Sormak ayıp değil kaçınılmaz oldu!

Hazırlanan proje için tam yeri tam zamanı değil mi?
Neredeyse son iki haftadır sabah saatlerinde, ülke gündemine bakarken gözümüze sokakta yaşayan canların ölüm haberleri veya öldürülme girişimlerine dair haberler, bilgiler batıyor. Hatta öyle ki her nedense (?) sokak hayvanlarının uyutulmasına yönelik verilen yasa teklifi gündeme geldiğinden beri ülkenin herhangi bir yerlerinde bir ısırılma haberi mutlaka gündemde tutuluyor. Ben eskiden bu kadar çok ısırılma haberi okumuyordum. Ne oldu ısıran köpek sayısı mı arttı yoksa aç bırakılan, aşıları, bakımları tam olarak yapılmayan, şiddet uygulanan dilsiz canların ve bakımlarından sorumlu olduğu halde işini yapmayan belediye veya kurumların sayısı mı arttı (?) Bu sorunun da cevabını bir düşünmek gerekiyor sanki… Diğer yandan yine neredeyse artık –maalesef- köpeklere yönelik taciz haberleriyle sabah sabah gözümüzü açar olduk. Yahu biz ne olduk böyle?
Evlad-ı Osmanlı olan biz değil miydik? Sokak canlarına eziyet eden, başka bir çare yokmuşçasına uyutulmalarını isteyen, EVLAD-I OSMANLI’ya (!) sormak istiyorum… Mancacılık hakkında en ufak bir bilginiz var mı Sayın Osmanlı torunları?
Maddi manevi bütün değerler üzerine en ufak bir ayrıntının bile atlanmadığı ve istikrarlı bir şekilde Cumhuriyet tarihine kadar süregelen Osmanlı değerleri hakkında var mı bir bilginiz Sayın EVLAD-I OSMANLI?
Osmanlı dönemindeki evlerin, camilerin mimarisinde kuşlar bile düşünülürken, sanıyor musunuz ki sokak hayvanlarına hiçbir önem verilmedi. Değil işte öyle.
Şöyle; Osmanlı Devleti’nde aç insanlar kadar sokakta kalan aç hayvanlar da düşünülerek, bir nevi meslek icat edilmiş. Adı mancacılık. Mancacılar, kedi köpek yemeği denilen mancayı satan kişilermiş. Bu mesleği yapan kişiler, aldıkları para karşılığında mancayı sokaktaki kedi köpeğe verirler, dileyenler parasını verince mancacılar o kişinin yerine sokaktaki canları beslerlermiş. O dönemki yöneticiler ve vatandaşlar kaç yüzyıl önce böyle bir talebi karşılamak üzere mancacılık mesleğini icat etmiş, devam ettirmişler. Ne kadar güzel değil mi aman ha yanlış anlaşılmasın biz şuan 21. Yüzyılda uyutma seçeneğini düşünebiliyoruz sadece (!)
Her gün gözlerimizi henüz bir köpek katliamına, köpek saldırısı haberlerine açmazdan evvel yani aylar öncesinde Edirne Ticaret ve Sanayi Odası toplantı salonunda şehirdeki turizmcilerle, şehrin yöneticileri; Vali Yunus Sezer, Belediye Başkanı Filiz Gencan Akın, ETSO Başkanı Sezai Irmak bir araya gelerek, sektördeki sorunları konuştular. Kimdi hatırlayamıyorum turizm sektöründe hizmet veren birisi sokak hayvanlarından dolayı sorun yaşadıklarını dile getirince Vali Bey’in ağzından o muhteşem, umut verici cümleler döküldü.
Sayın Vali‘basın mensubu yok değil mi?’ diyerek lafa başlasa da; “Her canlıya saygı duyulması gerektiğini biliyorum. Biz Osmanlı gibi bir medeniyetin temsilcileriyiz. Sokak hayvanlarından kimisinin açlıktan kaburgaları gözüküyor, kimisi topallıyor vs. Bu konuyla ilgili belediye başkanımıza da söyledim. Biz 40-50 dönümlük bir yer bulduk. Orada doğal yaşam alanı oluşturmak istiyoruz. Projesini de hazırlattık. İçerisinde sivil toplum kuruluşlarının da olduğu güzel bir alan planladık. Hayvanlar da sokaklarda harap olmasın istiyoruz. Bunu için yerel yönetimler, sivil toplum kuruluşları ve bizim de içerisinde olduğumuz bir proje geliştirdik. Ülkemizde yeni bir model uygulamak istiyoruz. Çok güzel bir proje hazırladık. Hayvan dostu doğal bir yaşam alanı oluşturmak istiyoruz. Bütçesi de hazır belediye başkanımız da yeri ayarladığını söyledi. Yeni proje ile Türkiye’de bir model olmak istiyoruz” dedi.
Evet, 88 YILI AŞKIN SÜREYLE Osmanlı’ya başkentlik yapmış bir şehrin, saygı değer yerel yöneticileri olarak,sizce de sokaktaki canlarımızın birer sorun gibi gösterildiği dönemde hazırladığınız projenin tam yeri tam zamanı değil mi?
Artık, ‘hayırlı olsun’ ziyaretlerini bir kenara bıraksak, makam odalarından dışarıya çıksak da Türkiye’ye örnek olacak projeleri Evlad-ı Osmanlı ile tanıştırmasak mı (?)
Sokak hayvanları konusunda tüm ülkeye örnek olmak, 88 yılı aşkın süreyle Osmanlı’ya başkentlik yapmış olan Edirne’ye yakışır tahminimce…