Ragbi günlükleri 173

Uzun yıllar süren savaşların ardından kaynaklarını ve yetişmiş insanlarını kaybeden Yeni Türk Devleti, kısa süre içerisinde yeni bir ülke, yeni bir toplum yaratmıştır. Genç Cumhuriyet; fikri, vicdanı, irfanı hür nesillerin doğacağı ortamı hazırlayarak, muasır medeniyeti hedeflemiştir. Cumhuriyet, bizler için çok kıymetlidir. Çünkü biliyoruz ki Cumhuriyet, Türk’ü kul olmaktan kurtarıp birey yapmış, fakir Türk çocuğuna fırsat eşitliği sağlayarak geleceğine umut olmuştur. 100. Yılda da, Cumhuriyet Devrimleri’ne inanmış biz Türk Gençleri, yüksek sesle haykırıyoruz: ”Yaşasın Cumhuriyet!”. Nice yıllara…
Cumhuriyet Bayramı coşkumuzun giderek arttığı günlerde 15’li Ragbi Milli Takımımız, Kırklareli’de kamp için toplandı. Avrupa Konferans Ligi C Grubu’nda oynayacağı ikinci maçta rakip, Bulgaristan olacaktı. 23 Ekim’den 27 Ekim’e kadar devam eden kamp sonrasında, karayolu ile Sofya’ya gidildi. 28 Ekim Cumartesi günü saat 15.00’da başlayan karşılaşmaya, Sofya Ulusal Stadyumu ev sahipliği yaptı. Türkiye’deki Moldova maçıyla kıyaslandığında, Bulgar seyirciler maça ilgi göstermişti. Oyuncuların sahaya yürüyüşlerinin evvelinde, karşılaşmayı renklendirmek adına bir dans grubu gösterisini sergiledi. Takımların sahada yerini almasıyla birlikte, ulusal marşlar çalınmaya başlandı. Milli Marşımızın ilk kıtası bittiğinde, marşımız yarıda kesilmiş ve Bulgaristan Ulusal Marşı hoparlörlerden duyulmuştu. Millilerimiz, duraksama yaşamadan, gürbir sesle Milli Marşımızı tamamladılar.
Bulgaristan’ın vuruşuyla başlayan maçta, ilk beş dakika rakibimizin denemelerini gördük. Bu sürede, üç kez taç atışı(line out) kullanan Bulgaristan, denemeleri sonucunda alan golü ile ilk sayılarına ulaştı:3-0. Onuncu dakikada kazandığı penaltıyı sayıya dönüştüren takımımız, skoru eşitlemişti:3-3. İzleyicilerin geçiş sayısı(try) görebilmesi için yirmi dakika beklemesi gerekti. Savunma arkamıza yapılan vuruşu Muhammet Bozkurt karşılayamayınca, top rakibe geçti ve bir anda tehlikeye dönüştü. Kanada akan topu alan Bulgaristan kaptanı Petar Nikolov, iki oyuncumuzu geçerek takımına sayıyı kazandırdı:10-3. Yediğimiz sayı sonrasında, cevap verecek fırsatı hemen yakalamış, rakip 22 metre çizgisi içerisinde scrum kazanmıştık. Denememizin sonucu ileri yönlü atılan pasla bitiyor ve elimiz boş dönüyorduk. 24. dakikada, Bulgaristan’ın kazandığı penaltıyı hızlı kullanması ve bizim tepki veremememiz, skor farkının rakibimiz lehine açılmasına sebep oldu:17-3. Şu skorla ikinci yarıya gidilse, psikolojik olarak daha zor bir ikinci yarı başlangıcı olabilirdi Milli Takımımız adına. Bizleri yeniden umutlandıran sayı, ilk yarının sonunda Aykut Kanaçlar’dan geldi. Aldığı pasla rakip savunma hattını kırmayı başaran Aykut, sayıyı hanemize yazdırdı ve ilk yarı skorunu ilan etti:17-10.
Organizasyon girişimlerimizin hatalar ile sonuçlanması, oyunun daha çok Türkiye yarı alanında oynanmasına sebep oldu. Bulgaristan denemelerindeki el becerisi hataları ise, farkın açılmasını engelliyordu. İlk yarı boyunca bir tane düzgün taç atışı(line out) organizasyonu yapamayışımız ve üstün scrum kuvvetimize rağmen rakibin scrumlardan sağlıklı top çıkarışını engelleyemeyişimiz, oyunun özel durumlarındaki eksikliklerimizdi. Sadece bir scrum pozisyonunda, hakemin düdüğü lehimize çalınabildi. Kullandığımız iki alan golünün sadece birini sayıya dönüştürüyorduk.
İkinci yarının ilk topuyla birlikte denemelerine başlayan takımımız, yaptığı el becerisi hatalarıyla skoru değiştirecek sayıları bulamıyordu. 49. ve 53. dakikalarda gelen alan golleriyle, Bulgaristan farkı açtı:23-10. 57. dakikada, önemli bir girişimden elimiz yine boş dönüyorduk. Rakip 22 metre içerisindeki taç atışı organizasyonu sonrası 10 numaralı oyuncumuz Eyüp Ensar, açık alanda topu canlı tutmak yerine, oyunun yönünü değiştirip, kalabalığa dalınca top kaybı yaşandı. 60. dakikaya kadar oyunun yönlendiricisi takımımızdı. 62. dakikada, karşılanamayan vuruş ve yapılan hata, topu Bulgaristan’a veriyor, ikramın geri çevrilmemesi skoru değiştiriyordu:30-10. Umutlarımızı sürdürmemizi sağlayacak tepkileri, özellikle ikinci yarıda, çabuk verdi Türkiye. 65’te, Ensar’la cevap veriyor, ancak akabinde yenen kolay sayı, bizleri yine karamsarlığa sürüklüyordu:37-17. 72’de Aykut’tan bir savunma hattı kırışı daha izledik. Rakibini üzerine çekip, destek koşusu yapan Mustafa’ya topu ulaştırdı, hanemize bir sayı daha yazıldı:37-24. Karşılaşmanın kapanışı, 80. dakikada gelen alan golüyle yapılıyor ve maç, 40-24 Bulgaristan lehine tamamlanıyordu.
Oyunumuzun savunma kısmına kafa yormamız gerekiyor. Kolay yediğimiz sayılar, hücum üretkenliği dengesiz olan takımımızın işini zorlaştırıyor. Savunmamızın ve taç organizasyonlarımızın üzerine özellikle çalışmalıyız. Maç boyunca kazandığımız penaltı avantajlarını taç vurduk. Ancak başarılı bir organizasyon sağlayamayınca, avantajımızı devam ettiremedik. Öncelikli çözülmesi gereken iki problemden biridir.
Bulgaristan kaptanı Petar Nikolov; bulduğu geçiş sayısı, mesafe ve açı tanımaksızın yaptığı vuruşlarla(alan golü, ekstra vuruş) takımının galibiyetinde önemli pay sahibi oldu. ”Maçın Oyuncusu”, benim için kendisidir.
Sonbahar dönemindeki takvimini tamamlayan Türkiye, 2024 yılının ilkbaharında Sırbistan karşısında mesaisine devam edecek. Aradaki sürede, görünen problemlerin çözülmesi dileğiyle…
NOT: Fotoğraflar, Sportalbg İnstagram sayfasından alınmıştır.


