Özçağdaş ‘Eğitim Maratonu’ için Edirne’de
‘Üniversiteleri yeniden planlayacağız’
CHP Genel Merkezi’nin ‘Eğitim Maratonu’ projesi kapsamında Edirne’de eğitimcilerle bir araya gelen CHP Eğitimden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Suat Özçağdaş, eğitimdeki birçok soruna dikkat çekti. Özçağdaş, 22 yıllık AK Parti iktidarında üniversitelerde hiçbir fakülte planlaması yapılmadığının altını çizerek; “Adalet ve Kalkınma Partisi iktidar olduğunda atanmayan öğretmen sayısı 68 bindi. Şimdi ne oldu? 1 milyon. Nasıl oldu? Her yere eğitim fakültesi açarsan, kontenjanların sınırlamazsan, bunu planlamazsan, her bölüm mezununa; ‘pedagojik formasyon alırsan, öğretmen olabilirsin’ diye bir hayal satarsan 69 bin olan sayı, 1 milyona çıkar. Cumhuriyet Halk Partisi olarak üniversiteleri yeniden planlayacağız. Üniversitelerin tüm bileşenleriyle beraber. Bazı mesleklerde de insan bulamıyor Türkiye’de. Devletin kadro yapılanmasını ona göre oluşturacağız. Özlük haklarını buna göre oluşturacağız. Öğretmenleri tekrar eski Cumhuriyet öğretmeni itibarına getireceğiz” dedi.
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkan Yardımcısı Suat Özçağdaş, partisinin eğitim alanında yaşanan sorunlara çözüm bulmak amacıyla başlattığı ‘Eğitim Maratonu’ programı kapsamında Edirne’yi ziyaret ederek eğitimci ve akademisyenlerle bir araya geldi. Edirne Belediyesi Meriç Sosyal Tesisi’nde düzenlenen toplantıya, CHP Edirne Milletvekili Ahmet Baran Yazgan, Edirne Belediye Başkanı Av. Filiz Gencan Akın, CHP Edirne İl Başkanı Av. Harika Taybıllı, CHP Edirne Merkez İlçe Başkanı Yücel Balkanlı, CHP il ve ilçe örgütleri, sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri, eğitimciler ile akademisyenler katıldı. Özçağdaş, toplantıda eğitimciler ve akademisyenlerin Edirne’deki eğitim sorunları konusundaki görüşlerini ve taleplerini dinleyerek not aldı.
‘EĞİTİMDEKİ SORUNLARIN TESPİTİ VE ÇÖZÜMÜ İÇİN ‘EĞİTİM MARATONU’
Toplantıda konuşan CHP Edirne İl Başkanı Av. Harika Taybıllı, CHP genel merkezi tarafında eğitimdeki birçok sorunun tespiti ve çözümü için ‘Eğitim Maratonu’nun başlatıldığını dile getirdi. Taybıllı; “Ülkemizde eğitimle ilgili pek çok sorun mevcut olduğu hepimizin malumu. Devlet okullarındaki yetersizlikler, özel okulların ticari kaygılarla hareket etmesi, eğitimdeki fırsat eşitsizlikleri, öğretmenlerin iyileştirmeye muhtaç çalışma koşulları, ezberli sistem, müfredattaki sorunlar, okul kantinlerindeki gıda kontrolsüzlüğü, eğitim masraflarının yüksekliği ve daha niceleri. Aileler ve çocuklar üzerinde büyük bir baskı oluşturan, bir maratona dönüşen eğitim sürecindeki daha birçok sorunun tespiti ve çözümüne yönelik partimiz bünyesinde başlatılmış olan ‘Eğitim Maratonu’nun Edirne ayağı için kıymetli Milli Eğitim Bakanlığı’ndan sorumlu gölge bakanımız, Genel Başkan Yardımcımız Suat Özçağdaş aramızda. Kendisi bu eğitim maratonunun öncüsüdür. Ayrıca Edirne’de seçim çalışmalarında bizlere çok ciddi destekleri olmuştu. Kendisine teşekkür ediyorum. Edirne özelindeki eğitim sorunlarına yönelik tespitlerin yapılması ve bunlara yönelik iyileştirmelerin yapılmasıyla ilgili belediyemiz çok ciddi çalışmalar yürütmekte” şeklinde konuştu.
‘BELEDİYENİN HİSSEDARI OLDUĞU ALANA OKUL PROTOKOLÜ’
Taybıllı’nın ardından konuşan Av. Filiz Gencan Akın, Edirne Belediyesi tarafından eğitime yönelik yürütülen bazı çalışmalar hakkında bilgi verdi. Edirne Belediyesi’nin hissedarı olduğu bir alana okul yapılması için, İl Milli Eğitim Müdürlüğüyle protokol yapıldığını bildiren Gencan Akın; “Geldiğimiz noktada Edirne Belediyesi olarak bizler hem kampanya döneminde verdiğimiz vaatler, ama seçimden hemen sonra yaptığımız icraatlar ile aslında CHP’li belediyeler olarak eğitime ne kadar önem verdiğimizi, ne kadar değer verdiğimizi gösteriyoruz. Göstermeye de devam edeceğiz. Bence son zamanlarda yapılan en önemli çalışma, en önemli gündem maddesi eğitim. Bu anlamda Genel Başkan Yardımcımız gerçekten gece gündüz demeden ki Ankara’da, maratonun başlangıcında da biz beraberdik. Sonrasında da hiç durmadan, şehirleri ziyaret ederek hem kamuoyu oluşturmak hem eğitimdeki sorunları paydaşlarıyla birlikte tartışarak, çözmeye çalışarak çok önemli bir çalışma içerisinde. Biz seçildikten sonra yaptığımız en önemli icraat, bununla da gurur duyuyorum; Edirne’de okul sayımız az, dersliklerdeki öğrenci sayımız çok fazla. Bizim de aynı zamanda belediye olarak hissedarı olduğumuz bir taşınmazı, İl Milli Eğitim Müdürlüğü’yle bir protokol yapılarak, okul yapılması konusunda biz de paydaşı olduk. Bundan dolayı çok onurlu ve gururluyum. Edirne’mize bir okul kazandırmada Edirne Belediyesi çok ciddi bir adım atmış oldu” diye konuştu.
EDİRNE BELEDİYESİ OKUL YEMEĞİ PROBLEMİNE EL ATIYOR
Başkan Gencan Akın, belediye ile Veli-Der iş birliği sonucu okullarda yetersiz beslenmenin önüne geçmek amacıyla özellikle dezavantajlı bölgelerde bir çalışma yapılacağını belirterek; “Zaten sivil toplum kuruluşlarımızla sürekli temas halindeyiz. Öğrencilerimiz için neler yapabiliriz, özellikle dezavantajlı mahallelerimizdeki Roman öğrencilerimiz için neler yapabiliriz, bu da seçildikten hemen sonra önceliğimiz oldu. Açtığımız eğitim yuvamızla birlikte çocuklarımızla beraber çok ciddi çalışmalarımız oldu. Aynı zamanda ailelere de dokunarak, aslında bu dezavantajlı ailelerimizle gerçek bir dönüşümün temellerini atmış olduk. Veli-Der ile bir işbirliği yaparak, okullar kapanmadan hemen önce bir deneme yaptık, ne yazık ki ben hep şunu söylüyorum; bu ülkedeki yoksulluğu biz yaratmadık, ama CHP belediyeleri olarak sosyal belediyecilik anlayışımızla, bizler yerelde gerçekten vatandaşlarımıza, özellikle öğrencilerimize dokunan çalışmaları yapıyoruz, yapmaya da devam edeceğiz. Bu kapsamda ‘bir elin verdiğini diğeri görmemelidir’ diyerek bir çalışma başlattık. Veli-Der ile kısa süre sonra bir çalışma yapacağız; öğrencilerimiz gerçekten yeteri kadar beslenemedikleri için, belki de okullarda yemek yiyemedikleri için devamsızlık sorunlarıyla karşı karşıyayız. Biz de Edirne Belediyesi olarak, bu anlamda çalışmalar yaptık, yeni dönemde de bu çalışmalarımıza devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.
‘İMECE ÜZERİNDEN İHTİYAÇ SAHİPLERİNE OKUL MALZEMESİ DESTEĞİ’
Edirne’deki eğitim kalitesinin yıldan yıla düşmeye başladığına dikkat çeken Başkan Gencan Akın; “Diğer taraftan İMECE üzerinden okullarımızda kırtasiye, çanta gibi ihtiyaçlar konusunda, ihtiyaç sahibi öğrencilerimize destek oluyoruz, destek olmaya da devam edeceğiz. Tabi okulların fiziki koşulları ile ilgili de sorunlarımız var. Bizler ekiplerimizle beraber okullarımızdaki fiziki koşulları düzeltmek için bir çalışma başlattık. Bu konuda da öğrencilerimizin ve okullarımızın yanındayız. Çünkü ne yazık ki devlet okullarında imkansızlıklar nedeniyle birçok eksiklik yerine getirilemiyor. Edirne aslında bir eğitim şehri. Edirne’de eğitim gördüğüm süre boyunca her zaman devlet okullarında okudum, hiç özel okulda okumadım, bundan da gurur duyuyorum. Benim öğrenci olduğum dönemlerde gerçekten Edirne’deki eğitim seviyesi, bugünle kıyaslandığında gerçekten bundan çok daha iyi durumdaydı. Görüyoruz ki gittikçe eğitimdeki kalite yavaş yavaş Edirne özelinde düşmeye başladı. Edirne her zaman sınavlarda üst sıralardaydı, bu başarının geriye düşmesi hepimizi kaygılandırıyor” açıklamasını yaptı.
‘ÜCRETSİZ OKUL YEMEĞİNİ BİR ÖNCEKİ BAKAN BAŞLATTI, YENİSİ İPTAL ETTİ’
CHP Eğitimden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Suat Özçağdaş, başta deprem bölgesi olmak üzere Türkiye’deki tüm okullarda öğrencilere ücretsiz temiz su ve bir öğün yemek verilmesi gerektiğine vurgu yaparak; “Biraz önce uzmanlarımızdan Edirne’yi dinledik. Arkadaşlarımızın Edirne’yle ilgili hazırladığı notlar oldu, onları aldık. Öncelikle şunu söylemek lazım; güzel işler de var. Edirne Valiliğini okul yemeği koalisyonu ve diğer bileşenleriyle birlikte yapmış oldukları ücretsiz su, simit, poğaça dağıtımı gibi dezavantajlı bölgelerdeki açlığa karşı verdikleri katkı, spor kursları gibi konular nedeniyle tebrik ediyorum. Bu Türkiye için de örnek bir uygulama. Deprem bölgesinde de her gittiğimiz ilde bunun çağrısını yapmıştım. Dolayısıyla Cumhuriyet Halk Partisi olarak gerçekleştirildiği yerlerde de ilgili kamu yöneticilerine teşekkür etmemiz bizim için bir görevdir, mutluluk duyarız. Ama bu Sayın Milli Eğitim Bakanına da başka bir görev yükler. Eğer Edirne’de öğrencilere ücretsiz temiz su verilebiliyorsa Türkiye’nin geride kalan 80 ilinde de başta deprem bölgesi olmak üzere çocuklarımıza ücretsiz temiz su verilebilmelidir. Tıpkı ücretsiz bir öğün okul yemeği gibi. Türkiye’de yapılan bütün araştırmalar öğrencilerin 1/3’ünün en iyimser rakamlarla ciddi bir yoksullukla karşı karşıya olduğunu gösteriyor. Bir önceki Milli Eğitim Bakanı Sayın Mahmut Özer okul öncesi öğrencilerine ücretsiz okul yemeği uygulaması başlatmıştı. Maalesef mevcut Milli Eğitim Bakanı’nın ilk değiştirdiği işlerden birisi bu oldu. Oysa sadece okul öncesi değil; ilköğretim ve ortaöğretime de ücretsiz yemek gelmesi gerekiyordu” ifadelerine yer verdi.
‘EDİRNE’DE BİRLEŞTİRİLMİŞ OKUL SORUNU KALMAMALIDIR’
Özçağdaş, Edirne’de deprem yönetmeliği sebebiyle yıkılan bazı okullarda öğrenim gören öğrencilerin, diğer okullara sevk edilmesinden kaynaklı eğitimin olumsuz yönde etkilendiğinin altını çizdi. Özçağdaş; “Edirne’mizde temel olarak ikili bir yapı var. Yeni yerleşim bölgeleri var, bir de eski yerleşim bölgeleri var. Eski yerleşim birimlerinde okul var ama öğrenci az. Yeni yerleşim birimlerinde okul yok ya da az. Benim aldığım bilgilere göre Gazi İlkokulu, Meriç İlkokulu, Mimar Sinan Ortaokulu ve Trakya Birlik yıkılmış durumda. Bu nedenle de Trakya Birlik Vali Fahri Yücel İlköğretim Okulu’nda birlikte eğitime görüyor. Birleştirilmiş eğitim daha önce de söyledim, sabahın kör karanlığında, akşamın kör karanlığında çocuklarımızın kendi uyku düzenini bozan, onların güvenliklerini olumsuz yönde etkileyen, ailelerinin çalışma yaşam ritmini bozan ve onların öğrenme kapasitelerini olumsuz yönde etkileyen bir uygulamadır. Edirne’de tek bir okulda var gibi gözüküyor şu anda öncelikle. Buradan il milli eğitim müdürümüze sesleniyorum; Edirne’de bir birleştirilmiş okul sorunu kalmamalıdır. Bu bir bina kiralayarak olabilir. Bu bir başka tesisten yararlanarak olabilir ama 2024-2025 eğitim öğretim yılına Edirne birleştirilmiş okul uygulamasına son vererek başlamalıdır” açıklamalarında bulundu.
‘YENİ YERLEŞİM BÖLGESİNDEKİ OKUL AÇIĞI KAPATILMALI’
Edirne’deki yeni yerleşim bölgesinde nüfusun artmasından kaynaklı okul yetersizliğine de dikkat çeken Özçağdaş; “Özellikle yeni yerleşim yerlerinde Cumhuriyet Mahallesi’ndeki okul yok örneğin; süratle okul yapımına başlanması gerekiyor. Çünkü Edirne nüfusu artık yeni yerleşim bölgelerinde toplanıyor, yoğunlaşıyor. Belediyemizin bu konuda yaptığı güzel işler var. Ben başkanımızı tebrik ediyorum. Okul yapım konusunda Milli Eğitim Müdürlüğümüzle iş birliği yapıyorlar. Cumhuriyet Halk Partisi bunu diğer illerde de yapıyor. Örneğin Tekirdağ’da da çok sayıda okulun yapılmasına destek vermiştik. Bizzat yaptıklarımız oldu. İstanbul Büyükşehir Belediyemizin, Ankara Büyükşehir Belediyemizin, başka illerde yaptığı okullar var. Dolayısıyla burada da bir okulun yapımı için bir protokol imzalanmış, çalışmalar başlamış. Süratle Edirne’de bu açığı kapatabileceğimize inanıyorum” sözlerini söyledi.
‘BAKIM ONARIM ÇALIŞMALARI EDİRNE BELEDİYESİ TARAFINDAN DA YÜRÜTÜLÜYOR’
Belediyeler tarafından eğitime yapılan her yatırımı, Türkiye’nin geleceğine yapılan bir yatırım olarak nitelendiren Özçağdaş; “Bakım onarım çalışmaları Türkiye’nin dört bir yanında olduğu gibi Edirne Belediyemiz tarafından da yürütülüyor. Edirne’nin diğer bizim yönetimimizde olan ilçe belediyecilere de aynı şekilde hazırlıklarını, bakımlarını, onarımlarını yapıyorlar. Ve hayırseverlerle birlikte okul kıyafeti, çanta, kırtasiye gibi hazırlıkları yapıyorlar. Eğitime yapılan her yatırım Edirne’nin de Türkiye’nin de geleceğine yapılan yatırımlar olacaklar” dedi.
‘MAARİF MODELİ, AK PARTİ’NİN ÇAĞ DIŞI EĞİTİM MANİFESTOSUDUR’
MEB tarafından yürürlüğe konulan ‘Türkiye Yüzyılı Maarif Eğitim Modeli’ni de değerlendiren Özçağdaş, modelin uygulanmasına yönelik herhangi bir pilot uygulama gerçekleştirilmediğine dikkat çekti. Özçağdaş; “Burada çokça dile getirildi. Türkiye yüz yılı maarif modeli ki Adalet ve Kalkınma Partisi’nin çağ dışı eğitim manifestosudur. Öyle bir manifestodur ki hiçbir ihtiyaç analizi yoktur. Öyle bir garabettir ki yazarı belli değildir. Hangi eğitim felsefesine dayandığı belli değildir. Kaynakçası yoktur. Hiçbir pilot çalışması yapılmamıştır. Ders programları bile hazır değildir. Sadece mevcut Milli Eğitim Bakanı ve onun görevlendirmiş olduğu dar bir grubun 100-150 yıl önceki hayallerine karşılık gelen bir tür zaman makinesine binip geçmişe gitme operasyonudur. Ben defalarca kendilerine iyi yolculuklar dilemiştim. Fakat Türkiye’nin öyle geçmişe gitme niyeti yok. Bulunduğu çağda laik, bilimsel, kamusal, parasız, demokratik, eşit eğitim istiyoruz. Bizim istediğimiz budur. Biz öyle hiç kimsenin kendi ideolojik saplantıları çerçevesinde ilerlemek istemiyoruz. Türkiye yüzyılı maarif modeliyle hem hukuk önünde Danıştay’daki davamız çerçevesinde hem de tüm mecralarda mücadele edeceğimizi buradan bir kere daha söylemek istiyorum” şeklinde konuştu.
‘EĞİTİMİN PAYDAŞLARI BİR ARAYA GELSİN, KANUNU YAPMAK İÇİN YETERLİ SÜRE VAR’
Özçağdaş, Öğretmenlik Meslek Kanunu’nda (ÖMK) yapılan değişikliklerle ilgili hiçbir eğitimciden, sendikadan veya sivil toplum kuruluşundan görüş alınmadığının altını çizdi. Özçağdaş; “Öğretmenlik mesleği kanunu ki mesleğin uzun tartışılan bu yasama döneminin kanun teklifiydi. 22’nci maddede durmak durumunda kaldı. Defalarca Milli Eğitim Bakanı’na çağrıda bulundum. Bir kez daha bulunuyorum; Cumhuriyet Halk Partisi’nin içine alması ama tüm sendikalarla, her görüşten sendikalarla yani eğitim fakültelerinden akademisyenlerle bir araya gelsin, eğitim uzmanlarıyla bir araya gelsin ve sadece öğretmenleri de değil müfettişleri, şube müdürlerini, hizmetlileri, güvenlik görevlilerini içine alan bir milli eğitim personel kanunu yapmak için önümüzde yeterli süre var. Bu iki aylık sürede hep beraber çalışılsın ve Cumhuriyet Halk Partisi olarak bunu destekliyoruz” diye konuştu.
‘MİLLİ EĞİTİM BAKANI, DİYANET İŞLERİ BAŞKANI’YLA EŞ BAŞKAN HALİNE DÖNÜŞMÜŞ’
ÇEDES protokolüyle, okullara hiçbir pedagojik karşılığı olmayan olguların sokulduğuna vurgu yapan Özçağdaş; “Devletin kaynaklarının belirli bir yandaş, tarikat ve cemaatlere aktarılma konusunda inanılmaz mekanizmalar geliştirildiğini örnekleriyle anlattılar. Ortaokul seviyesinde yurt açmalar, bu yurtlara çocukların gitmesi için her türlü katkıyı yapmalar, mevcut yurtlara devletin parasal destek vermesi ve yoksul ailelerin çocuklarını oraya çekmek için bunu bir fırsat olarak kullanılması. ÇEDES adı verilen kerameti kendinden menkul birtakım görevlilerin sınıflara girerek ‘annen öldü, ağla çocuğum’, ‘bak burada bir mezar var, bak çocuğum.’, ‘Şurada bir maket bunun çevresinde ibadet edelim’ gibi hiçbir pedagojik karşılığı olmayan ve buna karşılık camilerde bowling oynatan akıl tutulması işler var. Milli Eğitim Bakanı, Diyanet İşleri Başkanı’yla eş başkan haline dönüşmüş. Milli Eğitim Bakanlığıyla birlikte Diyanet İşleri Başkanlığı ülkenin kendi tabiriyle söylersem maarif işlerini organize ediyorlar” ifadelerini kullandı.
‘YOKSUL AİLE ÇOCUKLARINI, 5100 LİRA GELİR İÇİN İŞ YERLERİNE HAPSETTİNİZ’
Öğrenim gören çocukların güvenliğinin gözetilmesinin, çocuklara değer vermekten başladığının altını çizen Özçağdaş; “Türkiye’de korunması en önemli kesim çocuklardır. Merkezi hükümetin taşra teşkilatlarının tüm kurumlarının kapısında güvenlikçi durur. Hiçbir güvenlik sorunu olmayanlar dahil. Oysa okulların önünde uyuşturucu satıcıları, cirit atıyor. Akran zorbalığı almış başını gitmiş. Birtakım mafyatik yapılar çocukları haraca kesmiş, bizimkiler güzellik uykusundalar. Değerleri olan nesiller yetiştirecekler. Siz onlara ne değer veriyorsunuz ki hangi değeri görmek istiyorsunuz? Siz bu çocukların güvenliğini dert ediyor musunuz? Güvenliğini dert ediyor olsanız her ay MESEM’lerde en az bir çocuk ölüyor. Size kaç kere; ‘bu çocuklar neden ölüyor? araştıralım’ dedik. Her seferinde reddettiniz. Sizin kendi iktidarınızdan başka, koltuklarınızdan başka değer verdiğiniz hiçbir şey yok. Siz bu ülkenin çocuklarına değer falan vermiyorsunuz. Veriyor olsaydınız dört gün işte, bir gün okulda diye yoksul aile çocuklarını 5100 lira gelir için oraları hapsetmezdiniz. Çocuklar iş gören değil, iş öğrenen çocuklar olması gerekiyor. Bu çocukları korumak hepimizin görevi. Eğer bir değerler eğitimden bahsedeceksek önce çocuklarımıza değer vererek başlamamız gerekiyor” açıklamasını yaptı.
‘2002’DE 69 BİN OLAN ATANAMAYAN ÖĞRETMEN SAYISI, BUGÜN 1 MİLYON OLDU’
AK Parti iktidarının yükseköğrenimde bir fakülte planlaması yapmadığının altını çizen Özçağdaş, bundan dolayı atanamayan öğretmen sayısının yıldan yıla katlandığına vurgu yaptı. Özçağdaş; “Bu iktidarın ülkenin en büyük kötülüklerinden biri de bu. Sadece sayılara oynuyorlar. Şu kadar okul açtık, şu kadar mezun ettik, şu kadar yol yaptık, şu kadar kilometrede bir şey başlattık. Mesele bu değil ki. Mesele şu; siz bu kadar okul açtınız, iyi yaptınız. Peki o okullara akademik kadrolarını doğru planlamayla yerleştirdiniz mi? Bir üniversite açıyorsun. O üniversiteyi açmak için doğru akademik kadroları en az bir beş sene yetiştirmen lazım. Açtım oldu. Ya sen açtın oldu da oradan mezun olan da, oraya giden de, gitmeyi düşünen de o üniversitenin durumunu biliyor ama gidiyor çocuklarımız ne yapsın. Çok sayıda öğrenci var. Peki fakülte planlaması yaptın mı? Adalet ve Kalkınma Partisi iktidar olduğunda atanmayan öğretmen sayısı 68 bindi. Recep Tayyip Erdoğan Gaziantep’ten bağırıyordu Bülent Ecevit’e; ‘Yahu neden atamıyorsun benim evlatlarımı? Müzik öğretmeni resme, resim beden eğitimine giriyor, madem okutmayacaktın? Neden? Bunları madem atamayacaktın neden okuttun? Bizim iktidarımızda böyle bir şey kalmayacak.’ Sene 2002. Şimdi ne oldu? 1 milyon. Nasıl oldu? Her yere eğitim fakültesi açarsan, kontenjanların sınırlamazsan, bunu planlamazsan, her bölüm mezununa; ‘pedagojik formasyon alırsan, öğretmen olabilirsin’ diye bir hayal satarsan 69 bin olan sayı, 1 milyona çıkar. Şimdi ne oldu? 1 milyon atanmayan öğretmen var. Atanamayan öğretmen diye bir şey yok. Atanmayan öğretmen var. Sen başardın” ifadelerine yer verdi.
‘ÜNİVERSİTELERİ YENİDEN PLANLAYACAĞIZ’
Özçağdaş, CHP iktidarında yeniden planlamasını yapacakları üniversitelerle birlikte devletin kadro planlamasının oluşturulacağını açıkladı. Özçağdaş; “Cumhuriyet Halk Partisi olarak üniversiteleri yeniden planlayacağız. Üniversitelerin tüm bileşenleriyle beraber. Bazı mesleklerde de insan bulamıyor Türkiye’de. Devletin kadro yapılanmasını ona göre oluşturacağız. Özlük haklarını buna göre oluşturacağız. Öğretmenleri tekrar eski Cumhuriyet öğretmeni itibarına getireceğiz. Dolayısıyla bizim gençler için yepyeni bir planlamayla, dünyayı anlayan, dünyayı okuyan işler yapmamız lazım” açıklamalarında bulundu.
Adem Batuhan SEVER
