Cilalı Laf Devri

Bu dönem (MS 2002-2023) önceki devirlere göre daha sert ve korkunç boyutlarda tehdit, hakaretler içeren laflar işitildiğinden halk arasında bu adla anılmaktadır.

Cilalı laf devrinde yaşayan insanlar, kendileri ve aileleri hakkında söylenen bu lafların karşılığını verdiklerinde gözaltılarla, tutuklanmalarla susturulduğu görülmüştür. Buluntular arasında rastlanılan bir not defterindeki çivi yazısından dönemin insanlarının söyledikleri ve yaptıklarının not edildiği anlaşılmıştır. Bu notların ülkenin ileri gelenleri tarafından alınmış idari bir kayıt olduğu tahmin edilmektedir.

Kazı çalışmaları sırasında birçoğu günümüze kadar ulaşan dönemin insanları tarafından mavi kuş simgesiyle kazınan kişisel yazıtlarda “hedef gösterme sanatı”nın bu dönemde keşfedildiğine dair kalıntılara rastlanmıştır. Ayrıca insanların büyük bir çoğunluğunun bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olunacağına, bilim insanlarının açıklamalarına kulaklarını tıkayarak mucize, sır, kader sözcüklerini sıkça kullandıklarına, gökyüzünde uçuşan hafif, parlak ve güçlü kimyasal elementlere ait ok çizimlerine inandıkları teorisi üzerine durulmaktadır.

Bu dönem insanının öne çıkan özelliklerinden biri; Para ve itibardan tasarruf etmedikleridir. Saray gibi evlerde yaşadıkları, altın kaplama alet ve gereçler, varaklı eşyalar , markalı kıyafetler, son model tekerlekli araçlar kullandıkları, hep en büyük hep en yüksek hep en uzun binalar, köprüler, kuleler inşa ettiklerini kanıtlayan kalıntılar ortaya çıkmıştır. Ulaşılan yazılı belgelerde inşaat firmalarını yakinen tanındığı, aftan yararlandığı,  ihale verdiği öğrenilmiş. Liyakatsız görevlendirmeler, atamalar, işe alımda akrabalara öncelik verilmesi ve bu düzenin yerleşmesi de bu dönemde meydana gelmiştir. Birbirine yakın kan bağı olan akrabalar üst kademelerdeki kadrolara yerleştirilmiştir. Biri birinin gelini, diğeri ötekinin damadı, dünürü, ağabeyi derken iş ve özel hayat arapsaçına dönmüştür. Böylece tarihteki babadan oğula geçen yönetim şekli olan saltanat, ekonomik ve sosyal durumu ne olursa olsun tüm yurttaşların eşit sayıldığı demokrasinin içine yedirilmek suretiyle mayalanmaya bırakılmıştır.

Ayrıca insanların gelen zamlar ve vergilerden sonra ruh sağlığını korumak için espriler yaptığını kanıtlayan “Ben hep 50 Liralık alıyorum” ibareleri ele geçmiştir. Çiftçinin, tarlasını ekip biçmekte zorlandığı arazilerin yıllardır nadasta olduğu toprak altında temel kazıları bulunanların arsa karşılığı satıldığı karbon testi yöntemiyle gün yüzüne çıkarken hayvancılığa dair ne bir ahır , kümes, mera sayılabilecek alanlara rastlanmıştır. Bu çağa kadar kendi ektiği ürünü, yetiştirdiği hayvanın ürünlerini iç pazarda satan, yerli ürünler kullanan, fazlasını ihraç eden ekonomiye katkı sağlayan insanların nasıl olup da üreticilikten tüketiciliğe geçtiği bilim insanları için halen merak konusudur. Toprağa ve ticarete bağlı olmadığı düşünülen bir grubun ise başında E, Y, T sembolleri bulunan bir kil tablette haklarını uzun yıllardır verdikleri mücadeleyi  anlatan bir örnek niteliğindedir.

Bilimsel adıyla(!) “neoYitik çağ” olarak adlandırılan tarih sonrası yani yazının bulunmasından sonraki  iki binli yılların başında, insanların laf atma ile lafları cilaladığı yılların arasındaki zaman dilimini ifade etmektedir. İnsanlığın, yazının bulunmasından sonraki döneme denk gelmesine rağmen okuyucu oranının düşük, okumaların elektronik suflörlerle, okuduğunu anlamamanın bir salgın gibi yaygınlaştığı bir dönemdir. Genç, öğrenci nüfusunun her fırsatta eğitimden uzaklaştırıldığı ise eğitim binalarının ilk günkü gibi yerinde durmalarından anlaşılmaktadır.

Rivayet odur ki deprem kuşağında yer alan bu uygarlığın arkeolojik kazı alanında yapılan çalışmalar sonucunda doğal afetler sonrasında barınma ihtiyaçlarını çadır yerine yeni şehir planları yaptıkları, her felaketin ardından sanki ilk kez başlarına gelmiş gibi sanki bir önceki binaları, yönetimi, güvenliği, sağlığı başkaları yönetmiş, bambaşka yönetimlerin elindeymiş gibi ” daha güvenli daha sağlıklı bir devrin temellerini atacağız” diye söylemlerde bulunmuşlar.

İlgili Makaleler

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Göz Atın
Kapalı
Başa dön tuşu