Erbaş; ‘İlmi ihya için kullanalım, imha etmek için değil’
İslam Alimleri Vakfı’nın Edirne Valiliği Balkan Şehirleri İş Birliği Platformu destekleriyle Edirne’de düzenlediği ‘Balkan Alimleri Buluşması’na katılan Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş; “Batılıların bilimle ürettikleri o yok edici, soykırım yapılabilecek unsurlarla, silahlarla. Onun için bizim ilmi yeniden insanlığın ihyası için kullanılması gerektiği anlayışını önce bütün insanlara anlatmamız lazım. İlim, hikmet, irfan bunlar insanlığın ihyası içindir, kurtuluşu içindir. Bütün okullarımızda, ilkokuldan liseye, üniversiteye kadar bütün okullarımızda aslında teorik olarak öğrettiğimiz bütün bilimin branşlarının önce amacını öğretmemiz lazım çocuklara. Bunların mantığının hikmetini yeni neslimize öğretmemiz lazım. Buna ihtiyaç var, insanlığı yaşatmak için, ihya etmek için, imha etmek için değil” dedi
Edirne’de İslam Alimleri Vakfı tarafından Edirne Valiliği’nin Balkan Şehirleri İş Birliği Platformu’nun desteğiyle ‘Balkan Alimleri Buluşması’ düzenlendi. Trakya Üniversitesi Balkan Kongre Merkezi’nde gerçekleştirilen programın açılış törenine Diyanet İşleri Başkanı Prof.Dr. Ali Erbaş, Milli Eğitim Bakan Bakan Yardımcısı Nazif Yılmaz, Edirne Valisi Yunus Sezer, İslam Alimleri Vakfı Başkanı Nasrullah Hacımüftüoğlu, Trakya Üniversitesi Rektöre Prof. Dr. Mustafa Hatipler, Mimar Sinan Vakfı Başkanı Hasan Gümüş, İslam Alimleri Vakfı Başkan Yardımcısı ve Devlet İrşad Komisyonu Başkanı Prof. Dr. Mustafa Karataş ile Türkiye ve Balkanlar’dan çok sayıda din adamı katıldı.
‘İLİM MEDENİYETİNE SAHİP ÇIKMAMIZ GEREKİR’
Programın açılışında konuşan Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, kitap ve sünnetten asla vazgeçilmemesi gerektiğini ifade ederek; “Akıl sahiplerinin, peygamberin getirdiklerini kabule davet eden ilahi bir kanun. Dikkat ederseniz merkeze peygamberi koyuyor. Dinin tarifinde merkezde peygamber var. İşte bu mantıkla yüce Rabbimiz, ilk yarattığı insanı aynı zamanda peygamber olarak görevlendirmiştir. Hazreti Adem; peygamber. Bütün peygamberler yeryüzünde iyiliği egemen kılmak, kötülüğü ortadan kaldırmak ya da kötülüğe engel olmak yani bizim hocalar olarak Kuranı Kerim’deki görev tanımımız var ya. Buradaki o görevin ilk sahipleri peygamberler. Peygamberler bu vazifelerini yaptı. İşte o peygamberlerin sonuncusu Hazreti Muhammed Mustafa aleyhissalatu vesselam efendimiz ilimle vazifesine başladı. Öğrenmekle, öğretmekle, kalemle başladı. Bu inen ilk sure, ilk ayetler. İşte buradan bizim alacağımız mesaj bu medeniyet ilim medeniyetidir, alimlerin medeniyetidir. Alimlerin ortaya koyduğu o medeniyetin mensupları olarak demek ki bizlerin hepimizin buna sahip çıkmamız gerekir. Demek ki kitap ve sünnet bizim asla vazgeçemeyeceğimiz, asla ihmal etmememiz gereken iki önemli unsur, bize peygamberimizin emaneti. Dinin temeli kitaba ve sünnete dayanmalı” şeklinde konuştu.
‘KUDÜS İÇİN LİSANİ DUA YETMİYOR, FİİLİ DUAYA İHTİYAÇ VAR’
Erbaş, 1187 yılında Selahattin Eyubbi’nin Hristiyan işgalinden Kudüs’ün yeniden işgalden kurtulması için tüm Müslümanları dua etmeye davet etti. Erbaş, “Müslüman ordularının başında Selahattin Eyyubi ve Müslümanlar Kudüs’ü tekrar işgalden kurtardılar 1187 yılında. Yani 88 sene işgal altında kaldı Darüsselam. Şimdi kaç sene oldu işgalde? 1948 kabul edersek, 76 sene. 1917 kabul edersek bu süre doldu, 88 sene doldu. İnşallah 1099 Ekim işgali nasıl 88 sonra bittiyse şimdi de fazla sürmez inşallah. Öyle dua edelim, bu işgalin bir an önce bitmesi için. Tabii ki dua yetmiyor, lisani dua yetmiyor. Fiili duaya ihtiyaç var. Bunun için de Müslümanların birlik beraberlik içerisinde hareket etmesi lazım. 2 milyara yakın Müslüman’ın bu işgale son vermesi için sadece fiili olarak değil, o zulmü bizim elimizle düzeltmemiz lazım. 1186, sonra sekiz asır boyunca Kudüs tekrar Darüsselam oluyor, Müslümanların sayesinde” diye konuştu.
‘İMHA MEDENİYETİ OLAN BATILILARIN GEÇMİŞİNE BAKTIĞIMIZDA BİR KARANLIK ÇAĞ VAR’
Batı medeniyetinin bilimi insan yararına kullanmadığına vurgu yapan Erbaş; “Batılılarda karanlık çağ diyoruz ya; imha medeniyetinin geçmişine de baktığımız zaman bir karanlık çağı var. Erzurumlu İbrahim Hakkı Hazretleri’nin gök cisimleriyle ilgili, astronomi ile ilgili çalışmalarını yaptığı zamanlarda bile batıda 1600’de bir ilim adamını sen nasıl bu konularla uğraşırsın diye Vatikan’da kilisenin önünde ateşe atarak yaktılar biliyor musunuz? Yıl 1600. Karanlık çağ diyorlar ya. Bazen Türkiye’de yaşayıp da aydın geçinip de Orta Çağ zihniyetinin sanki Müslümanlar arasında yaşandığını bilmeyecek kadar cahil aydınlar var. Halbuki o dönemlerde hakikaten Avrupa’da bilim namına hiçbir şey yok. Bizim getirdiğimiz yerden ilmi aldılar, bugün nerelere geldiler. Ve o ilmi sadece insanlığın faydasına değil, zararına da kullanıyorlar. Bizim ilim anlayışımızda hatta dualarımıza da yansımış. ‘Faydasız ilimden sana sığınırım ya Rabbi’ diye dua ediyoruz” ifadelerini kullandı.
‘İLME İNSANLIĞI YAŞATMAK İÇİN, İHYA ETMEK İÇİN İHTİYAÇ VAR, İMHA ETMEK İÇİN DEĞİL’
Erbaş, batı ülkelerinin İslam alimlerinin bıraktığı bilimi işgal ve imha konusunda daha çok kullandığını söyleyerek; “Çanakkale’de 250 bin şehidimizi neyle şehit ettiler? Yani ürettikleri silahlar, silahın üretim yerleri oralar. Japonya’da iki şehri neyle yerle bir ettiler, binlerce kişiyi öldürdüler? İlimle ürettikleri o bombalarla. Bugün görüyorsunuz. Yani yukarıdan bombaları atarak, neresi olursa olsun. Bugün Gazze’de bunu yapıyor dün Japonya’da yaptı. Başka yerlerde de yaptı. İşte Irak’ta da yaptı. Bir milyon insan nasıl öldürüldü Körfez Savaşı’nda? Batılıların bilimle ürettikleri o yok edici, soykırım yapılabilecek unsurlarla, silahlarla. Onun için bizim ilmi yeniden insanlığın ihyası için kullanılması gerektiği anlayışını önce bütün insanlara anlatmamız lazım. İlim, hikmet, irfan bunlar insanlığın ihyası içindir, kurtuluşu içindir. Buna önem vermemiz lazım. Bütün okullarımızda, ilkokuldan liseye, üniversiteye kadar bütün okullarımızda aslında teorik olarak öğrettiğimiz bütün bilimin branşlarının önce amacını öğretmemiz lazım çocuklara. Yani matematiği niye öğreniyoruz? Fiziği niye öğreniyoruz? Kimyayı neden öğreniyoruz? Bunların mantığının hikmetini yeni neslimize öğretmemiz lazım. Buna ihtiyaç var, insanlığı yaşatmak için, ihya etmek için, imha etmek için değil” açıklamasını yaptı.
‘İNSANLIK MEDENİYETİNİ BÜTÜN DÜNYAYA YAYMAMIZ LAZIM’
Edirne Valisi Yunus Sezer, Edirne’nin insanlık medeniyetinin inşa edildiği kentlerden birisi olduğunu dile getirerek; “Biz medeniyet inşa etmek için bugünlere gelmiştik. İnşallah bu medeniyeti, bu insanlık medeniyetini kendimize de varsa hatırlatarak bütün dünyaya yaymamız lazım. Bu toplantının Edirne’de olmasını çok önemsiyoruz. Edirne de, Osmanlı medeniyetinin inşa edildiği aslında insanlık medeniyetinin inşa edildiği yerlerden bir tanesi” ifadelerine yer verdi.
‘İSTİMALET ÖZELLİ OLMAYAN MEDENİYET’İN, MEDENİYET OLARAK TANIMLANMASI MÜMKÜN DEĞİL’
Programa ev sahipliği eden Trakya Üniversitesi’nin Rektörü Mustafa Hatipler ise İslamın Balkanlar’da yüzyıllar boyunca kardeşliği, barışı tesis ederek, bir arada yaşamayı başaran bir toplum oluşturduğunu ifade etti. Rektör Prof. Dr. Hatipler; “İslam medeniyeti hakkında söylenecek çok fazla söz var. Bu sözler bu konferansın sınırlarını, bu konferansın boyutlarını aşacaktır şüphesiz. Ancak şunu söyleyerek bugüne bir farklı anlam katalım. Balkan coğrafyasında kurduğumuz İslam medeniyetinin medeniyet olma hususiyetini ortaya çıkaran iki temel özelliği, iki temel sütunu var. Bunlardan bir tanesi adalet diğeri de istimalet. İstimalet özelliği olmayan hiçbir medeniyetin medeniyet olarak tanımlanması mümkün değil. Bu duygu ve düşünceyle Edirne’mde Balkanların anahtarı, Balkanların kilidi olan bu kadim şehirde sultanlar şehri, şehirler sultanı olan bu güzel şehirde İslam alemlerinin bir araya gelmesi, Balkan alimlerinin bir araya gelmesinin tarifsiz, onurlu ve güzelliği içinde tekraren hepinizi saygı ve sevgiyle selamlıyorum” açıklamalarında bulundu.
İLK OTURUMU DİYANET İŞLERİ BAŞKANI ERBAŞ YÖNETTİ
Konuşmaların ardından program, Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’ın başkanlığındaki, Milli Eğitim Bakan Yardımcısı Nazif Yılmaz, Kuzey Makedonya İslam Birliği Başkanı Şakir Fetahu, Gümülcine Seçilmiş Müftüsü İbrahim Şerif, İskeçe Seçilmiş Müftüsü Mustafa Trampa, Romanya Müftüsü Murat Yusuf, Kosova İslam Birliği Baş İmamı Vedat Saiti, Sırbistan İslam Birliği Riyaseti Reisül Uleması Senad Halitoviç, Bulgaristan Müslümanlar Diyaneti Başmüftüğü Yüksel İslam Şurası Başkanı Vedat Sabri Ahmed’in konuşmacı olduğu buluşmanın ilk oturumuyla devam etti.
Adem Batuhan SEVER