Hastalığı önlemede ‘maske’ faktörü

Soğuk havalarda, kapalı alanlarda kalabalık bir şekilde bulunmanın hastalıkların yayılmasına yol açtığını dile getiren Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Kulak Burun ve Boğaz Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Emre Ocak, özellikle risk gruplarındaki ve hastalık taşıyıcısı vatandaşların mutlaka maske kullanması gerektiğinin altını çizdi. Ocak; “Özellikle risk grubunda olan hastalar, kronik hastalığı olanlar, yaşlı hastalar mutlaka kapalı ortamlarda maske kullanabilirse hastalıktan kendini korumuş olurlar. Hastalığa yakalananlar da maske kullanmalıdır. Hasta olanlar, kendilerindeki virüsü başkalarına bulaştırmamak için maske kullanmalılar” dedi.

Trakya Üniversitesi’nde düzenlenen bir program için Edirne’ye gelen Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Kulak Burun ve Boğaz Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Emre Ocak, özellikle soğuk havalarda, kapalı alanlarda kalabalık bir şekilde bulunmanın hastalıkların önünü açtığını belirterek, özellikle kronik hastalığı olanlar, yaşlı hastalar ve hali hazırda hastalık geçirenlerin kesinlikle maske takmaları gerektiğini söyledi.

‘SOĞUK ALGINLIĞI VE GRİP FARKLI OLAYLARDIR’

Halk arasında soğuk algınlığı olarak bilinen rahatsızlığın, aslında virüs ve bakterilerden kaynaklandığını ifade eden Ocak, grip hastalığının ise yine virüs kaynaklı, ancak çok daha ağır geçen bir hastalık olduğunu dile getirdi. Ocak; “Havalar soğuduğunda, soğuk algınlığı ve gribal durumlar daha sık görülmeye başlanıyor. Soğuk algınlığı ve grip farklı olaylardır. Soğuk algınlığı, daha hafif seyreden üst solunum enfeksiyonudur. Hafif boğaz ağrısı, burun akıntısı, öksürük gibi şikayetlerle ilerler. Genelde bunun sebebi virüslerdir.  Grip ise buna göre çok daha ağır. Genelde bütün vücudu tutan sırt ağrısı, bel ağrısı, eklem ağrıları, kırgınlık gibi daha sistemik genel semptomları açan durumdur. Her iki olayında ortak nedeni griplerdir. Hastalığı yapan mikroplar farklı çeşitlerde sınıflandırılıyor. En çok gördüğümüz bakteriler ve virüslerdir. Az önce bahsettiğim olaylara daha çok sebep olan mikroplar virüslerdir. Hepimizin çok yakından yaşadığı tecrübe Covid de bir çeşit virüstü aslında. Sadece çok ağır bir virüs çeşidiydi. Bundan dolayı aslında bütün dünyayı telaşa soktu” dedi.

‘KONTROLSÜZ ANTİBİYOTİK KULLANIMI, BAKTERİLERDE DİRENÇ OLUŞTURUYOR’

Ocak, kontrolsüz antibiyotik ilacı kullanımının zararlarına dikkat çekerek; “Bütün bu gribal üst solunum enfeksiyonlarının yaklaşık yüzde 80 civarında virüsler buna sebep oluyor. Çok da az bir oranda bakteriler sebep oluyor. Bunu söylememin nedeni, insanlar en hafif bir soğuk algınlığı, burun akıntısına antibiyotik kullanma eğilimde. Bu doğru bir şey değil. Antibiyotik mutlaka uzmana danışılarak uzmanın önerisi sonucu kullanılmalıdır. Mümkünse o bölgeden örnekler kültürler alınarak kullanılması gerekmektedir. Çünkü kontrolsüz antibiyotik kullanımı belli bir süre sonra o bakterilere bir direnç oluşmasını sağlar. Bu da uzun vadede halk sağlığı için büyük bir problem oluşturur” şeklinde konuştu.

‘YAŞLI KESİM, VİRAL ENFEKSİYONLARA KARŞI DAHA HASSAS’

Viral enfeksiyon hastalıklarında vitamin desteği, istirahat, bol sıvı ve gıda tüketiminin yeterli olduğunu kaydeden Doç. Dr. Ocak; “Çok daha fazla gördüğümüz viral enfeksiyonlarda yapmamız gereken semptomatik tedavi dediğimiz tedavi bunun için yeterlidir. Nedir bu tedavi peki. Vitamin desteği, istirahat, bol sıvı gıda alımı tabii ki bununla birlikte zararlı şeylerden kaçınmalıyız. Bunun en başında tütün ürünü kullanımı geliyor. Tütün ürünü, insanları çok çok kötü etkiliyor. Dolayısıyla biraz yatak istirahatıyla kısa sürede kişi kendine geliyor. Ancak hassas bir grup var bu da ileri yaş hastalar. 25 yaşında bir hastaya virüsün yapacağı hasar farklıdır, 80 yaşında rahatsızlığı olan hastalara bu virüsün vereceği hasar daha farklıdır. Yaşlı grup çok daha hassas” diye konuştu.

‘VİRÜSLERİN BULAŞMAMASI İÇİN MASKE KULLANIMI ŞART’

Özellikle kış aylarında kapalı alanlarda bulunmanın virüsleri daha çabuk yaydığına dikkat çeken Ocak, özellikle risk gruplarındaki ve hastalık taşıyıcısı vatandaşların mutlaka maske kullanması gerektiğine vurgu yaptı. Ocak; “Bu durumun kış aylarında fazla gözükmesinin sebebi; hava soğuduğu zaman kapalı alanlara sığınıyoruz. Açık havaya daha az çıkıyoruz. Kapalı ortamlarda bu viral hastalıklar genelde damlacık yoluyla yayılıyor. Yani kişi öksürüyor, hapşırıyor ve bu virüsler havada asılı kalıyor. Diğer insanlar bunu soluduğu zaman bu enfeksiyon solunum yoluna yerleşiyor ve hastalık ortaya çıkıyor. Dolayısıyla özellikle risk grubunda olan hastalar, kronik hastalığı olanlar, yaşlı hastalar mutlaka kapalı ortamlarda maske kullanabilirse hastalıktan kendini korumuş olurlar. Hastalığa yakalananlar da maske kullanmalıdır. Hasta olanlar, kendilerindeki virüsü başkalarına bulaştırmamak için maske kullanmalılar. Çünkü bu hastalıklar virüslerle yayılıyor ve bu virüslerin saçılımı genellikle hapşırık ve öksürük şeklinde oluyor. Hasta olan kişi maske taktığında hapşırsa, öksürse bile dışarıya salınımını engellediği için toplumu korumuş oluyor. Soğuk hava aslında hastalık yapmıyor. Hastalık yapan soğuk havalarda insanların daha fazla kapalı ortamlarda bulunması ve bu virüsleri daha kolay soluyabilmesidir” ifadelerini kullandı.

Adem Batuhan SEVER

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu
error: İçerik korunmaktadır !!