Sanayide iş var çırak yok
Sanayilerde artık kalifiye eleman yetiştirmekte ve bulmakta zorlandıklarını açıklayan Edirne Küçük Sanayi Sitesi İşletme Kooperatifi Başkanı ve mobilyacı esnafı Cafer Rokovet, çırak bulunmakta zorlanılmasının asıl sebebinin mevcut eğitim sisteminden kaynaklandığını ifade etti. Ailelerin çocuklarını endüstri meslek liseleri ve çıraklık okullarına yönlendirmesi gerektiğini belirten Rokovet, sanayide iş öğrenildiği zaman tatmin edici ücretler kazanıldığını da dile getirdi. Sanayide torna dükkanı işleten Şakir Tuna ise, yetiştirdiği 20’ye yakın ustanın hepsinin ev bark sahibi olduğunu ve kimisinin de dükkan açtığını söylerken, babası ile birlikte çalışan Ersin Tuna da sanayide yaptıkları mesleğin Türkiye’de hak ettiği değeri görmediğine vurgu yaptı.
Edirne Küçük Sanayi Sitesi İşletme Kooperatifi Başkanı ve mobilyacı esnafı Cafer Rokovet, gazetemize özel açıklamalarda bulunarak sanayide eleman yetiştirme problemi olduğunu dile getirdi. Rokovet, öğrencilerin aileler tarafından daha sık bir şekilde endüstri meslek liselerine gönderilmeleri gerektiğinin altını çizdi. Rokovet; “Eğitim sistemi, durumu bu hale getirdi. Çocuklar daha orta okuldayken, okuyup okumayacağı belli olur. Esnaflığa, sanatkarlığa yatkın olanlar kendini belli ediyor. Bu çocuklar, mesela imam hatibe, Anadolu liselerine verilmesin de endüstri meslek liselerine verilsin. Liseye gideceğine endüstri meslek lisesine gitsin. Bugün endüstri meslek lisesi mezunu olup da işsiz olan bir kişi yoktur. Çünkü kaynakçı da olsa kaportacı da olsa marangoz da olsa işten anlıyorlar. Bunlara ihtiyaç var. Endüstri meslekten mezun olanlar, bize alttan eleman olarak yetişir” dedi.
“ÇIRAK OLMADIĞI ZAMAN, BEN DÜKKANI NE YAPAYIM?”
Sanayide çırak bulmakta zorlanıldığını ifade eden Rokovet, sanayide 30’lu yaşlarda çıraklar olduğunu ifade etti. Ailelerin de bu konuda yönlendirme yapması gerektiğini söyleyen Rokovet; “Şu anda bizde çırak yok. Çırak olmadığı zaman, ben dükkanı ne yapayım? Biz artık 65 yaşındayız, dükkan süpürüyoruz, temizliyoruz. Çırak olsa hem yetişecek hem hayırlı bir evlat ve iyi bir usta olacak. Edirne’mizde olsun, Türkiye’de olsun, yarın öbür gün birçok dükkan kapanacak. Alttan gelen çırak yok. Dükkanları gezin ve görün. Eski Sanayi’de 350 tane dükkan var, 1 tane 14-15 yaşında çırak bulamazsınız. Hepsinin yaşı 30, oda ustaların kendi çocukları. Mesela benim yanımda kendi çocuğum çalışıyor. Okul ne ise, sanayiler de odur. Çocuk okula gidiyor. Okuldan çıktığı zaman, uyuşturucu ve alkol gibi her türlü pisliğe bulaşıyor. Ama burada öyle bir şey yok. Ailelerin de bunu biraz dile getirmeleri lazım. Fakat bizim aileler de ‘Aman benim çocuğum oralarda yağlanmasın, tozlanmasın’ diyorlar. Ondan sonra 40 yaşına gelen çocuğa evde bakıyorlar. Getirisi olmayan bir meslek de değil. Sanayideki bütün ustaların evi de var arabası da var. İşimiz maaşlı çalışmaya benzemiyor” şeklinde konuştu.
“ÇIRAKLIK OKULUNDA OKUYUP, SANAYİDE ÇALIŞMAK DA MÜMKÜN”
Rokovet, çıraklık okuluna giderek, hem okuyup hem de sanayide çalışmanın mümkün olduğuna vurgu yaptı. Yaklaşık 20 yıl sonra sanayide usta kalmayacağını söyleyen Rokovet; “Burada çıraklık okulumuz da var. Bizi gelen çocuğu, çıraklık okuluna yazdırıyoruz. Haftada 1 gün oraya gidiyor. Oradan da diploma veriyorlar. Oradan mezun olanlar üniversiteye de gidebiliyorlar. Hem çıraklık okulunda okuyup, sanayide çalışmak da mümkün. Orada hangi işe yatkınsalar onu okuyabiliyorlar. Eskiden sanayide geç saatlere kadar çalışılıyordu ama şu an o da yok, saat 18.00’de herkes dükkanı kapatıyor. Resmi iş gibi olduk. Asgari ücretten çok daha fazla paralar da kazanılıyor, sigorta ve yemek de veriliyor. Eleman yetişmeyince, sanayide usta kalmayacak. Sadece markaların servisleri kalacak. Şu an 30-35 yaşında olan eleman, 20 yıl sonra bu işi yapamayacak” diye konuştu.
“O YAĞI KOKLAMADAN, O TEZGAHLARI GÖRMEDEN NE KADAR MÜHENDİS OLABİLİRSİN?”
Sanayi’de torna dükkanı işleten Şakir Tuna, yanında yaklaşık 20 usta yetiştirdiğini belirtirken, hayatında hiç sanayiye gelmemiş insanların makine mühendisi olabildiğine dikkat çekti. Tuna; “Anne ve babalar eskiden okumayan çocuklara ‘Seni sanayiye veririm’ diyordu. Çocuklar da bir şekilde ya okuyordu ya da sanayiye çalışmaya geliyorlardı. Şimdi nasıl verecek? 4+4+4 eğitimden dolayı mecburen liseyi bitirene kadar okuyorlar. Çocuklar, derslerden anlamadıkları halde zorla okutuyorlar. Benim şu an çırağım yok. Çırağım var aslında ama 40 yaşında. En genç çırak 30 yaşına geldi. 43 seneden beri sanayideyim. Yanımda belki 20 usta yetiştirdim. Hepsi iş güç sahibi, ev bark sahibi oldu, arabaları da var. Dükkan açanlar da oldu. Şimdiki gençler düz lise okuyup, makine mühendisliği bölümüne giderek mühendis oluyorlar. Gelip görmeden, o anahtara dokumadan, o havayı solumadan, o yağı koklamadan, o tezgahları görmeden ne kadar mühendis olabilirsin?” ifadelerini kullandı.
“BİZİM YAPTIĞIMIZ İŞLER ŞU AN KÜÇÜK GÖRÜLÜYOR”
Babası Şakir Tuna’nın dükkanında çalışan ve Ankara’da makine mühendisliği okuduktan sonra çalışmaya başladığını ifade eden Ersin Tuna, mesleğe verilen kıymetin yurt dışından daha az olduğunu vurguladı. Tuna; “Yurt dışında bizim yaptığımız bu meslekler çok kıymetli. Bu işleri yapanlara verilen paralar, aldıkları ücretler çok yüksek. Bizim yaptığımız işler şu an küçük görülüyor. Mesela küçük bir parça yapıyoruz, karşılığında bir ücret talep ediyoruz, ‘Ya bu işe, bu kadar para alınır mı?’ diyorlar. Bu kadar emek verdik, o kadar bilgi edindik, o kadar yatırım yaptık. Onların küçük gördüğü işi yapabilmek için buraya bütün bir düzen kuruldu, yatırım yapıldı, okullar okundu. Buraya gelen küçük kardeşlerimizden de aldığımız cevap şu şekilde oluyor; ‘Bu paraya burada çalışacağıma, garsonluk yaparım.’ Ama 60 yaşına kadar garsonluk yapamayacağını idrak edemiyor. 60 yaşında da olsa burada çalışacağını çok geç anlıyor. Çocuklara bunun bilinci verilmiyor. Ailelere de büyük iş düşüyor burada” açıklamasını yaptı.
“YURT DIŞINDAKİ USTAYLA, ÜLKEMİZDEKİ KAYNAKÇI AYNI PARAYI KAZANAMIYOR”
Ersin Tuna, devletin sanayi vergilerine de düzenleme yapması gerektiğinin altını çizerek, vergilerin azaltıldığı zaman sanayide çalışanların daha fazla kazanabileceğini ve sanayi ustalığının daha tercih edilebilir bir meslek olabileceğini kaydetti. Tuna; “Sanayide kimse kimseye kötülük yapmıyor. İş yapıyoruz, para kazanıyoruz, gelen çocuklar meslek öğreniyor. Ama yurt dışındaki ustayla, ülkemizdeki kaynakçı aynı parayı kazanamıyor. Devletin de vergilere bir düzenleme yapması lazım ki biz de vergiye vereceğimiz parayı yetiştireceğimiz elemana verebilelim. Yani çocuklara ‘Garsonluk yapacağıma, ücreti daha tatmin edici olan sanayide çalışayım’ dedirtebilelim. Bizi tercih etmelerinin yolu da ekonomiden geçiyor. Türkiye’de ilk etapta üretim maliyetlerinin düşürülmesi gerekir. İş oradan başlıyor. Esnafın üretim maliyeti düşerse kazancı artar. Kazancı artınca da yanındaki elemanlara da iyi paralar verebilir” dedi. Adem Batuhan SEVER