Ragbi Günlükleri 49
Şimdi size anlatacaklarımı zihninizde canlandırmanızı istiyorum. Yeşil bir saha hayal edin. İki ucunda uzun direkler… Hınca hınç dolu tribünler… 7’şer kişilik iki kadın takımı sahaya çıkıyor. Oval bir topa sahip olmak için savaşan takımlar ve rakiplerini yere indiren müdahaleler. Cesaret, hırs, mücadele, centilmenlik… Sahada hepsi var. Kanattan koşan siyah formalı oyuncuya odaklanın. Topu aldı. Müthiş bir hız, güç ve kararlılığı sahip. Rakiplerini kolayca alt etti ve direklerin arkasındaki sayı alanına topu koydu. Ne sayı ama!
Hayalini kurduğunuz bu görüntülerin hareket halindeki gerçek anlarını görmek isterseniz, internete girip Yeni Zelanda 7’li Ragbi kadın takımı ‘Black Fern’ü aratabilirsiniz. Kanattan koşarak gelen ve rakiplerini kolayca geçen o büyük yeteneğin de Portia Woodman olduğunu göreceksiniz. Bütün dünyada geniş bir hayran kitlesine sahip, birçok kadın ragbicinin idolü büyük yetenek. Ragbi Günlükleri’nde bu hafta, Portia Woodman’ı konuşacağız.
12 Temmuz 1991’de Kawakawa’da dünyaya geldi Woodman. Ailesi, 1997’de Auckland’a taşınana kadar burada yaşadı. İki erkek kardeşi ve anne, babasıyla oldukça sıradan ve mutlu bir çocukluk geçirdi. ‘Annem ve babam her zaman destekçilerimdi ve tüm hayatım sporun etrafında dönüyordu.’ diyor Woodman.Ragbiye başlamadan önce atletizmle uğraşmış, bale yapmış ve netbol oynamıştı. Spora bu kadar meraklı ve yatkın olmasının sebebi, aileden gelen genler olabilirdi. Babası Kawhena ve amcası Fred, 1980’lerde Yeni Zelanda ulusal erkek ragbi takımı ‘AllBlacks’ için oynamışlardı. Teyzesi Te Aroha Keenan’da eski bir ‘Silver Fern’(Netbol* ulusal kadın takımı) oyuncusuydu.
Çocukluğuna dair anılarını bir röportajında anlatırken, ‘Çok sosyal zamanlardı.’ diyor. AllBlacks maçlarını izlemek için toplanıldığını ve güzel yemeklerle keyifli vakit geçirildiğinden bahsediyor. AllBlacks formasını sırtında taşımış bir babaya sahip olmanın, ragbi oynayan kardeşlerin, evde geçen ragbi sohbetlerinin O’nu Black Fern’e yönlendirmesinde mutlaka etkisi olsa da Woodman’ın yolu hemen oraya savrulmadı.
İlk başlarda Woodman’ın isteği, olimpik bir sprinter olmaktı. Atletizmle uğraşıyor ve dereceler de kazanıyordu. Atletizmi bırakma hikayesini ise şöyle anlatıyor:‘Sonradan fark ettim ki biz Yeni Zelandalılar sprinter olarak olimpiyatlara gidemiyoruz. Çünkü yeterince hızlı değiliz. Silver Fern olmalıydım.’
16-17 yaşlarında, atletizmle vedalaştıktan sonra spor kariyerine netbolda devam etti Woodman. Silver Fern olmayı hedefliyordu. Hızlı gelişen bir yetenek olarak görülüyordu. Hedefine yaklaşmıştı da. 2012 yılında, NorthernMystics’in sözleşmeli bir sporcusuydu ve Silver Fern, hiç olmadığı kadar yakındı.
Ancak 2012 yılında, kaderini değiştirecek bir gelişme yaşandı. 7’li ragbi, 2016 Rio Olimpiyatları takvimine alınınca, ülkesinde 7’li ragbi kadın takımı için oyuncu aranmaya başlamıştı. Bu çağrıyı es geçemedi ve ragbiyi denemek için netboldan ayrıldı. Hevesli bir netbol taraftarı olan annesi, bu kararına karşı çıkıp, bir süre daha netbolda kalmasını istese de Woodman, ragbide geri kalma korkusuyla annesinin bu isteğini geri çevirdi. Kararını babasına bildirdiğinde, babası yüzündeki gülümsemeyi annesinden saklamak zorunda kalmıştı. Baba Woodman’ın gönlünde, kızının ragbi kariyerine sahip olması vardı.
2012 yılında, ülkesinin 7’li ragbi kadrosuyla birlikte Fiji’ye gitti. Yaptığı ilk ragbi yolculuğunda, büyük bir talihsizlik yaşadı Woodman ve omzu kırıldı. Bu sakatlıktan sonra netbola dönmeyi denese de geçirdiği sakatlık netbol oynamasına mani oldu. ‘Bu benim için bir işaretti. Netbol oynamayı bırakıp, ragbiye devam etmeliydim.’ diyor.
Önceleri dikkatleri üzerine çekmekten dolayı korku yaşıyordu Woodman. Kardeşleri tüm hayatları boyunca ragbi oynamış ve tam olarak başaramamışlardı. Kendisinin ön plana çıkmasının onları inciteceğinden korksa da hiç beklediği gibi olmadı. Kardeşleri, PortiaWoodman’ınragbideki en büyük destekçilerine dönüştü.
PortiaWoodman, Black Fern formasıyla ilk maçına, İngiltere karşısında 2013 yılında çıktı. Bu maç, 15’li ragbi test maçıydı. Maçtan sonraki bir röportajında sorulan ‘İlk maçında gergin miydin?’ sorusuna, ‘Şaşırtıcı şekilde değildim. Takım arkadaşlarım çok tecrübeliydi. Bu yüzden, yapmam gerekenler konusunda kendime güveniyordum.’ diye cevap veriyordu.
Aynı yıl, Rusya’da düzenlenecek olan 7’li Ragbi Dünya Kupası’nda ülkesini temsil edecek kadroya davet edilmişti. Katıldığı ilk turnuvada, altın madalya kazanma başarısını gösterecekti.
2015 yılına gelindiğinde, ilk uluslararası ödülünü kazandı. ‘Yılın 7’li Ragbi Kadın Oyuncusu’ ödülünü alarak, küresel sahnede ismini duyurmayı başardı.
Black Fern’ün bir parçası olarak, 2016 Rio Olimpiyatları’nda da boy gösterdi Portia Woodman. Olimpiyatların favorilerinden gösterilen Black Fern, finalde Avustralya’ya 24-17 kaybederken, Woodman’da gümüş madalyanın sahibi oluyordu. Woodman’ın final maçındaki iki geçiş sayısı(try) galibiyet için yeterli olmuyordu. Ayrıca maçta yaptığı bir hata ile sarı kart görünce, takımı iki geçiş sayısı(try) yemişti. Maçtan sonraki açıklamasında ‘Bir hata yaptım. Küçük bir şeydi ama bize iki geçiş sayısına(try) mal oldu. Bu, beni gerçekten etkiledi. En çok etkilen şey ise, takımımı hayal kırıklığına uğratma duygusuydu.’ diyordu. Yine final maçı sonrasındaki açıklamalarında rakibini övüyor ve oyunu çok iyi okuyarak, kazanmayı hak ettiklerini belirtiyordu. Portia Woodman, 2016 Rio Olimpiyatları sonunda ‘Turnuvanın Oyuncusu’ seçilmeyi de başardı.
2017 yılı, kadın ragbisi için yine önemli bir organizasyon yılıydı. 15’li Ragbi Kadınlar Dünya Kupası, İrlanda ev sahipliğinde düzenlenecek ve Woodman’da ülkesini temsilen takımı Black Fern ile orada olacaktı. PortiaWoodman, turnuvanın son maçı hariç tüm maçlarında dominant bir oyun sergileyerek takımının finale gelmesinde önemli bir rol oynadı. Final maçında da İngiltere karşısında aldıkları 41-32’lik galibiyetle Black Fern, 2017 yılı 15’li Ragbi Dünya Kupası’nı ülkesine götürüyordu. Turnuva boyunca etkili bir performans gösteren Woodman, grup maçları sırasında Hong Kong’a yaptığı sekiz geçiş sayısıyla(try), tarihe geçen bir performansa da imza atmıştı. Dünya kupasında gösterdiği başarısını, 2017 yılı ‘Yılın Kadın Oyuncusu’ ödülünü alarak taçlandırdı.
Woodman, düşündüğünü dile getirmekten çekinmeyen de bir karakter. Son dünya kupasında, turnuvanın maç takvimini eleştirerek, herhangi bir erkeğin bu programın üstesinden gelip gelemeyeceğini sorguladı. Önceki Black Fernantrenörlerinin başarısızlıkları hakkında da konuşmaktan çekinmiyor. Erkeklerin oyunundan farklı olarak kadınların oyunun ihtiyaçlarını dile getirerek, bu konuda kadın sporcuların sesi oluyor.
Portia Woodman, takımı Black Fern ile 2018 yılında da madalya toplamaya devam etti. 2018 İngiliz Milletler Topluluğu(Commonwealth Games) Oyunları’nda altın madalya kazanıyordu. Rugby World dergisinin, 2018 yılında yayınladığı ‘Ragbideki En Etkili 50 Kişi’ listesinde kendisine dokuzuncu sırada yer buldu. Bu sıralamayla, en yüksek dereceli kadın sporcu olmayı başardı.
Woodman, 2020 yılında da bir rekoru hanesine yazdırmış durumda. 2020 Farah Palmer Kupası’nda takımı Northland ile mücadele verdi. Taranaki’ye karşı oynadıkları maçta, altı geçiş sayısı(try) yaparak, bir Farah Palmer Kupası maçında en çok geçiş sayısı(try) yapan oyuncu unvanını kazandı.
Kendisiyle yapılan bir röportajda, 7’li ve 15’li Ragbi arasındaki fark sorulduğunda şu cevabı vermiş: ‘Daha fazla insan, daha az yer! Biraz daha oynadıktan sonra, oyun planı açısından 15’li ragbinin ne kadar zor olduğunu anladım. Bunu söyleyeceğimi hiç düşünmemiştim. Yine de 15’li ragbiyi seviyorum. O kadar çok şey öğrendim ki bunları 7’li ragbiye de aktarabilirim. Dediğim gibi çok fazla alan yok. Topu alırsanız, alan yaratmayı ve boşlukları bulmayı öğreniyorsunuz.’.
Ragbinin en sevdiği yanlarından bir tanesinin de seyahat etmek olduğunu söylüyor Woodman. Ragbi sayesinde dünyanın birçok yerini görebildiğini belirtiyor. 2013 Ragbi Dünya Kupası için Rusya’ya gittiklerinde, Kızıl Meydan’ı ve Putin’in Sarayı’nı görmeye gitmiş. Amsterdam, Woodman’ın ilk Avrupa seyahati olmuş. Şehrin ortasından geçen kanalları görmek, televizyonda gördüğü yerlerde bulunmak O’nu mutlu etmiş. ‘Farklı bir kültür görmenin en sevdiğim yanı, farklı yemek türleri denemektir.’ diyor. Her gittiği yerde, oraya özgü yemekleri denemeye çalışıyormuş. Yine de Maori yemeklerini hiçbir şeye değişmiyor.
Maori mirası için ‘Hayatımın büyük bir parçası. Maori dilini akıcı olarak konuşamıyorum. Ama nereden geldiğimizi ve kim olduğumuzu biliyorum. Annem ve babam, bunu gençliğimizden beri aşıladılar.’ diyor.
Woodman büyürken, rol modelleri Maria Tutia ve Temepara George gibi netbolculardı. Şimdi ise, kadın ragbisi için rol model olabilmesi O’nu ayrıca mutlu ediyor. ‘Kendimin ve birlikte oynadığım takım arkadaşlarımın, gençlerin hayallerinin peşinden koşmaları için birer rol model olduğumuzu bilmek harika.’ diyor. Gençlerin ne olursa olsun hayallerinin peşinden gitmelerini istiyor. ‘Bu yol, istediğiniz şeye giden düz bir yol değil. Uyum sağlayacak, pek çok farklı şekilde değişecek ve gelişeceksiniz. Tüm kalbinizi bir şeye verebilir ve gerçekten inanırsanız, başarabilirsiniz.’ diyor.Küçük kasabalardan gelenlerin de büyük işler başarabileceğini söylüyor ve babasından örnek veriyor: ‘Babam, AllBlacks forması giyerken Kaikohe’de yaşıyordu. Haftada iki kez Whangarei’ye seyahat eder ve sevdiği sporu oynamak için geri gelirdi. Zor olacak ama işe koyulur ve gerçekten isterseniz, olmasını sağlayabilirsiniz.’.
Woodman, ragbi dünyasında olduğu gibi Maori dünyasında da bir rol model. 2017 yılında, ‘Yılın Maori Sporcusu’ unvanını, 2018’de de Maori Televizyonu Matariki Ödülleri’nde ‘Te Waita Spor Ödülü’nü kazandı. Te Waita Spor Ödülü’ne aday gösterilmeyi bile ‘çılgınlık’ olarak nitelerken, kendisini bu ödülün sahibi olarak buldu.
PortiaWoodman, kadın ragbisinin en tanınan yüzlerinden bir tanesidir. 15’li Ragbi Dünya Kupası, 7’li Ragbi Dünya Kupası ve İngiliz Milletler Topluluğu Oyunlarında altın madalyası; 2016 Rio Olimpiyatları’ndan gümüş madalyası vardır. O, 195 geçiş sayısı(try) ile Kadınlar 7’li Ragbi Dünya Serisi tarihindeki en çok geçiş sayısı yapan oyuncudur. 2020 yılında, ‘Son On Yılın En İyi 7’li RagbiKadın Oyuncusu’ seçilerek haklı bir gurur yaşamıştır.
Woodman, 29 yaşında ve hala ragbi kariyerini inşa ediyor. Gözlerini şu an Tokyo Olimpiyatları’na, 2016 Rio’da finalde kaybettiği altın madalyaya dikmiş durumda. Yeni nesil sporcuları destekleme konusundaki rolünü de çok önemsiyor.
O; oynama kararlılığını gösterdiği sürece, biz sporseverler de O’nun büyük yeteneğini keyifle izlemeye devam edeceğiz.
*Netbol, yedişer kişiden oluşan ve fileli bir çembere zıplayarak sayı atmayı hedefleyen bir spordur. ABD‘de basketbolun kadınlara yönelik bir sürümü olarak ortaya çıkan netbolun amacı, fileli çemberden topu karşı taraftan daha çok geçirmektir. Oyuncular topla ne koşabilir ne de topu çeşitli şekillerde sürebilir. Netbolun uluslararası organizasyonu olan Dünya Netbol Şampiyonası, 4 yılda bir düzenlenmektedir. Genellikle İngiliz Uluslar Topluluğu‘nu oluşturan ülkelerde oynanan netbolun, 70’ten fazla ülkede 20 milyon oyuncusu vardır.