Ragbi günlükleri:17

Korona virüs sürecinde, liglerimizin iptal edilmesiyle birlikte saha içi organizasyonlardan uzak kalsak da saha dışında, ragbiyle içi içe olmaya devam ediyoruz. ‘Ragbi Günlükleri’nin yeni yazısında, siz değerli okuyuculara ragbiyi anlatmaya devam edeceğim. Hoş geldiniz…
‘Ragbi Günlükleri’nin bu haftaki yazısında, bir misafirimiz olacak. Sizleri, Türkiye Ragbi Federasyonu’nun(TRF) bir numaralı ismiyle, Federasyon Başkanı Sayın Murat Pazan ile buluşturacağım. Yaptıkları ve yapacakları, milli takımların ve liglerin durumları, Dünya Ragbi Birliği’ne üyelik, ragbinin ülkemizdeki gelişimi gibi birçok konu üzerine sorular sordum. Kendisi de beni kırmayarak tüm sorularımı cevapladı. Sayın Pazan’la röportajımıza geçmeden önce, okuyucularımıza Türkiye Ragbi Federasyonu Başkanı Murat Pazan’ı tanıtmak istiyorum.

         Murat Pazan; 1984 yılında Samsun’un Çarşamba ilçesinde doğmuş, lisans eğitimini Samsun On Dokuz Mayıs Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi Spor Yöneticiliği bölümünde almıştır. 2013 yılında bölüm birincisi olarak mezun olduktan sonra, Bartın Üniversitesi’nde yüksek lisansını tamamlamıştır. Aktif spor hayatında profesyonel güreş ile uğraşan Sayın Pazan, ulusal ve uluslararası derecelere sahiptir. Başta On Dokuz Mayıs Üniversitesi olmak üzere birçok ilçe ve kurumda, sözleşmeli ve kadrolu antrenör olarak çalışmış, Türkiye Wushu Federasyonu Asbaşkanlığı, Türkiye Gençlik Kulüpleri Konfederasyonu Genel Başkan Yardımcılığı, İstanbul 1453 Spor Kulübü yönetim kurulu üyeliği gibi birçok STK ve federasyonda da görev yapmıştır. 2014-2017 yılları arasında Gençlik Spor Bakanlığı Spor Genel Müdürlüğü Özel Kalem’de görev yapan Murat Pazan, GSB Köylerden Olimpiyatlara Proje Koordinatörlüğü, GSB Yetenek Avcısı Proje Saha Koordinatörlüğü, GSB Yurdum Spor Yapıyor Organizasyon Koordinatörlüğü gibi ulusal olarak yürütülen projelerde görev almıştır. 28 Ocak 2017 tarihinden itibaren de Türkiye Ragbi Federasyonu Başkanlığını sürdürmektedir.*

TRF Başkanı Sayın Pazan’a ‘Ragbi Günlükleri’ köşemize katıldığı için teşekkür ediyor ve röportaja geçiyorum.

Zafer ERAY(ZE) : Profesyonel olarak güreşmiş, spor yöneticiliği lisans eğitimi almış ve güreş dışındaki spor branşlarında da yöneticilik yapmış biri olarak, Türkiye Ragbi Federasyonu başkanlığına adaylık süreciniz nasıl gelişti?
Murat Pazan(MP) : Oldukça zor ve yorucu bir süreç diyebilirim. Ne zaman ki yüreğiniz ve aklınızın birmiş gibi hissedersiniz, işte o zaman gerçekten bir şeyler yapıyorsunuz demektir. Evet, güreşle başlayan spor hayatımın bir gün başkanlıkla devam edeceği uzak bir şey değildi benim için. Spor Lisesi ve ardından beden eğitimi bölümünde bile yöneticiliği seçmem, aslında planlarımın o yönde olduğunu gösteriyor ve tüm yaşantımı ona endeksli kurduğumu gösteriyor diyebilirim.

ZE: Göreve geldiğiniz ilk günden bugüne kadar, yönetim olarak neler yapıldığından bahseder misiniz? Göreve gelirken, ajandanızdaki ‘yapılacaklar listesi’ni hayata geçirebildiniz mi? Faydalı olacağını düşündüğünüz ancak sonuçlandırılamamış girişimler oldu mu?
MP: Bir insanı değerlendirmek için söyleyip durduklarına bakmayın. Yaptıklarını ve söylemediklerini anlamaya çalışın. Daha gerçek bir fikriniz olur. Ragbi branşı açısından ele alırsak, ben ve yönetim kurulumuz başkanlık yönetimine talip olurken 4 yıllık bir planlama ile yola çıktık. Burada önceliğimiz ise federasyonların yapı taşı olan sporcular ve kulüpler olarak güçlü ve alt yapıları oluşmuş bir sistem oluşturmaktı. Bu doğrultuda birçok hedefimizi
gerçeğe dönüştürdük ve eksiklerimizi tamamlamak için büyük çaba sarf ediyoruz. Yeni
bir 4 yıllık yönetim planımızı ve tabi ki bu branşın uzun vadede en az 20 yıl sonraki süreçte karşılaşacağı politikaları belirleyerek uzun soluklu planlamalar çerçevesinde bir yol haritası oluşturacağız ve eksik kalan yapılması gerekenleri de kısa sürede hayata geçireceğiz umudunu hiçbir zaman yitirmiyoruz. Çok çalışacağız ve yorulacağız ve bileceğiz ki yorulmak güzeldir, bu yol aldığınız anlamına gelir.

ZE: Avrupa Ragbi Birliği üyeliğinden sonra, Dünya Ragbi Birliği’ne de temsilci üye olmaya hak kazandık. Bu gelişme sonrası, ülkemizin elde ettiği kazanımları anlatır mısınız? Bir de bu birliklerin Türkiye’ye bakış açısı nasıl? Türk ragbisi hakkında ne düşünüyorlar?
MP: Avrupa Birliği üyeliği Türk Ragbisine sınırlı çerçevede imkân sunuyorken, Dünya Ragbi Birliği üyesi olmanın avantajları oldukça fazladır. Basit bir örnekle açıklamak gerekirse; bir gün Türkiye Cumhuriyeti Ragbi Milli takımlarını dünya kupalarında ve olimpiyatlarda izleyebilmenin yolu bu üyelikten geçiyordu. Bu bakış açısıyla tabi ki üyelik için tamamlanması gereken belli başlı kriterler var ve biz de bu kriterleri büyük ölçüde tamamladığımız için ve Ragbi de ülke olarak güçlü olduğumuz için üye ülkeler arasında yerimizi aldık. Hayat mücadeleden ibarettir. Bundan dolayı hayatta yalnız iki şey vardır;galip gelmek ve mağlup olmak. İnşallah daima galip geliriz. Güçlüleri kim sevmez ki.

ZE:Milli takımlarımızın gelişimi ve oyuncu havuzu hakkında ne düşünüyorsunuz? Gidişat ve sonuçlardan memnun musunuz?
MP: Biz yönetime geldiğimiz gün itibari ile tüm yönetim olarak, milli sporculuk teriminin anlamını, en içten yaşayan bir yönetim avantajı ile başladık. Örneğin Filiz Çıkırıkçı, Güreş Milli Takımında aktif olarak 10 yıl; Bülent Güler, 12 Yıl profesyonel futbol geçmişini elinde bulundurması ve Yusuf Yücel’in Milli Takımlardaki sporculuk geçmişi gibi sayamadığım diğer emekleri olan yönetim kurulu üyelerimizle, milli takımların anlamını en iyi hisseden ve bilen bir yönetim teşkilatımız var diyebilirim. Federasyonun alt yapı gelişimi ile sporların tüm halk tarafından ulaşımının kolaylığı sağlanmış ve son gösterge olarak milli takım başarıları ortaya konulmuştur.15’li-7’li Erkekler, 7’li kadınlar milli takımlarımız yıl aşırı üst liglere yükselme başarısı göstermiştir. Ve yine U-18 Kadınlar ve erkekler ligleri oluşturularak, milli takımları da oluşturulmuştur. Her zaman yaptığınız fiziksel veya başka türlü şeylere bir limit koyarsanız, bu o çalışmanıza ve tüm hayatınıza sıçrar. Limit yoktur. Onlar sadece eşiklerdir ve onlara takılıp kalmamalısınız, onları geçmelisiniz.  Milli takımların havuzları için ilk yıllara göre çeşitlilik kazandığını söyleyebiliriz.

ZE: Okul Sporları Federasyonu çatısı altına girdikten sonra ragbi, alt yaş grupları arasında da oynanmaya başladı. 2018-2019 sezonu finalleri Samsun-Çarşamba’da tamamlandı. Okullarımızın ragbi branşına katılımı nasıl? Genç arkadaşlarımız arasında ragbi ilgi görüyor mu?
MP: Kendi branşımızı bizim söylememiz doğru olmaz diye düşünüyorum. Fakat bu konuda gururumuzu da dile getirmek hakkımız olsa gerek. Şöyle ki, ülkemizde geçmişi uzun yıllara dayanan branşlar bile okul sporlarında yer alamaz iken bakanımızın desteği ile okul sporları branşlarında yerimizi aldık ve ilk faaliyetlerde sınırlı sayıda okul ve sporcu var iken, 2019 yılı Türkiye Şampiyonası’nda 900 sporcu olması en büyük gurur kaynağımızdır. Her bir öğrenciye spor vasıtasıyla ne kadar egzersiz sunabilsek, sağlığın en emin yolunu bulmuş oluruz. Bu bilinçle,okullarda sporcunun genç yaşlarda ulaşabilir olması ilgiyi gittikçe arttırıyor diyebiliriz.

ZE:Ülkemizdeki ragbi takımlarının durumu malum. Ağırlıklı olarak üniversiteli öğrencilerin oluşturduğu, amatör bir camiayız. Ragbi oynamaya çalışırken takımların önündeki en büyük problem, ekonomi. Birçok takım sponsor bulmakta zorlanıyor. Üyelerinin arasında para toplayıp veya bir yerlerden borç bularak maçlara çıkabilen takımlarımız var. ‘Güçlü kulüpler Güçlü Federasyon’ ilkesini benimsemiş bir yönetimin başı olarak size sormak istiyorum. Güçlü kulüplere giden yolun neresindeyiz? Kulüplerimize ekonomik olarak destek olmak için neler yapılabilir?
MP:Biz yönetim olarak kulüplerin ekonomik olarak rahatlaması için harcırah ödenmesinin dışında, lig usulü oynanan faaliyetlerde yer alan tüm takımlara ulaşım gideri gibi masrafların karşılanması gerektiği inancı ile 2 yıldır ödemeleri geçte olsa yaparak bunu sağlamaya çalıştık. Yine bu yıl faaliyetlerde yer alan takımlara oyunun ana unsuru olan ve ülkemizde ulaşılması zor olan spor malzemesi yardımıyla başlayan desteklere de başladık. 

ZE: Federasyonun sponsorluk ve yayın durumundan bahseder misiniz? Ragbiyi merak eden Edirneli bir vatandaş, sizlere nasıl ulaşabilir? Liglerinizi nasıl takip edebilir?
MP: Malumunuz 3 yıldır oynanan milli takım müsabakalarında ev sahibi olduğumuz tüm maçları uyduda yer alan kanallardan yayınlayarak sponsorluğun da ana unsuru olan medyatik olma yolunda çalışmalar yaptık. Yine, yeni kurulan TRT Spor2’de liglerin yayınlanması için görüşmeleri olumlu yönde tamamladık. Lig müsabakalarının TRT’de yer alması için federasyonumuzca çalışmalar olumlu yönde devam ederken yine yönetimimiz olarak boş durmayıp (4S1F)  ‘4 Spor 1 Federasyon’ adı ile kurduğumuz kanalımızda(Youtube) deneme yayınlarına başladık ve programları yapmaya devam ediyoruz. Liglerimizin başlaması ile maçlarımızın yayınını kanalımızda izliyor olacağız.

ZE: Dünyayı etkisi altına alan pandemi süreci, Türkiye Ragbi Federasyonu ve liglerini nasıl etkiledi? Siz nasıl önlemler aldınız?
MP: Gençlik ve Spor Bakanlığımız ve Sağlık Bakanlığı’nın aldığı tüm önlem ve tedbirleri federasyonumuz olarak yakından takip edip, istişareler doğrultusunda kulüplerimiz ve parçaları olan sporcuların katılımıyla yapılan anket ve saydam çalışma ile önce erteleme kararı, ardından tescil kararı ile sezonumuzu noktaladık. Milli takım kadrolarını uzaktan antrenman modeli ile zinde kalmaları için antrene etmeye devam ediyoruz. Biliyoruz ki hareket eksikliği her insanda iyi kondisyonu yok eder, hareket ve metodolojik fiziksel egzersiz ise onu korur ve sürdürebilmesini sağlar. Tüm sporcularımızı bu anlayış üzerine zinde tutmak için çalıştık. Hocalarımız ve sporcularımız, Pandemi şartlarında ellerinden gelen gayreti gösterdiler. 

ZE: Muhtemelen sonbaharda, Türkiye Ragbi Federasyonu başkanlık seçimine gidecek. İkinci dönem için aday olmayı düşünüyor musunuz?
MP: Hayatım boyunca planlamalarımı kısa vadeli değil, uzun vadeli hayal ve politikalarla belirledim. Her insan kendine yakışanı yapar. Çünkü kalite asla tesadüf değildir. Yönetimde olduğumuz süre içerisinde, yaptığımız alt yapı çalışmalarının meyvesini uzun soluklu alacağımız varsayımıyla yaptık. Tabii ki insan ektiği, diktiği meyveyi görmek ve tatmak ister. Bu doğrultuda, milli takımlarımızı olimpiyatlarda izlemek ve başarılarını görmek isterim.

ZE: Federasyon çatısı altında dört farklı branş icra ediliyor. Bu branşların şampiyonalarının en azından bir ayağının veya milli takımlar seviyesindeki maçlarından bazılarının Edirne’de oynanmasını, Edirneli gençlerle bu sporların buluşmasını isteriz. Bu konuda neler yapılabilir?
MP: Beyzbol ve softbolda, Edirne’de Türkiye finalleri yaptık ve yine, lig usulü olduğu için ragbide de Edirne ilimizin ev sahipliği yaptığı maçlar oldu. Tabi ki ragbinin uluslararası müsabakalarını kaldırabilecek alt yapısı olan Edirne İlimizde Asbaşkanımız Feridun Acar Bey’in ev sahipliğinde faaliyetler yapmak isteriz.

ZE: Edirnelilere ve ragbi camiasına söylemek istediğiniz son sözlerle röportajı bitirebiliriz.
MP: 2019 yılında yapılan, dünya tarihinin en köklü spor organizasyonunda Edirne, 658. kez gerçekleştirilen organizasyona ev sahipliği yapmıştır. Edirne spor organizasyonlarında bir tarihtir. Gençlik,  spor tarihine sahip çıkar ise doğrudan sporla iç içe bir hayat yaşar.
Bu röportaj vesileyle hep birlikte gülebildiğimiz, spor yapabildiğimiz, sağlıklı günler olmasını ve bu pandeminin bir an önce bitmesini diliyorum. Sporla ve sağlıcakla kalın…
*(Kaynak: TRF sitesi www.trf.gov.tr)

İlgili Makaleler

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu