalarının kabul edilişinin 100’üncü yılı sebebiyle dernek binasında basın açıklaması gerçekleştirildi.

‘TÜRKİYE CUMHURİYETİ’NİN ‘LAİK HUKUK DEVLETİ’ NİTELİĞİNİ BELİRLEYEN İLK ADIMDIR’

ADD Edirne Şubesi adına basın açıklamasını yapan dernek sekreteri Seray Selvili, devrim yasalarının günümüzde aktifliğini koruyamadığına dikkat çekerek, açıklamasında şu ifadelere yer verdi; “1 Kasım 1922’de Saltanatın Kaldırılması ve 29 Ekim 1923’de Cumhuriyetin İlanı devrimlerinin hemen ardından 3 Mart 1924 tarihinde kabul edilen 3 Temel Devrim Yasası, Türkiye Cumhuriyeti’nin ‘Laik Hukuk Devleti’ niteliğini belirleyen ilk adımdır. Bu 3 yasa; Şeriye, Evkaf ve Erkanı Harbiye Vekâletlerinin kaldırılarak yerlerine Diyanet İşleri Başkanlığı, Vakıflar Genel Müdürlüğü ve Genel Kurmay Başkanlığını kuran 429 sayılı Yasa, çok başlı eğitime son veren 430 sayılı Tevhidi Tedrisat (Eğitim Birliği) Yasası ve Halifeliği kaldıran 431 sayılı yasadır. 3 Mart yasaları ile başlayan Aydınlanma Devrimi; Şeriye mahkemelerini kaldıran, devlet yönetiminde şeriat hükümlerini yasaklayıp evrensel hukuk kurallarını getiren ve çağdaş yargı sistemini kuran 8 Nisan 1924 tarih ve 469 sayılı ‘Mehakimi Şeriyenin İlgasına (Şeriat mahkemelerinin kaldırılmasına) ve Mehakimin Teşkilatına Ait Ahkâmı Muaddil Kanun’, Tekke ve Zaviyeleri kapatıp Tarikatları yasaklayan 30 Kasım 1925 tarih ve 677 sayılı kanun, 17 Şubat 1926’da kabul edilen 743 sayılı Türk Medeni Kanunu ve diğer Devrim Kanunları ile tamamlanmış, böylece Türkiye Cumhuriyeti’nin nitelikleri ‘Laik, Demokratik ve Sosyal Hukuk Devleti’ olarak kesinleştirilmiştir.”

WhatsApp Image 2024 03 02 at 16.42.40 | Edirne Ahval Gazetesi
“Bu gidiş, iyi gidiş değildir” | Edirne Ahval Gazetesi

“3 TEMEL DEVRİM YASASI YÜRÜRLÜKTE DEĞİL GİBİDİR”

Anayasa’nın 174’üncü maddesiyle korunmasına karşın 3 devrim yasası yürürlükte değil gibi davranıldığının altını çizen Selvili; “Hal bu iken günümüzde Anayasanın 174. maddesi ile korunmalarına karşın bu 3 temel devrim yasası yürürlükte değil gibidir. O kadar ki; milletin oylarıyla devleti Anayasa ve yasalara uyarak yönetmek üzere göreve gelen kimi iktidar mensupları din kurallarını hayatın merkezine yerleştirmekten söz etmekte, İslamın esası olduğunu söyleyerek şeriat çağrılarına örtülü destek vermekte, TBMM kürsüsünde hilafet istekleri dillendirilmekte, Anayasa pek çok durumda bizzat uymak, uygulamak ve uygulatmak zorunda olanlar tarafından çiğnenmektedir.” şeklinde konuştu.

‘MİLLETİN PARASIYLA SEFA SÜREN DİN YÖNETİCİLERİ İSLAM’A EN BÜYÜK ZARARI VERMEKTE’

Din yöneticilerinin, din dışı fetvalar verdiğini söyleyen Selvili; “429 sayılı yasa ile kurulan, ilk başkanı Milli Mücadele kahramanı Ankara Müftüsü Rıfat Börekçi olan Diyanet İşleri Başkanlığı’nın bugün kuruluş amaç ve ilkelerinden ne denli saptığı da ortadadır. Bu Cumhuriyet kurumunun kendilerini Şeyhülislam sanan, elinde kılıç Atatürk’e hakaret etmeyi marifet sayan, milletin parasıyla sefa süren sözde din adamı yöneticileri İslam’a en büyük zararı vermekte, din dışı saçma sapan fetvalarıyla halkımızı dinden soğutmakta ve adeta emperyalizmin 100 yıllık Laik Cumhuriyeti kendi güdümünde Orta Doğu tipi bir Din Devletine dönüştürme planının değirmenine su taşımaktadır. Keza Vakıflar Genel Müdürlüğü de benzer durumdadır. Bu kurum, vakıf adı altında yasaların arkasından dolanan ve Laik Cumhuriyetin altını oyan tarikat – cemaat örgütlenmelerini engelleyeceğine destek olmaktadır” diye konuştu.

‘GENEL KURMAY BAŞKANLIĞI SEMBOLİK BİR MAKAMA DÖNÜŞMÜŞTÜR’

Selvili, 3 Mart yasaları ile kurulan Genel Kurmay Başkanlığı’nın günümüzde sembolik bir makama dönüştüğüne vurgu yaparak; “Yine 429 sayılı yasa ile kurulan Genel Kurmay Başkanlığı ise, fiiliyatta yok gibidir. Genel Kurmay Başkanları neredeyse Milli Savunma Bakanlarının stajyeri konumuna getirilmiştir. Çünkü; emperyal bir tuzak olduğu ve aylar öncesinden bilindiği bugün artık iktidar yandaşları tarafından da açıkça ifade edilen 15 Temmuz 2016 ihaneti ‘Allah’ın lütfu’ sayılıp fırsat bilinerek Türk Ordusu’nun komuta bütünlüğü dağıtılmış, Kuvvet Komutanları MSB’na bağlanmış, Anayasaya göre TSK’nın komutanı olan Genel Kurmay Başkanı emrinde bir manga askeri bile olmayan sembolik bir makama dönüştürülmüştür” ifadelerini kullandı.                         

‘YASA İÇLER ACISI TABLOYU HIZLA DEĞİŞTİRDİ’                                   

Cumhuriyet’in ilk döneminde faaliyet gösteren birçok eğitim kurumunun Tevhid-i Tedrisat kanınıyla Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlandığını hatırlatan Selvili; “Cumhuriyet Eğitim Devrimi’nin temelini oluşturan 430 sayılı Eğitim Birliği (Tevhidi Tedrisat) Yasası da artık sadece kâğıt üzerindedir. Bu yasa; eğitimi çok başlılıktan, çok dillilikten ve hedefsizlikten kurtarmak, milli nitelikte ve tek otorite (Milli Eğitim Bakanlığı) altında yürütülmesini sağlamak, çağdaş, laik ve bilimsel eğitimle ‘fikri hür, irfanı hür, vicdanı hür’ nesiller yetiştirmek amacı ile çıkarıldı. Zira Cumhuriyet kurulduğunda Devlet okulları yanında, medreseler, misyoner okulları ve daha adı, amacı bilinmeyen sayısız sözde eğitim kurumunun faaliyet gösterdiği karmakarışık bir eğitim sistemi vardı. Böyle zavallı bir sistemle toplumun nitelikli eğitim alması, uygar dünyada yer bulması elbette mümkün değildi. Yasa bu içler acısı tabloyu hızla değiştirdi. Değiştirdikçe de, başta tarikatlar olmak üzere bütün emperyalist işbirlikçilerini, Cumhuriyet düşmanlarını, misyonerleri ve devletlerini karşısında buldu” açıklamasını yaptı.

“BİNDİĞİNİZ DALI KESMEYİN”

Ülkenin mevcut gidişatının iyi olmadığına dikkat çekerek siyasilere uyarıda bulunan Selvili; “Siyaset kurumunu, yargı, yasama, yürütme organlarını ve her düzeydeki devlet yöneticilerini uyarıyoruz. Bu gidiş, iyi gidiş değildir. Sonu Afganistan olmaktır, Irak, Suriye, Libya gibi kana bulanmaktır. Atatürk’ün ‘Tarihimizi okuyunuz dinleyiniz. Görürsünüz ki, milleti mahveden, esir eden, harabeden fenalıklar hep din örtüsü altındaki küfür ve melanetten gelmiştir’ uyarısını unutmayın. Meşruiyet kaynağınızın tartışılmasına izin vermeyin. Bindiğiniz dalı kesmeyin. Atatürkçü Düşünce Derneği; Cumhuriyetin 101. ve 3 Mart Devrim Yasalarının 100. yılında bu felaketli gidişe son vermek için tek çarenin bir an önce Atatürk’ün akıl ve bilim yoluna girmek olduğu inancı ve Kemalizm’in namus sesini yurdumuz semalarına bir ‘Sis Çanı’ gibi asarak milletimizle birlikte Yeniden Atatürk Cumhuriyeti’ne ulaşma kararlılığı ile Gençliğe Hitabe’den aldığı görevinin başındadır” ifadelerine yer verdi. Adem Batuhan SEVER

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu
error: İçerik korunmaktadır !!