Ragbi Günlükleri 44
Dünyanın en çok izlenen, en çok sevilen spor branşlarından birisi olan ragbi, son yıllarda ülkemizde de hızlı bir gelişim içerisinde. Uzun yıllardır bu sporun içerisinde olan ülkelerle aramızdaki mesafe hâlâ açık olsa da gösterdiğimiz gelişim gelecek adına ümit veriyor. Artan oyuncu ve antrenör sayıları, yeni kurulan takımlar, alt yaş gruplarında oluşturulan liglerdir ümitlenmemizdeki sebepler.
Yeni coğrafyalarda hayat bulmadan önce belli başlı şehirlerde oynanıyordu ragbi. Ülkemizdeki ragbi gelişimine emek veren şehirlerden birine konuk olacağız bu hafta. Eskişehir’de, Emin Erden’in konuğu olacak ve Eskişehir ragbisi üzerine konuşacağız.
Yaklaşık 10 yıl önce yaşanan üzücü bir olay üzerine, gençlere yardımcı olmanın yollarını arayan Emin Hoca, hiç bilmediği bir sporla gençlere yardımcı olmak istedi. Hem öğrendi hem öğretti. Lise ve üniversite çağındaki çok sayıda genç, O’nun sayesinde ragbiyle tanıştı. Yalnız çıktığı bu yolda, giderek çoğaldı. Şimdi durup baktığımızda, ragbiyle tanışmış çok sayıda genci, milli olmuş sporcuları ve kazanılan birçok derecesi var Eskişehir’in. İlk günden bugüne, Eskişehir’in ve Emin Erden Hoca’nın ragbi macerasını okuyacaksınız bu haftaki Ragbi Günlükleri’nde. Katılımı için Emin Hoca’ya teşekkür ediyor ve röportaja geçiyorum.

ZAFER ERAY(ZE): Okuyucularımız için öncelikle kendinizi tanıtır mısınız?
EMİN ERDEN(EE):Eskişehir’de doğup, büyüdüm. Anadolu Üniversitesi Beden Eğitim ve Spor Yüksekokulu Antrenörlük bölümünden mezun oldum. Daha sonra Anadolu Üniversitesi Spor Yönetimi bölümünü de bitirdim. 2010 yılından beri, Türkiye’de hem ragbi oynuyorum hem de antrenörlük yapıyorum.
ZE: Ragbiyle tanışma hikâyenizi öğrenebilir miyiz?
EE: 2008 yılında Anadolu Spor Kulübü’nün, 2010 yılında ise Aqua Spor Kulübü’nün kurucu üyesi ve ilk başkanları olarak kulüpleri kurmuş, su sporları üzerine çalışmalar yapmaktaydım. Üniversitede okurken,ragbiyi internet üzerinden görüp öğrenmek istemiştim. Ancak Eskişehir’de bunu tatbik edeceğim bir kurum ya da kuruluş yoktu. 2009 yılında, Eskişehir Gençlik Spor İl Müdürlüğü’nde antrenör olarak çalışmaya başladığımdan, başka bir şehre gitme gibi bir planımda hiç olmadı. 2011 yılında, Eskişehir’de bir lisede bıçaklanma olayı olmuştu ve bunu öğrendiğim gün bizim gençlik spor il müdürlüğünün kapısında bir ilan gördüm. Türkiye Ragbi Federasyonu’nun liglerine başvuru yapmak isteyen spor kulüplerine bir çağrısıydı bu ilan. Kendi kendime dedim ki ‘Bu çocuklar lisede kavga edip duracaklarına, enerjilerini böyle bir sporla atabilirler. Biz öğrenemedik belki başkaları yararlanabilir bundan.’ diye düşündüm. Federasyonu aradım. O zaman genel sekreter Metin Ejder Beyefendi, spor kulübümüz lige girebilirse destek olacağını söyledi. Bu konuda bilgim olmadığını söylememe rağmen ‘Biz de sana yardımcı olmaya çalışırız.’ dedi. Bana 2 tane top gönderdi. Youtube üzerinden video izleyerek öğrenmeye çalıştım. Bu arada lig başvurusunu yapmıştım. Dediğim liseye giderek sporcu toplamaya başladım. O ara Eskişehir Osmangazi Üniversitesi’nde okuyan bir akrabam yardımcı oldu ve oradan da sporcu topladık. Yeni bir spordu. Youtube’tan videolar izleyerek ve diğer branşlardaki bilgilerimi bu branşa transfer ederek gençlere hem öğretmeye çalışıyordum hem öğreniyordum. Ama benim düşüncemde, 20’li yaşlardan sonra bir spora başlamak yoktu. Sistemi kurup, isteyen birine devredecektim. Yaklaşık 25 kişilik bir kadro ile çalışırken maç zamanı geldi çattı ve İstanbul’a, İstanbul Lions takımıyla maç yapmaya gelecektik ki bizim gençlerden bazıları İstanbul’a gelmedi. Benim dışımda, 14 sporcu ile serviste yola çıkmıştık ve bu şekilde İstanbul’a geldik.Sağolsun Metin(Ejder) abi bizi karşıladı. Durumu anlattım,‘Sende oyna.’ dedi. Oynamayı hiç düşünmüyordum ama bizim gençlerin korku dolu bakışlarını görünce,‘Verin formayı beraber sahayı çıkıyoruz.’ dedim. İyi ki kendime de lisans çıkarmışım. Kendimi sahada buldum. O gün birtry(geçiş sayısı) yaptım. Tabi bu kadar kıt bilgi ile yenildik. Ama o gün sahada çok zevk almıştım ve ben bu sporu bırakmam dedim. O günden beri de liglerde düzenli olarak oynadım vesporcu yetiştirmeye devam ettim.
ZE: Eskişehir, uzun zamandır ragbi camiasında yer alan, ulusal turnuvalarda başarılar kazanmış bir şehir. Şehriniz ragbiyle ilk nasıl tanıştı? Takımların, şehirdeki ragbi organizasyonunun son durumu nedir?
EE:Şehrin ragbiyle nasıl tanıştığına bir önceki soruda cevap verdim sanırım. Ben her zaman Eskişehir’de daha fazla takım kurulması konusunda, bu konuda istekli arkadaşlara destek verdiysem de Eskişehir öğrenci sirkülasyonunun çok fazla olduğu bir şehir. Üniversiteyi bitiren memleketine döndü. Liseden mezun olan, başka şehre üniversite okumaya gitti. O yüzden başka bir takım yok. Bir ara bizim dışımızda başka bir takım daha kuruldu ancak çabuk pes ettiler. İnşallah geri dönerler. En büyük arzularımdan birisi, Eskişehir yerel ragbi liginin kurulması. Bu konuda buradan da bir çağrı yapmış olayım. Eskişehir’de ragbi ile ilgili takım kurmak isteyen olursa elimizden gelen desteği vermeye hazırız.
ZE: Eskişehir’de nasıl karşılanıyor ragbi? Gençlerin, Eskişehir halkının geri dönüşleri nasıl?
EE:Bana sorarsanız,ragbi tam Türklerin yapması gereken bir spor. Ancak Eskişehir, çok fazla sosyal eğlence alanlarının olduğu bir şehir. Bu nedenle, gençleri sadece ragbiye değil spora yönlendirmek biraz zor oluyor. Ama 10 yılın sonunda, sokakta şu an ragbiyi bilen insanların bulunması beni ayrı mutlu ediyor.
ZE: Takımınıza yeni yüzler kazandırmak için ne gibi çalışmalar yapıyorsunuz? Oyuncu havuzunuz nasıl bir araya geliyor?
EE: Üniversitelerde ve liselerde seçmeler yapıyoruz. Şehrin işlek cadde ve alışveriş merkezlerinde stantlar açıyoruz. Buralardan yeni sporcu adaylarını takımımıza davet ediyoruz. Eskişehir’in yerel gazetelerinde çıkan haberlerimizde yeni oyuncu kazanmamızda etkili oluyor.
ZE: Antrenmanlarınızdan bahsedelim. Çalışmalarınızda nelere odaklanıyorsunuz? Haftada kaç gün antrenman yapıyorsunuz? Tesis, ekipman durumlarınızdan da bahseder misiniz?
EE:Eskişehir’de, Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü’nün sahalarında antrenman yapıyoruz. Bu zamana kadar nerdeyse bütün ekipmanı cebimden aldım. Ancak son zamanlarda sponsorlar bulmaya başladık. Kulübümüzden yetişen ragbi oyuncusu Sercan İlker Ertan’da maddi olarak takıma destek oluyor. Pandemi sürecinin öncesinden bahsetmem gerekirse, haftada en az 5 gün saha antrenmanı yaptırmaya çalışıyordum. Aslında ben 15li Ragbiyi de 7li Ragbiye de Ragbi Ligin bütün branşlarını da çok seviyorum. Ama elimizde ki oyuncu sayısının azlığı, başarılı olabileceğimiz 7’li Ragbi çalışmaya itiyor bizi. Ben en çok pas tekniği, oyun içi çoklu varyasyonlar ve genel takım taktiğine odaklı çalıştırıyorum takımlarımı. Tabi bu diğer yetenek geliştirici çalışmalar yapmadığımızı göstermiyor. Onları da öğretiyorum fakat üzerinde daha çok durduğum konular, dediğim gibi diğerleri.
ZE: Türkiye sınırları içerisinde düzenlenmiş ragbi turnuvalarının hepsinde, Eskişehir’i temsilen katılmış bir takım mevcuttu. Yine sanırım bu takımların hepsinde sizin de dahliniz vardı. Adım adım konuşalım istiyorum. Olimpik branşımız olan 7’li ragbiden başlarsak, Eskişehir’in geçmişten bugüne hem üniversiteler ligi hem de kulüpler ligi performansını anlatır mısınız?
EE:7’li Ragbide, o kadar çok maça çıktık ki birçoğunu hatırlamıyorum. Anadolu Üniversitesi ragbi takımında 4 yıl antrenörlük yaptım. İlk 7’li Ragbi maçlarıyla orada haşır neşir olduk. İstanbul’da düzenlenen 7’li Ragbi turnuvalarına katıldık. Eskiden İstanbul 7’s turnuvası vardı ve çok güzeldi. Üniversiteler Ligi’ne ilk gittiğimiz sene grubu 3. bitirdik. İlk ikiler gruptan çıkıyordu. Bizim grubun birinci ve ikincisi, turnuvanında birinci ve ikincisi oldu. Şanssızlığımıza verdik. Bundan sonra sırasıyla ikinci, üçüncü ve şampiyon olduk. 5. sene, oyuncu grubu ile anlaşamadık ve elemelerden sonra ben antrenörlüğü bıraktım. Bu arada, federasyon yönetimi değiştikten sonra yeni yönetim, 7’li Ragbi organizasyonunu oluşturdu. Federasyonun yapmış olduğu bu ligde, resmi olarak Türkiye’nin ilk 7’li Ragbi şampiyonu olduk. Bu her zaman bana ayrı bir mutluluk verir.
ZE: Peki 15’li ragbide ne durumdasınız?
EE:15’li ragbide, Sercan İlker Ertan’ın kulübümüze şehir dışından davet ettiği sporcularla tutunmaya çalıştık. Ama şu ana kadar çok net bir başarı elde edemedik. Ama bu konuda da çalışmaya devam edeceğiz.
ZE: 7’li ve 15’li ragbiye nazaran ülkemizde çok daha yeni oynanmaya başlamış bir ragbi disiplini daha var: 13’lü ragbi. Eskişehir olarak bu disiplinde de temsil gösteriyorsunuz. 13’lü ragbiyi oynamaya başlama süreciniz, devamında katıldığınız turnuvalar… Bu süreci de sizden duyalım.
EE:Ragbi Lig kurulduğunda, Türkiye’de çok fazla ragbi maçı yoktu. Açıkçası,‘Girelim, hiç olmazsa maç yaparız.’diye düşünerek liglere girdik. Bu disiplini de oynarken öğrendik. İlk 13’lü ragbi organizasyonunda 2. olduk. İlk 9’lu ragbi organizasyonunda da ikinci olduk. İlk kurulduğu yıldan itibaren ragbi lige katılıyoruz ve bundan sonra da katılmaya devam edeceğiz. Bu konuda emeği geçen isim, Ragbi Lig Derneği Başkanı Sayın Gürol Yıldız’dır. Bu konuda çok emek veriyor. İnşallah,ragbi lig sporuda daha üst seviyelere ulaşır.
ZE: İstanbul Kalamış Parkı’nda, Ragbi Lig Derneği tarafından organize edilen ‘Uluslararası Plaj Ragbi Lig Turnuvası’na da katılım gösterdiniz geçmişte. Bu tecrübe üzerine ne söylemek istersiniz?
EE:Bu turnuvaya da ilk yılından itibaren katılıyoruz. Şahsen, plaj ragbiyi eğlence, sosyalleşme, kaynaşma organizasyonu olarak görüyorum. İstanbul’a takımımla eğlenmek için gidiyorum.

ZE: Eskişehir, uzun yıllardır yeni yüzler kazandırıyor ragbi camiasına. Çok sayıda gencimiz, daha lise yıllarında ragbiyle tanıştı Eskişehir’de. Nasıl başardınız bunu? Okullarla iş birliği halinde misiniz? U18 takımlarınızla federasyonun düzenlediği turnuvalarda, ulusal turnuva tecrübesi yaşadı bu gençler. Okul sporlarında da temsil gösterdiler. Katıldığınız turnuvaları, başarılarınızı anlatır mısınız?
EE: Eskişehirliyim ve 10 yıldan fazladır, Eskişehir Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü’nde çalışıyorum. Beden eğitimi öğretmenleri ve okul müdürleri ile ikili ilişkilerim çok fazla. Bu da bana bu konuda avantaj sağlıyor. İstikrarlı olarak, sezon başlamadan antrenman yaptırmam ve bu süre içerisinde(yaklaşık 1 ay) en az 25-30 okula ragbi anlatmaya, takıma oyuncu davet etmeye giderim. Eşim Tuğba Erden de eski ragbi milli takım sporcusu ve aynı zamanda antrenör. Onun da bu konuda bana çok fazla katkısı oluyor. Tabi bu istikrarlı çalışma, başarı getirdi. İlk resmi U18 turnuvasının şampiyonu olduk. İnsanın küskünlükleri oluyor yada aileme daha fazla vakit ayırmam gereken durumlar oluyor. Son 1-2 senedir, bu dediklerimi çok fazla yapamadım. Ancak bu sene, yeniden aynı tempoyla çalışmaya başlıyorum. Ragbi camiasına inşallah yeni yüzler kazandırmaya çalışacağım.
ZE: Eskişehir, milli takımlara sporcu gönderen bir şehir mi? Detayları sizden öğrenelim.
EE:Hem erkek hem kadın hem de u18 milli takımlarına çok fazla oyuncu gönderdik. Kadın milli takımı kurulduğundan beri oyuncu yetiştiriyorum. Keza U18de aynı şekilde. Ancak büyükler kategorilerinde, federasyon yönetimi değiştikten sonra oyuncu göndermeye başladık. Herhalde eski yönetim Eskişehir’i görmüyordu bu konuda. Yeni yönetim daha adil davrandı bu konuda diye düşünüyorum. Bizler,ragbiyi severek oynuyoruz. Milli takımda oyuncularımın oynaması beni gururlandırır. Ancak oyuncularımın oynamasından daha önemli olan, milli takım olarak başarılı olmamızdır. Oyuncularım hak ediyorlarsa,gitsinler. Eğer yeterli çalışmanız ve yeteneğiniz varsa, tabi ki hak eden takımdan hak eden sporcuların giderek milli takımı başarılı kılmalarını arzularım.
ZE: Yerel yönetimlerle iş birliğiniz nasıl? Ragbiye bakışları olumlu mu?
EE:Aslından yerel yönetimler ile genel anlamda ilişkilerimiz iyi. Ancak ragbi, onlar için yaklaşık 50 branştan sadece biri. Bana göre bu kurumlar, daha çok katma değer sağlayacak branşlara yöneliyorlar. Ragbinin bilinirliğinin ülke genelinde az olmasının dezavantajını yaşıyoruz bu konuda diyebilirim.
ZE: Bir karşılık beklemeden ragbi oynamaya çalışsak da oyun oynayabilmemiz için bazı temel giderlerimizi karşılamamız gerekiyor. Formasıydı, ulaşımıydı, ekipmanıydı vs. siz nasıl üstesinden geliyorsunuz? Sponsorlarınız, destekçileriniz var mı?
EE:Dediğim gibi yaklaşık 10 yıldır, ben ve ailem sporculara destek olduk. Sporcular kendi ceplerinden para harcadılar. Ama son bir kaç senedir sponsor bulmaya başladık. Sponsor bulma işini de yaşayarak öğreniyoruz diyebilirim.
ZE: Eskişehir ragbisinin geleceğe dair planlarınız neler?
EE:Ben, ben olmadığımda da ragbinin devam etmesine yönelik çalışmalarda yapıyorum. Şu anda takımımıza yeni antrenör arkadaşlar kazandırmaya başladık. Artık gözüm arkada değil. Takım sayımızı artırmaya çalışıyorum. Keşke Eskişehir’de bizim dışımızda birileri de uğraşsa da yerel takım sayımızı daha da artırabilsek.
ZE: Ülkemizde ragbinin gelişimini nasıl değerlendiriyorsunuz? Neleri daha iyi yapmalıyız?
EE:Bu konuda o kadar çok proje ve birikimim var ki. Burada yazmaya kalksam sayfalar yetmez. Bence dünya ragbisinin hala çok gerisinde olmakla birlikte, her yıl üstüne koyarak ilerliyoruz. Gelişimimiz durmadan devam ediyor.Ama bana sorarsanız, daha hızlı ilerlemek bizim elimizde. Dediğim gibi bu konuda önerilerimin hepsi ayrı bir proje niteliğinde ve burada açıp anlatmam mümkün değil.
ZE: Milli takımlarımız üzerine ne söylemek istersiniz?
EE:Adı üstünde milli takım, hepimizi temsil nitelinde bir takım. Ben milli takımla ilgili olumlu olumsuz eleştiri yapmak istemem. İyi demek istediğim bir şeyi bir oyuncu yanlış anlayıp demorilize olabilir. Ancak liglerimizin kalitesi ne kadar artarsa bu, oyuncu kalitesini de o oranda arttırır.Bu da milli takımlarımıza olumlu olarak yansır. Biz her zaman her şartta milli takımlarımızın başarılı olmasını gönülden isteyen insanlarız.
ZE: Türkiye Ragbi Federasyonu’nun açıkladığı 2021 yılı reglamananında yeni kurulacak U20 ligini görüyoruz. Ne düşünüyorsunuz? Olumlu bir adım mı?
EE:U20 ligi çok olumlu bir adım.Ama şahsen, alt liglerin başlaması taraftarıyım. Alt yapınız ne kadar sağlam olursa, o kadar güçlü olursunuz. İnşallah yakında U16 ligi de kurulur. 2021 reglamanına,pandemiden dolayı yeni eklemeler olmuş. Test yaptırmak zorunlu ve takımların kafası karışmış durumda. Masrafı nasıl karşılayacaklarını düşünüyorlar. Ancak federasyonu arayarak öğrendiğim bilgi, kafile listelerindeki oyuncuların testinin devlet (numune) hastanesinde ücretsiz olarak yapılacağı.
ZE:2021 yılı liglerine katılacak mısınız? Cevabınız evet ise, Kovid protokollerinin üstesinden nasıl geleceksiniz?
EE:En azından bir kaç kategoride katılacağız. Önceki sorunun cevabında dediğim gibi maddi masraf olacağını çok fazla düşünmüyorum. Onun dışında, sporcuların gidip test olması biraz uğraştırıcı olacak.Ama bu konuda olmazsa olmaz bir durum. Sağlık her şeyden önemli.

ZE: Bir Türk genci neden ragbi oynamalı? Ragbi, bu gençlere ne kazandırabilir?
EE:Bence, sadece ragbi olarak cevaplamayayım bu soruyu.‘Neden spor yapmalı?’ olarak cevaplayayım. Bence her Türk genci; kendi fiziksel, bilişsel özelliklerine uygun bir sporu mutlaka denemeli. Spor; kazandırdığı fiziksel kuvvet, dayanıklılık gibi özelliklerle beden sağlığını olumlu etkilediği gibi bireyin özgüvenini arttırması, sosyalleşme ortamları sağlaması sayesinde ruh sağlını da olumlu etkilemektedir. Beden ve ruh sağlığı üst düzeyde olan kişi de spor dışında, iş yerinde ve aile ilişkilerinde ve daha birçok konuda başarılı bir hale gelir diye düşünüyorum.
ZE: Son sözlerinizle tamamlayabiliriz.
EE:Öncelikle, bu hayatta ailemden en sonra sevdiğim şey olan ragbi konusunda bana bu konuşma fırsatını verdiğiniz için çok teşekkür ediyorum. İnşallah Türkiye’de, çok kısa süre sonra daha üst düzeyde ragbi oynanmaya başlanır. Bir daha soru-cevap yapma imkânımız olursa, o gelişmelerden bahsederiz.