Ilgın’dan çiğ süt alım fiyatına tepki

‘TÜİK’in enflasyon hesaplarına yarar’

Edirne Genç Çiftçiler Derneği Başkanı Egemen Ilgın, Ulusal Süt Konseyi tarafından belirlenen 14 lira 65 kuruşluk çiğ süt litre fiyatının üreticide şaşkınlık yarattığını ve Edirneli üreticinin hali hazırda ortalama 15 liradan çiğ süt sattığını ifade etti. Ilgın, açıklanan fiyatın TÜİK’in enflasyon hesaplarını yapmasında işe yarayabileceğini belirtirken üreticiye bir faydası olmayacağının altını çizdi. Edirne’nin bazı köylerinde süt üretiminin 6 kişiye kadar düştüğüne dikkat çeken Ilgın, üretilen süt miktarının, süt kazanının elektrik ücretini ödemeye yetmeyeceğini vurguladı.

Ulusal Süt Konseyi tarafından 1 Mayıs tarihinden itibaren geçerli olmak üzere, çiğ süt alım fiyatının litre başına 14 lira 65 kuruş olduğunu açıklandı. Edirne Genç Çiftçiler Derneği Başkanı Egemen Ilgın, açıklanan fiyatın hali hazırda ortalama litresi 15 liradan süt satan Edirneli üreticide şaşkınlık yarattığını ifade etti.

“ZAM YAPTIK’ AÇIKLAMASININ MANTIKLI BİR TARAFI YOK”

Ilgın, açıklanan çiğ süt alım fiyatının Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından hazırlanan enflasyon oranlarına yarayacağını ifade etti. Ilgın; “Ulusal Süt Konseyi’nin bir açıklaması oldu, bu açıklamaya göre 1 Mayıs 2024 tarihinden geçerli olmak üzere çiğ süt alım fiyatını 14 lira 65 kuruş olarak açıkladılar. Ancak tabi bu durum çiftçide büyük bir şaşkınlık yarattı. Şu anda Edirne’den örnek vermek gerekirse bütün köylerimizde süt zaten bu fiyatın üzerinde bir fiyata satılıyor. Genel manada 15 lira diyebiliriz. Dolayısıyla Ulusal Süt Konseyi’nin çiğ süt fiyatına ‘zam yaptık’ açıklamasının mantıklı ve tutarlı bir tarafı yok, aynı zamanda çiftçiyi mutlu eden bir tarafı da yok. Burada şunu görüyoruz, Ulusal Süt Konseyi piyasaya da tam manasıyla hâkim değil. Baktığınızda Ulusal Süt Konseyi şu anda çiğ süt satış fiyatında belirleyici olamıyor. Açıklamasının pek bir anlamı yok, kadük kaldı. Bana göre Ulusal Süt Konseyi’nin bu açıklamaları belki TÜİK’in açıklamalarında işe yarayabilir, enflasyon hesaplamalarında işe yarayabilir ama şu an çiftçiye yararından ziyade TÜİK hesaplarına, matematik hesaplamalarına yararı olan bir açıklama olmuş” dedi.

‘KÖYLERDE ÜRETİLEN SÜT MİKTARIYLA, SÜT KAZANININ ELEKTRİK ÜCRETİ BİLE ÖDENEMİYOR’

Edirne’nin köylerinde süt üretiminin, süt kazanının elektrik ücretini bile karşılayamaya yetmediğine vurgu yapan Ilgın; “Bunun yanı sıra zaten süt üretiminde ciddi bir düşüş var. Bu şekilde bu politikalar devam ederse bu düşüş devam edecek. Kendi köyümden, Sazlıdere’den örnek vermek gerekirse, üretim o kadar düşmüş ki, 6 kişiye düşmüş, dolayısıyla süt 200 litrenin altında kalmış ve dolayısıyla hiçbir tüccar veya sanayici gelip bu köyden süt almıyor. Çünkü bir kazan var, o kazanın elektrik masrafını bile karşılamıyor şu an toplanan süt ve dolayısıyla köyünden kimse süt almayınca köylü artık üretimden vazgeçecek. Sütünü satacak yer de bulamayacağı için yan köye götürmek zorunda kalıyor. Onun da bir maliyeti olacağından dolayı sanıyorum ki 6 ay sonra Sazlıdere Köyü’nde kimse süt üretmeyecek. Bu yarın öbür gün diğer köylerde de böyle olacak ve inekler kesime gitmiş olacak. Anaç inekler kesime gittiği için de bu et fiyatlarına yansıyacak. Dolayısıyla Türkiye’deki süt krizini çözmeden et krizini çözmemiz mümkün değil” şeklinde konuştu.

‘ÜRETİCİNİN DE TÜKETİCİNİN DE KAZANMADIĞI BİR SİSTEM’

Açıklanan fiyatın ardından, çok da gecikmeden süt ürünlerinin fiyatlarında artış yaşanabileceğini ifade eden Ilgın, yerli üreticinin desteklenmediği sürece ithalat makasının açılacağını belirtti. Ilgın; “Şimdi yarın sabahtan itibaren peynir, yoğurt fiyatlarında market raflarında zam yapıldığını göreceğiz. Aslında bu zamdan çiftçi kazanmıyor, üretici zaten yüksek fiyata ürün alıyordu, şimdi daha da yüksek fiyata ürün alacak. Yani üretenin de tüketenin de kazanmadığı bir sistemin içerisindeyiz. Her geçen gün artan maliyetler de bu duruma etki edecektir. Ben şu anda Türkiye’de ithalatın önünün fazlasıyla açılacağını düşünüyorum. Bu süt ürünlerinde olabilir, hayvancılıkta olabilir, et de olabilir. Bu da kaynakların dışarıya aktarılması anlamına geliyor.  Öncelikle küçük aile işletmeciliğinin desteklenmesi gerekiyordu, desteklenmediği için Sazlıdere örneğinde olduğu gibi gördük. Ben yıllarca süt alımı yaptım köyde. O zamanlar sütteki besin değerlerinin çok yüksek olduğu görülüyordu. Bizim üreticimizin sütünde zaten hile olmaz. Maalesef o kaliteli sütlerde üretilmemeye başlandı” diye konuştu.

‘ÖYLE POLİTİKALAR YAPMAMIZ LAZIM Kİ HEM ÜRETİCİ HEM TÜKETİCİ KAZANSIN’

Vatandaşın süt ürünü tüketmekte maddi kaynaklı olarak zorlandığının kaydeden Edirne Genç Çiftçiler Derneği Başkanı Egemen Ilgın; “Çiftçi isyanda, ‘para kazanamıyorum, ürünüm çok düşük’ diyor. Asgari ücretle çalışan emekçi markete gidiyor isyanda, ‘bir kalıp dahi peynir alamıyorum’ diyor. İnsanlar kırıklı peynir almaya, ekşimik almaya başladı. Durum çok kötü. Kazanan kim? Bu sorunun cevabını bulmamız lazım. Öyle politikalar yapmamız lazım ki; kazanan hem üretici hem de tüketici olsun. Bu manada kooperatiflere çok iş düşecek” ifadelerini kullandı.

Adem Batuhan SEVER

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Göz Atın
Kapalı
Başa dön tuşu
error: İçerik korunmaktadır !!