Tarihi Saraçhane Köprüsü yanında bir bina (!)
Cumhuriyet’in ilk fabrikalarından biri: Edirne Konserve Fabrikası
Tarihi Saraçhane Köprüsü’nün hemen yanı başında bulunan ve özellikle Kırkpınar Festivalleri’nde binlerce kişinin önünden gelip geçtiği bina, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün imzasıyla Cumhuriyet Dönemi’nde şehirde kurulan ilk fabrikalardan biri olan Edirne Konserve Fabrikası’na aitti. Resmen 1929 yılında kurulan Edirne Konserve Fabrikası günümüzde bir depo olarak hizmet veriyor. Konserve Fabrikası’nı gerçekleştirdiği araştırmalar neticesinde gün yüzüne çıkaran Araştırmacı Yazar Edirne Kent Kültürü ve Bilincini Geliştirme Merkezi Derneği kurucusu Ender Bilar ile yaptığımız özel röportajda, Edirne Konserve Fabrikası’nın önemini ve tarihi sürecini konuştuk.
KONSERVE FABRİKASI’NDA ATATÜRK’ÜN İZİ
Kurtuluş Savaşı’ndan henüz çıkmış genç Türkiye Cumhuriyeti’nde savaşın da gerekliliği açısından üretime daha da önem verilen dönemde ülke genelinde fabrikalar kurulmaya başlanıyor. Üretim fabrikası kurulan illerden biri olan Edirne’ de Cumhuriyet döneminin ilk fabrikası, Saraçhane Köprüsü’nün hemen yanındaki binada Konserve Fabrikası olarak faaliyete geçiriliyor. Şuan bir depo olarak kullanılan binanın 1929 yılında Mustafa Kemal Atatürk’ün de imzasıyla konserve fabrikasının anonim şirketi olarak hizmet vermesinin tarihi sürecini gazetemize anlatan Araştırmacı Yazar Edirne Kent Kültürü ve Bilincini Geliştirme Merkezi Derneği kurucusu Ender Bilar; “Kurtuluş Savaşı’nın ardından ülke ekonomik ve insanlık açısında zor durumda. Ama Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları kurmuş oldukları Türkiye Cumhuriyeti’ni kalkındırmak adına bir taraftan eğitim seferberliği bir taraftan da sanayi ve ekonomiyi düzeltmek adına çalışmalar başlatmışlar. Bu çalışmaların bir tanesi de Edirne’de gerçekleştirilmiş. Edirne o dönemde de sebze ve meyveliği ile ünlü bir kent ve toprakları verimli durumda. Bunu gören girişimciler Edirne Sebze ve meyve ortaklığını kurarak, Temmuz 1924 yılında bu ortaklık Ankara noterliğince teshil ediliyor. Ve faaliyetlere başlanıyor. Burada hissedarlık hisse başı 10 lira bir değerle hissedar oluyorlar. Daha sonraki süreçlerde yapılan çalışmalardan da görüyoruz ki Edirne Milletvekilleri Şakir Bey ve Faik Beyler, Belediye Başkanı İbrahim Zara olmak üzere bir grup girişimci ortaklığı anonim şirketine dönüştürmek için çalışmalar yapıyorlar ve ismini Trakya Sebze ve Meyve Konserve Fabrikası A.Ş. olarak tescil işlemlerini yapıyorlar. Adının değişmesiyle ilgili çalışmaları tamamlandıktan sonra Ocak 1929 tarihinde de Mustafa Kemal Atatürk’ün imzası ile anonim şirketinin kuruluşu tamamlanıyor. Bu kuruluşun ardından fabrika faaliyete geçiyor” dedi.
FABRİKA DÖNEMİN EKONOMİK ŞARTLARINA GÖĞÜS GEREMİYOR
Edirne Konserve Fabrikası’nın tarihsel sürecini detaylarıyla anlatan Bilar; “Hedefinin 150 bin konserve üretmek olduğunu, yardıma muhtaç insanlara da 200 adet konserve yardımı yapıldığını dönemin gazetelerinden öğreniyoruz. 1930 yılı ekonomi istatistiklerinde fabrikanın ihracat rakamlarında konservenin de yer aldığına rastlıyoruz. O dönemi düşündüğümüzde Edirne’de üretilen konservelin ihraç edildiğini görüyoruz. Fakat daha sonra kurulan konserve fabrikası ekonomik sıkıntılar yaşıyor ve1931-1932 yıllarında Alpullu Şeker Fabrikası ile Ziraat Bankası’ndan krediler alınıyor. Gazeteler o dönem; ‘kışın iklimin olumlu geçmemesinden dolayı tüm yurtta konservecilik alanında olumsuz bir sezon yaşandı’ bilgilerine yer vermişler. Esas neden çekilen kredilerin ödenememesi gibi duruyor yine dönemin gazetelerinde siyasi nedenler de var, insanların arasında karşılıklı birbirini suçladıklarını görüyoruz. Sonuçta gazetelerin 1932 yılında verdikleri bilgiye göre, Alpullu Şeker Fabrikası ile Ziraat Bankası fabrikaya icraya vererek, tasfiyesi isteniyor. Daha sonraki süreçte şirket tasfiye oluyor. Yine dönem gazetesinde hisselerin satılamadığı yazılıyor. Alınan borçlar ödenemiyorve alacaklılar tasfiye yoluyla fabrikanın tasfiyesi gerçekleşiyor” ifadelerine yer verdi.
EDİRNE MEYVE VE SEBZE KALİTESİNDE FRANSA DETAYI
Fransa’dan Edirne’ye gelen bir heyet tarafından, kentte yetiştirilen meyve ve sebzelerin kalitesinin dikkatleri çektiğini de anlatan Bilar; “Tasfiye sürecinin devamında fabrika bir iki yıl kapalı kalıyor, işletilmiyor. Ve Fransa’dan bir heyet gelerek kenti inceliyorlar. Edirne’deki meyve sebzelerin çok elverişli olduğu gören Fransızlar burada bir fabrika kurma girişiminde bulunsalar da başarısız oluyorlar. 1954 yılından sonra Edirne Belediyesi bir çalışma başlatıyor. İlgili bakanlık tarafından uzman gönderiliyor ve toprağın tahlili yapılıyor. Burada her türlü etüt çalışmalarının ardından hazırlanan raporda, Edirne’de bir konserve fabrikasının kurulmasının uygun olacağı kararı çıkıyor. Ama yine bu başarılı olamıyor” açıklamasını yaptı.
Tarih Kültür Sanat Kenti Edirne 2 adlı kitabında Edirne Konserve Fabrikası hakkında detaylı bilgiler verdiğini de kaydeden Bilar; “Cumhuriyet’in ilk yıllarında Edirne’de Mustafa Kemal Atatürk’ün imzası ile böyle bir fabrikanın Edirne’nin ticaret hayatına kazandırılması ve ekonomisine katkı sağlaması beni oldukça etkiledi. Edirne sebze ve meyveciliğin çok verimli olduğu topraklara sahip. 1924 yılında Karaağaç’tan gelen göçmenlerin Edirne’nin sebze ve meyveciliğini etkileyeceği konusuyla ilgili bir yazı gönderiliyor. Bu belgeyi de bu araştırmaya da Tarih Kültür Sanat Kenti Edirne 2 adlı kitabımda yer verdim. 1924 yılında bir grup girişimci ruhlu insanın kentine bir üretim tesisi Edirne Konserve Fabrikası’nı kazandırma çabalarını ve fabrikanın tarihsel süreçlerini de kitabımda anlattım” şeklinde konuştu.
1924 yıllarında Cumhuriyet döneminin ilk fabrikalarından birini kuran Edirne ile şuanki Edirne’deki girişimciliği karşılaştıran Araştırmacı Yazar Edirne Kent Kültürü ve Bilincini Geliştirme Merkezi Derneği kurucusu Ender Bilar; “Şimdi görüyoruz ki bu verimli topraklarımız imara açıldı ve bir şekilde verimli topraklarda sebze ve meyvecilik üretimi düştü. Edirnemizin geçmişte Edirne gülü başta olmak üzere, Edirne bamyası, fasulyesi, Uzunköprü’nün kavunu, Edirne peyniri vs. gastronomi açısından ünlü bir kent iken şuan üretimi düşmüş durumda. Madem ki biz kentimizi kültür kenti olarak turizme açıyoruz bu gibi değerlerimizi de turizme açmamız gerekiyor. Bu açıdan da Konserve Fabrikası, Cumhuriyet’in ilk yıllarında Edirne şehrine kazandırılmış fakat işletilmesi başarılı olamamış” diyerek düşüncelerini de dile getirdi.
100’ÜNCÜ YILDA ADETA GİRİŞİMCİLİK ÖRNEĞİ: EDİRNE KONSERVE FABRİKASI
Edirne Konserve Fabrikası ile ilgili yaptığı araştırmaları Cumhuriyet’in kuruluşunun 100’üncü yılında yayınlayan ve sosyal medya üzerinden herkesle paylaşan Araştırmacı Yazar Ender Bilar, 1924 yılında kurulan fabrikanın örnek olmasını temenni ettiğini dile getirdi. Bilar; “100’üncü yılı kutladık ve 100’üncü yılda Edirne Konserve Fabrikası’nı kuranlardaki gibi girişimci ruhları görmedik. Önemli olan bu araştırmayı yayınlamaktaki amacım girişimcilik ruhuna örnek olmaktı. Bu fabrikanın yerinin depo olması vs benim için önemli tarafı değil, önemli olan Edirne’nin 1924 Cumhuriyet’in ilk yıllarında girişimcilikle bir fabrika kurmayı başarması, o dönemlerde ihracat yapmaya başlamış olmasıydı. Bundan sonra da böylesi yatırımların kentimizde çoğalarak ülkemizin kalkınmasına destek olmasını ve kent halkına istihdam yaratmasını dilerim” dedi. Damla GÖÇ AKYÜZ