Maya tuttu, erbabı bilir!

Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunun 100’üncü yılını kutluyoruz. Cumhuriyet nedir diye düşünenlere Türk Dil Kurumu’nun deyişiyle; ‘Cumhuriyet, milletin egemenliği kendi elinde tutması ve belirli sürelerde seçtiği milletvekilleri ile kullanması olan bir yönetim biçimidir’ tanımı kenarda duruversin sizlere Cumhuriyet’in ne olduğunu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e ait olduğu sanılan bir hatırayla anlatmak isterim.
***
Ağustos ayının bir sıcak günü, öğle vakti… Gazi Mustafa Kemal Atatürk, Ulus’ta bir lokantada cam kenarındaki masasına oturmuş, yoldan gelip geçenleri seyreder. Yolun karşı tarafındaki bir hareketlilik dikkatini çekince, pür dikkat kesildiği noktada içindeki buzlu şurubun ısınmaması için, sırtındaki meşinle kaplı bakır ipliğinden beline bağlı 4-5 gözlü tahta bardaktan çıkardığı tahta bardağı, elindeki su ibriğinden döktüğü suyla, şöyle bir çalkadıktan sonra, belini öne doğru eğiren ve şerbetle dolan bardağı müşterisine uzatan ve sattığı şurubu da metheder bir üslupla bağıran adamı görür.
Adam bağırır: “Erbabı bilir! Erbabı bilir!”
Gazi Mustafa Kemal, adamı yanına davet eder. Atatürk’ün huzuruna, ibriği sırtında ter içinde çıkarılan erbabı bilir adam, biraz endişeli ve şaşkın; ‘Bana bir bardak şurup verir misin?’ diyen Ulu Önder’e, aktararak daha da soğuttuğu şurup bardağını uzatır.
Gazi Paşa, kendisine ikram edilen şurubu bir dikişte bitirdikten sonra, sırtındaki ibriği yere bırakıp karşısına oturmasını ister. Haliyle ‘erbabı bilir’ biraz şaşırır ve Ata’nın karşısına oturur. Atatürk garsonlara, onun için de masaya bir servis açmalarını emreder. Önce karşılıklı hatır sorulur. Sonra Atatürk; “Vatandaş olarak, yeni ilan edilen cumhuriyet rejiminden memnun musunuz?” diye sorar. Paşa, erbabı bilirden, Türk milletinin yeni rejimden memnun olduğunu öğrenir.
Paşa devam eder; “Peki, Cumhuriyet nedir sence?”
Erbabı bilir, Mustafa Kemal Atatürk’e mahcup da olmak istemeyerek; “Cumhuriyet benim gibi garibanın, Türk Ulusunun kurtarıcısı olan Ata’sının masasında oturabilmesi, yani adam yerine konulmasıdır” der.
Bu sözleri duyan Mustafa Kemal Atatürk, karşısında duran yaverine o mavi gözleri çakmak çakmak döner ve ağzından şu sözler dökülür: “Maya tutmuş… Maya tutmuş. Cumhuriyet, bilhassa kimsesizlerin kimsesidir”
Konuşmaların ardından ‘erbabı bilir’ şerbetçi müsaade ister ve yoluna devam eder.
***
İşte bu anıdaki gibi bahsedilen mayanın tuttuğunu, Cumhuriyet’in kimsesizlerin kimsesi olduğunu, Türk istiklalini, Türk Cumhuriyetini, ilelebet muhafaza ve müdafaa etmeyi birinci vazife edinen erbaplar bilir, bilmeye de devam edeceklerdir!
Türkiye Cumhuriyeti’nin 100’üncü yılı kutlu olsun.