Yapı üretim evreleri çalıştayla masaya yatırıldı
TMMOB Edirne İl Koordinasyon Kurulu tarafından ‘‘Yapı Üretim Sürecinde Mühendislik ve Mimarlık Hizmetleri Çalıştayı’ düzenlendi. Çalıştayda, yapı üretim sürecindeki uygulama içerikleri, yaşanan sorunlar masaya yatırıldı. Programda konuşan TMMOB Edirne İl Koordinasyon Kurulu Sekreteri Birce Altay, üyeler arasında haksız rekabetin engellenmesi ve tüketicinin korunmasını hedeflediklerini belirterek; “Mühendislik, mimarlık, şehir planlama hizmetlerinin, toplum yararı gözetilerek, bilim ve tekniğin gereklerine, yasal mevzuata, mesleki davranış ilkelerine uygun olarak yerine getirilmesi, üyeler arasında haksız rekabetin önlenmesi ve tüketicinin korunmasıdır” dedi.
Edirne’de Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) İl Koordinasyon Kurulu tarafından ‘Yapı Üretim Sürecinde Mühendislik ve Mimarlık Hizmetleri Çalıştayı’ düzenlendi. Bugün TMMOB Makina Mühendisleri Odası Edirne Şubesi’nin konferans salonunda gerçekleştirilen çalıştaya; Edirne Belediye Başkan Yardımcısı Cenk Ergüden, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürü Ayşe Sarı, Lalapaşa Belediye Başkanı Zafer Sezgin Geldi, TMMOB’a bağlı odaların il temsilcileri, yapı denetim kuruluşlarının temsilcileri, mühendislik, mimarlık ve danışmanlık hizmeti veren şirketlerin temsilcileri katıldı.
‘SÜRDÜRÜLE BİR YAPI OLUŞTURACAK ÇÖZÜMLER ÜRETİLMESİ HEDEFLENİYOR’
Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başlayan çalıştayın açılış konuşmasını gerçekleştiren TMMOB Edirne İl Koordinasyon Kurulu (İKK) Sekreteri Birce Altay, çalıştayda yapı üretim sürecindeki uygulama içerikleri ve yaşanan sorunların masalarda tartışılarak, bir rapor ortaya konulacağını ifade etti. Altay; “Yapı üretim sürecindeki uygulama içerikleri, yaşanan sorunlar masalarda tartışılarak, bir rapor ortaya konulacaktır. Çalıştayımızdan çıkacak uygulama sonuçlarının meslektaşlarımız açısından olumlu, yararlı ve geliştirici olacağına inanıyoruz. Bu inançla da örnek oluşturabildiğimiz ölçüde, Trakya’daki komşu illerde de bu çalıştayın yapılabilmesini umuyoruz. Çalıştay, projelendirmeden yapı kullanım izni alınıncaya kadar, yapı üretim sürecinde yaşanan sorunları, konunun tarafları olan serbest mühendis, mimar, şehir plancıları ile ilgili idareleri bir araya getirerek irdelemeyi, çözüm önerilerinin tartışılmasını konu almaktadır. Amacımız da mühendislik, mimarlık, şehir planlama hizmetlerinin, toplum yararı gözetilerek, bilim ve tekniğin gereklerine, yasal mevzuata, mesleki davranış ilkelerine uygun olarak yerine getirilmesi, üyeler arasında haksız rekabetin önlenmesi ve tüketicinin korunmasıdır. Tüm paydaşların ortak akılla hareket ederek, sürdürülebilir bir yapı oluşturmasını sağlayacak çözümler üretilmesi hedeflenmektedir. Çalıştay sonunda elde edilen sonuçların ortak bir rapor ile düzenlenip, ilgili birimlere iletilmesi sağlanacaktır. En önemli ve değerli olacak olan ise bu sonuçların uygulamaya aktarılarak, mesleğimizin gereklerine göre ve meslektaşlarımızın hak ve yararı korunarak üretim yapılması, ilgili tüm idarelerimizin de kamusal görevlerinde eksiksiz hizmet vererek, tüketicinin en doğru hizmeti almasıdır” şeklinde konuştu.
‘ÇÖZÜMÜN BİR PARÇASI DEĞİLSEK, SORUNUN BİR PARÇASI OLMUŞ OLUYORUZ’
Edirne Belediye Başkan Yardımcısı Cenk Ergüden de olası İstanbul depremine dikkat çekerek, depremin olası etkilerine yönelik acilen harekete geçmek gerektiğine vurgu yaptı. Ergüden; “Edirne’mizde uzun süredir bizim de gündemimizde yer alan büyük bir İstanbul depreminin ön hazırlıkları yönünde ciddi çalışmalar yapılıyor. AFAD ismi altında yapı üretimle ilgili süreçlere yönelen birtakım başka kaynaklarda ve çeşitli kuruluşlar, yine meslek örgütlerimiz özelinde, ilgili kurumlarımız nezdinde iyi çalışmalar yürütülüyor. Yapı üretim süreci dendiği zaman, aslında en tepeye bunu yazmamız gerektiğini düşünüyorum. Buradaki asıl maksadımızın birtakım estetik kaygılar olmadığını, burada daha da önemli olan kısmı hayati konular. Ülkemizin genel durumunu da göz önüne aldığımızda bunun bir yaşamsal sorun olduğunu, olası bir gerçekleşmede çok ciddi boyutta olabileceğini, sadece insan kaybı anlamında değil, çok ciddi ekonomik kayıplara da neden olabilecek bir durum olduğunu, hatta bunun milli güvenlik sorunu yaratabileceğini düşünenlerden birisiyim. Beklediğimiz deprem, çok yaşanmışlığı da olan bir şey. Ülkemizde birçok depremler, afetler yaşandı. Bunları şehrimize gelen insanlar boyutunda bile yaşadık. Kahramanmaraş merkezli ve çevre 10 ili de etkileyen depremde, bize kadar reaksiyon geldi. İstanbul depremi, bunun çok çok üzerinde olabileceğini hepimizin öngördüğünü varsayıyorum. Bunun için bir şeyler yapmak, harekete geçmek gerekiyor. Olan bitene baktığım zaman, bir mimar olarak arzuladığımız yerde olmadığımız kanaatindeyim. Ama oraya doğru çok hızlı yol almamız gerekiyor. Dolayısıyla çözümün bir parçası değilsek, o zaman sorunun bir parçası olmuş oluyoruz. Aslında çözümün parçası olmamız gerekiyor” diye konuştu.
‘YETERLİ TEKNİK ELEMAN BULUNAMIYOR’
Açılış konuşmalarının ardından TMMOB Edirne İKK Çalıştay Sekreteri Yılmaz Eren tarafından bir sunum gerçekleştirdi. Sunumunda çalıştayın işleyişine yönelik bilgi veren Eren, yapı üretim sürecindeki paydaşların yaşadıkları sorunlara dikkat çekti. Eren, şu ifadeleri kullandı; “Teknik eleman eksikliği: Kurumların ruhsat ve proje onayına bakan ilgili müdürlüğünde teknik eleman yetersizliği nedeniyle iş denetiminde gecikmeler ve aksamalar olmaktadır, Jeofizik, Jeoloji gibi bazı meslek gruplarında arazi ve büro denetimi yapacak meslek grubundan teknik personel çok az olduğundan kontroller yetersiz kalmaktadır. İlçelerdeki kurumlarda yeterli denetim elemanı bulunmadığı için ilçelerde faaliyet gösteren bürolar sık sık merkeze gelmekte, emek ve zaman yitirmekte daha fazla masraf yapmaktadırlar. İl Özel İdaresinde denetim elemanlarının kurum dışı görevlendirilmeleri de aksaklık yaratmaktadır.”
SEKTÖRDE İSTİHDAM SORUNU
İşgücü ve istihdam alanında da yaşadıkları problemleri anlatan Eren, yeni mezun genç meslektaşlarının iş bulamaması, sürekli iş bulunamaması, kamu kurumlarının kısıtlı istihdamı, işsiz meslektaşlarının meslek alanları dışında farkı işlerde görev yapmak zorunda kaldıklarını ifade etti.
‘MESLEKTAŞLARIMIZIN ÇOĞU DÜŞÜK ÜCRET ALIYOR’
Sektördeki ücret politikası ve haksız rekabet konusuna da değinen Eren; “SGK’nin 2017 tarihinde tek taraflı fes ettiği, ‘TMMOB Mühendis Mimar ve Şehir Plancıları Asgari Ücret’ protokolünün yenilenmemesi sonucu ücretli çalışan meslektaşlarımızın çoğunluğu düşük ücret almaktadırlar. Çoğunun sosyal haklara sahip olmadığı, mesleki statülerine aykırı olarak farklı statülerde çalıştırıldıkları görülmektedir. Kamu şirketlerinde çalışan meslektaşlarımızın aynı işi yapmalarına rağmen memur meslektaşlarından daha düşük ücret alması çalışma barışını bozmaktadır. Şantiye Şefliği için yapılan sözleşmelerde, müteahhitlerin olumsuz yaklaşımı sonucu meslektaşlarımız düşük ücretlerle çalışmak zorunda kalmaktadır. Projeler yeterince denetlenmediğinde, çok düşük rakamlara proje yapılarak hem hizmet kalitesi düşmekte hem de haksız rekabete neden olunmaktadır” dedi.
‘YAPI DENETİM FİRMALARINDA MADDİ SIKINTI’
Eren, yapı denetim firmalarının gelirlerinin yüde 3’ten yüzde 1,5 oranına düşürüldüğünü söyleyerek; “Yapı denetim firmalarının gelirlerinin %3’ten %1,5 düşürülmesi nedeni ile maddi sıkıntıları bulunmaktadır. Bu sebeple özellikle ilçe de sorumlu oldukları işlerinde yeterli sayıda teknik eleman çalıştırmada zorluk çekmektedirler. Ticari kaydı bulunmayan birçok şahsın, emlak veya inşaat bürolarının mevzuata aykırı olarak yapı sektöründe mesleki faaliyet gösterdikleri, bunların resmi kurumlarda iş takip edebildiği dolasıyla haksız rekabet yapıldığı vurgulanmaktadır. Bazı denetim elemanlarının, bazı bürolara ayrıcalık gösterdikleri veya yönlendirme yaptıkları dolasıyla işverenlerce bu büroların tercih edildiği belirtilmektedir. Bazı kurumların dışarıya yaptırmış oldukları mühendislik ve mimarlık hizmet işi ihalelerine yerel büroların davet edilmedikleri veya aynı kişilere devamlı iş verildiği belirtilmektedir” ifadelerini kullandı.
‘MESLEKTAŞLARIMIZA SÖZLÜ VE FİZİKİ SALDIRILAR ARTIYOR’
Meslektaşlarının kamu görevi niteliği taşımadıklarından dolayı şantiyelerde sözlü ve fiziki saldırıların günden güne arttığını kaydeden Eren; “Şantiyelerde yapı denetim veya şantiye şefi görevinde çalışan meslektaşlarımızın kamusal görev niteliğinin olmaması nedeniyle sözlü veya fiziki saldırılar artmaktadır. Bazı şantiyelerde güvenlik önlemleri alınmasında ve inşaat ruhsat tabelası bulundurulmasında mevzuata uyulmamakta, İş güvenliği hususunda denetimler yetersiz kalmaktadır” açıklamasını yaptı.
SORUNLAR VE ÇÖZÜMLER RAPORLANACAK
Eren’in sunumunun ardından program, kurum ve kuruluş temsilcileriyle, özel sektör temsilcilerinin sunumlarıyla devam etti. Ayrıca serbest mühendis-mimar, kamu kurumu temsilcisi, yapı denetim kuruluşu temsilcisi ve bir moderatörün bulunduğu masalar oluşturularak, yapı üretim süreci ayrı gruplarla ele alındı. Çalıştayda elde edilecek sonuçların, belirtilen sorunların, çözüm önerileriyle birlikte bir rapor haline getirilerek ilgili kurumlara iletilmesi bekleniyor.
Adem Batuhan SEVER