Ragbi Günlükleri 82
Spor, katılımcılar arasında rekabete dayanan, kompleks yetenek ve taktik gerektiren kurallara göre oynanan fiziksel aktiviteleri kapsayan bir eylemdir. Spor bireyde sebep olduğu fizyolojik, psikolojik ve sosyal gelişmeler sayesinde sağlıklı bireyler yetişmesini ve sağlıklı toplumların oluşmasını mümkün kılan en önemli araçtır. Spor yapmak sağlık için çok faydalı olsa da bilinçsiz yapılan spor aktiviteleri, yaralanmaları da birlikte getirmektedir. Spor yaralanmalarının büyük bir kısmı hafif yaralanmalardır. Buna rağmen çok ciddi yaralanmalarla da karşılaşılabilir. Sporcunun sağlığını ve hayatını tehdit eden klinik tablolarda, yaralanmaların önlenmesi, yaralanma varlığında ilk ve acil yardım ilkelerinin uygulanıp gerekli önlemlerin alınması yaşam kurtarır. İlk ve acil yardımın en önde gelen prensibi, zamanında ve erken girişimde bulunmaktır. Bu amaçla doktor dışında hakem, antrenör ve sahada görevli kişilerin de ilk yardım konularında bilgi sahibi olması gereklidir.
Sağlık Kavramı ve Sporda Sağlık Organizasyonu
Sağlık, fiziksel zihinsel ve sosyal yönden iyi olma hâlidir. Egzersiz ve spor bu bağlamda sağlıklı yaşamın vazgeçilmez bir ögesidir. Belirli bir spora katılım göstermek, bireylerde fiziksel aktiviteyi artırmada önemli bir stratejidir. Düzenli yapılan fiziksel aktivite ile birlikte kas iskelet sistemi, dolaşım sistemi, solunum sistemin fonksiyonlarında gelişim gözlenirken, kronik kalp damar hastalıkları, felç diyabet, kemik erimesi ve bazı kanser türlerinin de önlenebileceği gösterilmiştir.
Her türlü sportif faaliyette, vücutta mikrotravmalara bağlı küçük yaralanmalar oluşmaktadır. Akut ve kronik olarak bir dokuya uygulanan stres, dokunun bu stresi “absorbe” edebilme yeteneğinden daha büyük olduğunda, yaralanma oluşur. Spor branşları uygulanırken basit sıyrıklardan çok ciddi sporcunun spora geri dönmesini engelleyebilecek türde yaralanmalara kadar bir çok farklı türde spor yaralanması meydana gelebilir. Profesyonel sporcularda kas iskelet sistemi yaralanmaları oldukça sıklıkla görülen bir durumdur. Bu yaralanmaların içinde en çok bağ yaralanmaları ve kas zedelenmeleri görülür. Ek olarak yaralanmaların vücudun alt kısımlarında daha sıklıkla gözlendiği belirtilmektedir. Egzersiz tek başına sporda ani ölümlerin nedeni olmamakla beraber spora katılım öncesi tıbbi değerlendirme sporcuda çeşitli risk faktörlerinin açığa çıkarılması ve gerekli önlemlerin alınabilmesi için son derecede önem taşımaktadır.
Spor Yaralanması ve Etkili Faktörler
Vücuttaki dokuların hareket sırasında oluşan strese karşı dayanabildikleri bir sınır vardır. Bu sınır aşıldığı zaman vücut yapılarında yaralanma meydana gelir. Vücut yapıları üzerindeki yaralanmaya neden olan bu zorlanmayı artıran risk faktörleri bulunmaktadır. Bu risk faktörleri ikiye ayrılır. İlki, Kişinin Kendisinden Kaynaklı Faktörler’dir. ”Önceki yaralanma öyküsü, yaşı, cinsiyeti, yetersiz fiziksel uygunluk düzeyi, biyomekanik dizilim bozuklukları, yetersiz uyku, yetersiz beslenme, yetersiz sıvı alımı, psikososyal faktörler, yorgunluk, yaralanma korkusu, tecrübesizlik-sportif beceri eksikliği, konsantrasyon eksikliği, hazır hissetmemek” bu başlık altında incelenen konulardır. İkincisi ise, Çevresel Faktörler’dir. Burada incelenen konu başlıkları; ekipman, ışıklandırma, oynanan pozisyon, hava koşulları, spor tipi, aşırı antrenman/maç yorgunluğu, teknik yanlışlıklar, sporcu-antrenör anlaşmazlığı’dır.
Hareket sistemi yaralanmaları, sportif aktiviteler sırasında sıklıkla rastlanan yaralanmalardır. En sık gözlenen spor yaralanmaları ise şunlardır: Bağ zedelenmesi, kırıklar ve beraberinde oluşan doku hasarı, eklem ve kıkırdak zedelenmeleri, kas lifi kopmaları, kas ezilmeleri, tendon yaralanmaları(kanama veya kopma), burkulmalar.
Kas, tendon veya bağ dokusu yaralandığı zaman bölgedeki kan damarları yırtılır. Oluşan kanama hızla çevre dokulara yayılır ve şişliğe neden olur. Şişlik dokularda basınç artmasına yol açar ve bunun sonucunda ağrı ve hassasiyet gelişir. Kanama, şişlik ve basınç artışı iyileşme sürecini geciktirir. Yapılan ilk yardımla kanama kontrol altına alınarak, iyileşme sürecine destek verilir.
Spor Yaralanmalarının Önlenmesi
Tüm dünyada, sporu bilimsel temel ışığında geliştirmeye çalışan ülkeler, yaralanmaların önlenmesi konusuna ciddi kaynak ayırmakta ve rutin antrenman programına koruyucu oldukları belirtilen programları dahil etmektedirler. Spor yaralanmaları, yaralanmalara neden olan risk faktörlerinin belirlenip, bu risk faktörlerine yönelik yapılan müdahalelerle önlenebilir ve/veya sıklığı azaltılabilir. Spor yaralanmalarını önlemek için yapılabilecek müdahaleler, ekipman desteği (breysler, ortezler, koşu zeminleri, kıyafet ve ayakkabı), eğitim (kas kuvveti, enduransı, eklem hareket açıklığı, reaksiyon zamanı ve propriosepsiyon), kurallar ve düzenlemeler şeklinde kabaca açıklanabilir.
Daha iyi anlaşılması adına, spor yaralanmalarını önleme programını bir piramid gibi düşünüp her bir basamağın bir diğeri için temel olduğunu varsaymak, yaralanmaları önlemeye yönelik en güncel yaklaşımdır. Spor yaralanmalarını önlemede hedef bir spor branşı, cinsiyetlere özgü spor branşları vb. olabileceği gibi çok sık rastlanan spesifik bir yaralanma tipi de olabilir. Daha sonraki adım hedeflenen grup üzerinde yapılan risk faktörü analizidir. Bu analizler yapılırken kişisel ve çevresel faktörler bir bütün olarak ele alınmalı, sporcu her yönüyle değerlendirilmelidir. Özellikle sezon öncesi yapılan risk faktörü analizi, riskli sporculara odaklanılmasını ve sezon başlamadan eksikliklerin giderilerek olası yaralanmaların önüne geçilmesini sağlar. Gelecekteki yaralanmaların en iyi belirleyicisi olarak “önceki yaralanma hikayesi” varlığı gösterilmektedir. Sporcu sezon öncesi değerlendirmesi yapılırken bu gözle değerlendirilmeli, aynı zamanda, oyuncunun yaşının da yaralanmanın tekrarlanmaması için bir risk faktörü olup olmadığı göz önünde bulundurulmalıdır. Bu noktada, sporcunun ve antrenörün önceki ve gelecekteki teknik ve taktik bilgisi de yaralanmaların önlenmesinde üstünde durulması gereken diğer bir konudur. Özellikle takım sporlarında, yeni ve özellikli bir sporcunun transferi, takımdaki diğer sporcuların taktik ve teknik olarak yenilenmesini gerektirebilir. Piramitteki ikinci basamak ise yüklenme yönetimidir. Hem yetersiz hem de aşırı yüklemeler yaralanma riskini artırır, fiziksel uygunluk seviyesini ve takım performansını düşürür. Sporcularda yüklenme programını belirleyen kişinin, bireysel bir program oluşturması, ani çıkışlardan ziyade kademe kademe ilerlemesi ve bu ilerlemedeki izlenen protokolün gerekliliğinin antrenörlerce bilinmesi beklenmektedir. Yaralanma önleme piramidinde üçüncü basamak ise atletik gelişim, kuvvet ve kondisyon kalitesinin iyileştirilmesidir. Sporcular yaptıkları sporun gerekliliklerini yerine getirecek kadar kuvvetli ve dayanıklı değillerse, yaralanma gerçekleşir. Takım fizyoterapistleri, her oyuncuyu atletik gelişim açısından değerlendirmeli, bireysel kuvvetlendirme ve dayanıklılık programı oluşturmalıdır. Spor yaralanmalarının önlenmesi açısından bir diğer basamak hareket verimliliğidir. Sporcu atletik açıdan geliştikçe sportif beceri ve verimlilik de artar. Bu basamakta sporcunun bu potansiyelini güvenli ve etkili bir şekilde kullanıp kullanamadığı değerlendirilir. Verimli olmayan hareket paternlerinin bu nedenle yaralanma riski oluşturduğu düşünülmektedir. Bir yaralanma varlığında, hangi seviyede sporcunun fonksiyona başlayabileceği ya da bir yaralanma sonrası sporcunun ne zaman spora dönmesi gerektiği sporcu sağlığı konusunun en kritik kararlarından biridir. Bu yüzden, önceki yaralanmalar ve rehabilitasyon süreci, piramitte en üst noktada kendine yer bulur. Önceki yaralanmalar, sporcular için tekrar yaralanma açısından büyük bir risk oluşturur. Kişisel faktörlerin olduğu kadar, çevresel risk faktörlerinin de en aza indirilmesi yaralanmaları önlemede odaklanılması gereken parametrelerden biridir. Koruyucu ekipman kullanımı özellikle futbol, hokey ve beyzbol gibi takım sporlarında yaralanma oranını (paralizi veya ölüm) oldukça azaltır. Dişliklerin kullanımı benzer şekilde diş yaralanmalarını azaltan bir durumdur. Dış ayak bileği destekleri, herhangi bir yaralanma sonrası tekrar oranını oldukça azaltmaktadır. Çim zeminler elit düzeydeki sporcular için daha güvenliyken, yapay zeminler ise daha az profesyonel sporcular için güvenlidir.
Görüldüğü gibi spor yaralanmalarının önlenmesi çok faktörlü bir denklem gibidir. Tanımlanan her bir basamak birbirine temel oluştururken aynı zamanda çok farklı durumlardan da etkilenmektedir. Genel anlamı ile özetlemek gerekirse spor yaralanmalarının önlenme stratejisi temelde kişisel ve çevresel risk analizi yapılması ve tespit edilen risklere yönelik etkin müdahale edilmesine dayanır.
KAFA Nihan(2020), ‘‘Sporcu Sağlığı ve İlk Yardım’’. G. Güven(ed), Spor ve Sağlık Bilimleri 1. İçinde: s.99-102, Eskişehir, Anadolu Üniversitesi Yayınları.