Ragbi Günlükleri 40
Ragbi, sertlik ve mücadelenin üst düzeyde olduğu bir spordur. Bu sporla uğraşıyorsanız, fiziksel olarak hazır halde olmanız gerekir. Türk kamuoyunda giderek bilinirliği artan bu sporun sadece erkek sporculara yakıştırılmasına, ragbi denince zihninizde erkek sporcuların canlanmasına izin veriyorsanız, hata yapıyorsunuz.
Dünyada ve ülkemizde gözü kara, bu spora âşık çok sayıda kadın sporcu var. Sertlikse sertlik, mücadeleyse mücadele… Ragbinin bütün erdemlerine bağlı kalarak ve bu oyunun hakkını vererek oynuyorlar. Ragbi Günlükleri’nin okuyucularına işte bu kadınlarımızı, Türkiye’de ragbinin ilerleyebilmesi için çaba gösteren kadın takımlarımızı tanıtmak istiyorum.
Kocaeli, çeşitli disiplinlerde bir şekilde ragbi liglerinde yer almış bir şehrimiz. Son dönemde, Kocaeli’nde ragbinin kalbi Körfez ilçesinde atıyor. Beden eğitimi ve spor öğretmeni İhsan Demirtaş, Körfez ilçesinin bu noktaya gelmesindeki bir numaralı isim. Büyük bir azimle, ragbinin bilinirliğini arttırmak ve daha fazla genç sporcuyu bu spora çekmek için uğraşıyor. Yarınlar için güzel planları da var. Ragbi Günlükleri’nin bu haftaki yazısında, Kocaeli’nin Körfez ilçesinde ragbinin nasıl oynanamaya başladığını, kadın ve genç takımlarının başarılı sürecini antrenör İhsan Demirtaş, takım kaptanları Meryem Şavk ve Ayşenur Yılmaz’ın ağzından öğreneceksiniz. Katılımları için kendilerine teşekkür ediyor ve Körfez Ragbi’yi tanıyacağınız röportaja geçiyorum.
ZAFER ERAY(ZE): Okuyucularımıza sizi tanıtarak başlayalım.
İHSAN DEMİRTAŞ(İD): 1987 Düzce doğumluyum. Gazi Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu Beden Eğitimi ve Spor Öğretmenliği mezunuyum. HerekeM.T.A. Lisesi’nde Beden Eğitimi ve Spor Öğretmeni olarak görev yapmaktayım. Mesleğimin 8. yılındayım. Uzun zamandır takip etmeme rağmen, 2 yıldır ragbi sporunun içindeyim. Körfez Gençlerbirliği Ragbi Kulübü’nün antrenörüyüm. Aynı zamanda, 2 yıldır Türkiye Ragbi Milli Takımı 15’li Büyük erkekler ve 7’li Büyük erkekler kondisyoneri olarak görev yapmaktayım.
ZE: Ragbiyle nasıl tanıştınız? Bir beden eğitimi öğretmeni olarak ragbideki hedefiniz nedir?
İD: Ragbi ile tanışıklığımız, üniversite sıralarıma kadar gidiyor. O zamanlar Ankara’daki birkaç üniversite takımının antrenmanlarını izleyerek, ragbi sporunu tanımış oldum. Hatta iki veya üç antrenmana katılıp, deneyimlediğimde oldu. Fakat farklı bir branşta, aktif olarak spor yaptığımdan dolayı maalesef ragbi sporunda sporcu olarak yarışma fırsatını bulamadım. Zamanı geri sarabilsem, herhalde o antrenmanlara dönmek ve ragbi sporcusu olmak isterdim. Beden eğitimi öğretmeni olarak, sporun çok fazla değerli olduğuna, -herkes tarafından beden eğitimi ve spor dersi önemsiz görülsede- milli eğitimin ders müfredatında bulunan en önemli ders olduğuna inanan biriyim. Buradan yola çıkarak, beden eğitimi derslerini çocukların dolu dolu geçirmesi, spor kültürü alması ve malum bilinen spor branşlarının yerine alternatif spor branşlarının da olduğunu öğrenmeleri için derslerimde öğrencilerime performans ödevleri vererek tanıtmaya çalıştım. Ragbi branşını ise, bizim insanımızın mizacına, azmine ve hırsına çok yakışan bir spor olduğunu düşünerek hem çalıştığım liselerde ve ilçelerde sportif yeteneği olan farklı branşlarda başarılı olmuş yada olamamış ilerleyen dönemlerde üniversitelerin BESYO bölümlerine girmek isteyen gençlere, dezavantajlı gençlere farklı bir branş olan ragbi sayesinde şampiyonalara katılma hatta milli takıma girmelerine vesile olabilme amacı ile ragbi branşına giriş yaptım. Bu sayede iki senede hem A takım hem de U18 olarak milli takıma sporcular göndermeyi başardım. İşin özü, ragbi sporundan tek beklentim öğrencilerimin geleceğine katkıda bulunabilmek, onlara dokunabilmek.
ZE: Geçmiş yıllarda, Kocaeli’nin 15’li Ragbi Ligi’nde bir temsilcisi vardı. Kocaeli Üniversiteli gençlerin, üniversiteler liginde 7’li ragbi oynadıklarını da biliyorum. Siz kulüp olarak, 7’li ragbide federasyon liglerine katılan Kocaeli’nin ilk temsilcisisiniz. Körfez Ragbi’nin nasıl kurulduğunu anlatır mısınız?
İD: Körfez Ragbi’nin kuruluş hikâyesi, geçtiğimiz yıl Körfez ilçesine atanmam ile doğru orantılı. Yine aynı amaç ve duygularla, U18 Kadın ve Erkek takımını kurmak için çalışmalara başladım ve İlçe Milli Eğitim Müdürümüz Sayın İbrahim Okutan Bey’in desteği ile tüm liseleri gezerek,ragbi sporunu gençlere tanıtmak için sunumlar yaptım. Bir tanıtım antrenmanı gerçekleştirdim. Her ne kadar U18 takımı kurmak için yola çıksak da yaşı büyük olan gençlerimizden de ragbi oynamak istediklerine dair müthiş talepler aldık ve o gençleri de ragbi sporuna katmak için A takım kurmaya karar verdik. Destek almak amaçlı Körfez Belediyesi’ndeki Spor Müdürümüz Sayın Ali Osman Baş ile görüşmede bulundum. O’da bu spora çok ilgi gösterip, Belediye Başkanımız Sayın Şener Söğüt Beyefendiye durumu iletti. Gerçekten bu konuda çok şanslıyız. Belediye Başkanımız hem farklı bir branşın bünyemize katılmasını hemde gençlere yapılan yatırımdan mutluluk duyacaklarını söyleyerek hali hazırda belediyenin kurmuş olduğu Körfez Gençlerbirliği Kulübü’nün bünyesinde ragbi branşını başlatmış oldu.
ZE: Aktif olarak ragbi oynamaya başladıktan sonra nasıl tepkiler aldınız? İlinizde ragbiye yaklaşım nasıl? Üniversiteyle iş birliğiniz var mı?
İD:Ragbiyle alakalı ilk başlarda insanların yeniliklere olan bakış açısından dolayı,maalesef pekde olumlu tepkiler almadık. Ama başarı elde edip, milli takıma sporcularımız seçildikten sonra insanlardaki ve gençlerdeki ragbiye olan bakış açısını değiştirdik. Daha çok genç,ragbi sporuyla ilgilenmeye başladı. Daha önceki yıllarda, Kandıra’da bir takım kurmuştum. Şimdide Körfez’de… Kocaeli’ndeki ragbi takım sayısı arttıkça, ilgide arttı. Bizde, ragbinin popülerliğini sağlamak için geçtiğimiz yıl Körfez’de bir ragbi turnuvası düzenledik ve etkisi olduğunu düşünüyorum. Şuan herhangi bir üniversiteyle işbirliğim yok. Ama en kısa sürede, Kocaeli Üniversitesi’nde daha önce olan ama şuan aktif olmayan takım için yeniden aktif hala getirebilmek için başvurularımı yapmayı düşünüyorum. Çünkü sporun yaygınlaşması ve tanıtımı için üniversitelerin önemli bir payı olduğunu düşünüyorum.
ZE: Takımınızı oluştururken oyuncularınızı nasıl bir araya getirdiniz? Gençlere nasıl ulaşıyorsunuz? Oyuncu havuzunuzun özelliklerinden bahseder misiniz?
İD: Genellikle sunum yapmış olduğum liselerden,görev yaptığım kendi okulumdaki öğrencilerden, beden eğitimi ve spor öğretmeni meslektaşlarımın başarılı olabileceğini düşündüğü öğrencileri yönlendirmesi ve sosyal medya sayesinde bir oyuncu havuzu oluşturdum. Maalesef şuan bu havuz, sadece Körfez bölgesini kapsıyor. İlerleyen zamanlarda oyuncu havuzumu genişletmek, daha fazla genci bir araya getirmek amacıyla diğer yakın ilçelerde de tanıtımlar yapmayı düşünüyorum.
ZE: Antrenmanlarınızdan bahsedelim. Haftada kaç gün çalışıyorsunuz? Antrenmanlarınızda özellikle üzerinde durduğunuz noktalar var mı? Tesis, ekipman imkanlarınız nasıl?
İD: Haftada ortalama dört antrenman yapıyoruz. Antrenmanlarımın en önemli özelliği; disiplin, arkadaşlık, takımdaşlık, spor ahlakı. Kazanma hırsı ve kaybetmeyi kabullenme üzerine gençlerin hem fiziksel hemde spor ahlakını geliştirici tarzda antrenmanlarımız oluyor. Belediyemizin bize sağladığı tesis desteği ve malzeme desteği herzaman oldu. Yalnız bu malzemeler ragbiye özgü değil. Her ilçede olduğu gibi spor tesislerinin azlığı nedeniyle düzenli olarak çalışabileceğimiz, ragbiye uygun bir saha bulmamız çok zor oluyor.Haftada en fazla bir gün, ragbi sahası büyüklüğünde bir sahada çalışabiliyoruz ve maalesef oda suni çim oluyor.
ZE: 2020 sezonunda 7’li ragbide, büyük kadınlar ve U18 kadın-erkek takımlarınızla yarışmalara katıldınız. Kulübünüz için yepyeni bir tecrübeydi. Takımlarınızın turnuva performanslarını ayrı ayrı değerlendirir misiniz? Neleri daha iyi yapmalısınız?
İD: Evet, kesinlikle yepyeni bir tecrübeydi. Öyle ki sporcularımın çoğu, hayatlarında ilk defa bir ragbi maçına çıktılar. Maalesef turnuvaya hazırlanmak için çok fazla zamanımız olmadı. Buna rağmen, sporcularımın performansından gayet memnunum. Bu takımı kurarken anlık değil, uzun zamana yayılmış bir başarı beklentisi içinde kurmama rağmen, ilk yıl için çok değerli bir performans ve karakter gösterdiklerini düşünüyorum. Benim için en önemli şey, sahada savaşan, asla pes etmeyen bir takım görmekti. Bende bunu gördüğüm için çok mutluyum. En önemlisi ise, üç ayda kurulan bir takım olarak kadınlar U18 takımızdan altı, erkekler U18 takımından üç sporcumuzun milli takım kamplarına davet edilmesi oldu. Gurur verici bir duygu…
ZE: Özellikle U18 takımlarını çok kıymetli buluyorum. Kulübünüz çatısı altında, 18 yaş altı çok sayıda genç arkadaşımız spor yapma fırsatı buluyor. U18 takımları için sizin de görüşünüzü merak ediyorum. Kendilerinden beklentiniz nedir? Onların geleceklerine nasıl dokunacaksınız?
İD: U18 takımları benim için çok ama çok değerli. Bunun çok fazla sebebi var. Ama en önemlisi, vakitlerini onlara zarar veren çoğu şeyden uzaklaşarak harcamalarıdır. Takımdaşlığı, birlikteliği, sporun birleştirici gücü sayesinde aile kavramını öğrenmeleri, fiziksel ve zihinsel anlamda sağlam karakterli, ne istediğini bilen ve istedikleri için ahlaklı bir şekilde savaşan gençliğin yetişmesi. Bu gençler, Türk ragbisinin geleceği. O yüzden, sportif ve ahlaki anlamda sağlam ve karakterli gençler yetiştirmek, bu ülke için çok ama çok önemli. Öğrencilerimin hayatına sporuentegre ederek, başarı duygusunun hazzını onlara yaşatıp, bu sayede hayatlarının diğer alanlarına da entegre etmelerini sağlamak benim için çok önemli. Sporun büyük gücü sayesinde, onlarca öğrencimi beden eğitimi ve spor öğretmenliği bölümlerine yerleştirerek, onların geleceklerinde yer etmek, katkıda bulunmak tarifi imkânsız bir duygu. En güzeli de bu gençlerin meslektaşlarınız olarak bu mesleğe verdiği değerigörmek ve zamanında kendisine yapılan katkıyı başkalarına yapmak için gösterdikleri heyecan çok ama çok mutluluk verici. Belkide mesleğimdeki en büyük motivasyon kaynağım.
ZE: Kulübünüzden birçok sporcunun, 2020 yılı içerisinde milli takımlara davet edildiğini biliyorum. Milli takımlara sporcu yetiştiren bir kulüp oldunuz. Detaylarını sizden öğrenelim.
İD: Bir antrenör olarak en büyük hedefim, milli takıma gönderdiğim sporcu sayısını arttırmak ve ülke sporuna katkıda bulunmak. 2020 yılında kadınlar A takım olarak 3 sporcumuz, kadınlar U18 olarak 6, erkekler U18 olarak 3 sporcu ile toplamda 12 sporcumuz milli takım kampına davet edildi. Bu, çok büyük bir mutluluk. En güzel yani ise, bu sporculardan bazıları hayatlarında ilk defa lisanslanıp, hayatlarında ilk defa resmi müsabakalara çıkmış sporcular. Bu da Körfez Ragbi Kulübü’nün zamanla çok daha büyük başarılar elde edebileceğinin en büyük kanıtıdır diye düşünüyorum…
ZE: Kulübünüzün gelecek planlarından bahsedelim. Kısa-orta-uzun vadede neler düşünüyorsunuz?
İD: Kısa vadede, oyuncu havuzunu arttırmak ve oyunumuzu geliştirmek. Orta vadede, U18 takımlarımızdan A takıma kaliteli sporcuları kazandırmak. Uzun vadede ise, Kocaeli’nde ragbiyi büyük kesimlere yaymak ve art arda gelen şampiyonluklar ve milli takımda başarılar kazanan sporculara sahip olmak diyebilirim.
ZE: İlişkileriniz, sponsorluklarınız nasıl? Destek bulabiliyor musunuz? Karşılamamız gereken temel gider kalemlerimiz var biliyorsunuz.
İD: Şuan herhangi bir sponsorumuz yok maalesef. Bütün giderlerimizi Körfez Belediyesi karşılıyor. Araç, yemek, konaklama, forma gibi ihtiyaçlarımızı giderdiler. Umarım destekleri artarak devam eder.
ZE: Ocak ayı içerisinde, U18 Körfez Ragbi Turnuvası’nı organize ettiniz. Turnuvadan bahseder misiniz? 2018 yılında Kocaeli’nde yapılan Üniversiteler Ligi finallerinden sonraki ilk turnuva diye biliyorum.
İD: 2019 yılında Kandıra’da görev yaparken, bir turnuva da orada düzenlemiştim. Bu, Körfez’de düzenlediğim aslında 2. Turnuva. Çıkış amacı, Körfez’de yeni olan branşımızı tanıtmak, ragbi sporcularının sosyalleşmesini ve kaynaşmasını sağlamak. Turnuva öncesi sporcularımın hazırlık maçı yapabilmesi de önemliydi. Çok eğlenceli ve güzel bir turnuva olduğunu düşünüyorum.
ZE: Ülkemizde pandemiden dolayı bütün ragbi faaliyetleri durmuşken, siz Konya’da Selçuk Kartallar ile özel bir organizasyona imza attınız. Konya yolculuğu, turnuva, şehir turu… Konya tecrübenizi de sizden dinleyelim.
İD: Konya Kartallar Kulübü’nün sevgili antrenörleri Kadir Çetin ve Ali Tekkulluk’un misafirliğinde, tamamen pandemi kurallarına sadık kalarak sporcuların kaynaşması, Körfez Ragbi sporcularının spor sayesinde farklı bir kültür görmesi, tanıması ve uzun süredir ragbi oynamadıkları için performans ve ragbiden uzaklaşmamaları açısından çok değerli bir dostluk maçı oldu. Maça kendi imkânlarımız ile gittik. Şehir turu ve oradaki ikramları için Kartallar Spor Kulübüantrenör ve yöneticilerine, maçta hakem olarak görev alan arkadaşlarımız ve desteklerini esirgemeyen milli takım antrenörlerimiz İzel Erdem ve Elif Makal Ermut Hocalarımıza teşekkürü borç bilirim.
ZE: Milli takım heyetinde yer alan bir antrenör olarak Türk ragbisini yakından takip ediyorsunuz. Türk kadın ragbisi ve U18 kadın-erkek ragbisi için ne düşünüyorsunuz? Neleri daha iyi yapmalıyız? Hedeflerimiz ne olmalı?
İD:Evet, bu benim için çok büyük bir şans öncelikle.Milli takımda çok özel herşeyini milli takımın başarısı için veren bir antrenör grubuyla çalıştığım için çok şanslıyım. Tabiki bu antrenör grubunun oluşmasının en büyük etkeni, Türkiye Ragbi Federasyonu Başkanımız Sayın Murat Pazan’dır. Ragbi Federasyonu için büyük bir şans olduğunu düşündüğümü belirtmek isterim. Türk kadın ragbisinin gelişiminin son bir kaç yıldır çok ileride olduğunu düşünüyorum ki turnuvalarda aldıkları başarılı sonuçlar ortada. Kadın ragbi milli takımıyla alakalı oyuncu havuzunun biraz daha genişlemesiyle çok daha başarılı olacağı kanısındayım. Her ne kadar istikrarlı bir kadromuz olsada onları zorlayacak ve forma savaşına girmelerini sağlayacak bir sporcu havuzunun olması çok önemli. Bu doğrultuda, her sporbranşında olduğu gibi altyapının çok ama çok önemli olduğunu düşünüyorum. Geçen sene,pandemi nedeniyle kamp yapamasa da federasyonumuzun, kadınlar U18 milli takımını kurmasının Türk kadın ragbisine çok fazla katkısının olacağından hiç şüphem yok. Bu sayede, küçük yaştan itibaren büyük turnuvalarda oynamış tecrübeli gençlerin milli takıma katılarak, büyük başarılar elde edeceğine çok inanıyorum. Hedeflerimiz, her zaman belli bir plana ve oyun stiline sahip olup, uzun vadede Türk ragbisini dünyada tanınır hale getirip, başarıyı alışkanlık haline getirmiş bir milli takım olmalı. Bu sebeple, kadınlar A milli takımdaki oyun felsefesini küçük yaşta u18 takımlarımıza aşılayarak, Türk ragbi stilini oluşturmak istikrar adına çok önemli bir hedef olmalıdır.
ZE: Hem bir eğitimci hem de antrenör olarak size sormak istiyorum. Bir Türk genci neden ragbiye başlasın? Ragbi, kendilerine ne kazandırır?
İD:Ragbinin ruhunda olan meydan okuma için, aynı şekilde centilmenlik için,takımdaşlık için, hedefleri için… Çok çalışmayı öğrenmek ve güzel bir ailenin üyesi olmak, ragbi sporunun ona kazandırdığı en güzel duygular diye düşünüyorum. Ragbi sayesinde üniversitelerde burs kazanmak ya da ilgili bölümlerine girebilmek, kendine meslek edinmek gibi birçok ayrıcalık kazanmak ragbi sporuna başlamak için etkili nedenler ve tabi milli takım vaat eden bir spor olması en önemli etmen.
ZE: Son sözlerinizle tamamlayabiliriz.
İD: Öncelikle ragbi adına yapmış olduğunuz bu çalışma için bir milli takım antrenörü olarak ne kadar memnun olduğumu belirtmek isterim. Teşekkürü bir borç bilirim. Bu tür çalışmaların artması, ragbinin daha büyük kitlelere ulaşması açısından çok büyük bir önem teşkil ediyor. Umarım ilerleyen dönemlerde Türk ragbisini çok daha iyi yerlerde görürüz diyerek güzel dileklerimi iletmek isterim. Tekrar teşekkürler.
Röportajın ikinci bölümünde kadın takım kaptanı Meryem Şavk ve U18 kadın takım kaptanı Ayşenur Yılmaz’ın görüşlerini okuyacaksınız.
ZAFER ERAY(ZE): Okuyucularımız için kendinizi tanıtıp, ragbiyle tanışma hikâyenizi anlatır mısınız?
MERYEM ŞAVK(MŞ): Ben Meryem ŞAVK, 19 yaşındayım. Akdeniz Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi 2.sınıfta okuyorum. 2 yıldır ragbi sporcusuyum. Körfez Gençlerbirliği Spor Kulübü ragbi oyuncusuyum. Benim ragbiye başlamam, 12. sınıfta İhsan Hoca’nın teşviki ve desteği ile gerçekleşti diyebilirim. Bir gün teneffüste sınıfa girip,‘Meryem! Ragbi takımındasın. Okul çıkışı antrenman var.’ deyip zorunlu olarak çağırmasıyla başladı. Tanıdıkça ragbiyi çok sevdim.
AYŞENUR YILMAZ(AY): Adım Ayşenur Yılmaz, Körfez Ragbi U18 kaptanıyım. Ragbi sporunu yaklaşık 1 senedir yapıyorum. Ragbiyle tanışmam, ortaokul öğretmenimin yönlendirmesiyle oldu. Antrenörüm İhsan Demirtaş okullarda seminerler verip, ragbi hakkında tanıtımlar yapıyordu. Sporun nasıl yapıldığını temel kavramlarını anlattı. Benimde dikkatimi çekti ve ilk yapılan antrenmana katıldım. Ragbiden önce 4 sene futbol oynamıştım. Günümüzde çoğu insanın oynadığı bir spor dalı olduğu için istediğim kademeye ulaşamadım. Ragbiyi çoğu insan bilmiyordu. 2 aylık yeni bir takım olarak şampiyonaya çıktık. Takımımızdan bende dâhil olmak üzere 9 kişi, milli takım kampına davet edildi. Ragbi serüvenim bu şekilde başladı ve iyiki başlamış.
ZE:Ragbiye başladıktan sonra hayatlarınızda ne gibi değişiklikler oldu? Takımlarınızdaki arkadaşlık ortamı nasıl? Ragbi üzerine sohbetlerinizden, hedeflerinizden bahseder misiniz?
MŞ: Ragbiye başladıktan sonra hayatım neredeyse tamamen değişti diyebilirim. Arkadaş çevrem, sosyal hayatım… Spor insanın kendini şekillendiren bir şeydir. Sosyal yaşamımda, günlük rutinlerimde, eğitim hayatımda ve gelecek planlarımda birçok değişiklikler oldu. Örnek verecek olursam, ragbiye başlamadan önce polis olmak istiyordum. Ragbiyle tanışınca hedefim değişti. Ragbi bana yeteneklerimi gösterdi. Takımımızda öncelikle iyi ilişkiler üzerine kurulu bir arkadaşlık ortamımız var. Buradan anlatmak istediğim, bir kaptan olarak ben takımın geneline baktığımda birbirini destekleyen, birbirinin fikirlerini gerçek anlamda kabullenen ve destekleyen bir takım görüyorum. Ragbi üzerine sohbet ve hedeflerimiz, öncelikle şampiyon olmak ve bunun gereklerini yapmak. Devamında tabi herkesin olduğu gibi bizim de en büyük hedefimiz, milli takım sporcusu olup milli takıma hizmet etmek.
AY: Ragbiye başladıktan sonra, hayatımda iyi yöne doğru çok büyük gelişmeler oldu. Kendime bir hedef edindiğim için ona ulaşmak için çabaladım. Takımım sayesinde kendime yeni dostlar edindim. Artık onlar takımım değil de ailemden birileri oldular. Yeni bir takımken, kimse bize inanmazken, bize bizden çok inanan antrenörümüz İhsan Demirtaş bizi bir araya getirerek neler yapabileceğimizi gösterdi. Turnuvada kimsenin beklemediği bir performans sergiledik. Ama hedefimiz bu kadarla kalmayacak. Bu sene şampiyonluk kupasını her birimiz çok istiyoruz ve bunun için de çok çalışıyoruz. Ragbi bir takım oyunu ve o kupa da tek kişinin kaldırabileceği kadar hafif bir kupa değil. Tırnaklarımızla kazıyarak, yeri geldiğinde sakatlanarak her şeyimizi ortaya koruyoruz. Emek olmadan yemek olmaz. Bu sene kupayı kaldırmak için geliyoruz.
ZE: İhsan Hoca’ya sordum. Sizlerin de cevaplamasını istiyorum. Bir Türk genci neden ragbiye başlasın? Kafasında soru işaretleri bulunanlara yardımcı olalım.
MŞ: Öncelikle ben bütün spor dallarında bir mücadele içgüdüsüyle hareket edildiğini düşünüyorum. Bir müsabakaya çıkarken de yenme hırsıyla çıkmamızın sebebi de hep daha fazlasını hedeflememizin de sebebi budur. Türklerin içinde bir mücadele gücü var olduğuna inanıyorum ve gücü tatmin etmemizi bir spor dalıyla sağlayabilirler. Bunun için de ragbi en uygun spor dalıdır. Ragbi de böyle bir spor dalıdır. Benim için bir tutku diyebilirim.
AY: Biz, Türk kadınıyız. Başaramayacağımız hiçbir şey yok. Bence ragbi, tam biz Türklerin yapabileceği bir spor. Türk’ün gücünü gösterebileceğimiz en iyi spor dalı. Kadınlar güçsüz gibi görünüyor ama istediğimiz zaman neler yapabileceğimizin birçok kanıtını Türk sporcularımızdan görüyoruz. Sümeyye Boyacı, hiçbir şeyin biz istedikten sonra engel olamayacağının en büyük örneğidir. Dışarıdan çok sert gibi gözükse de içine girildiği zaman, taktikler doğru uygulandığında gücünü değil de aklını kullanırsan çok kolay bir spor Ragbi. Kontak kurmadan bile bu oyunu oynayabilirsiniz.
ZE: Son sözlerinizle tamamlayabiliriz.
MŞ: İyi ki ragbi var!
AY: Başarmak için önce inanmak gerekir. Sonuçta inanmak başarmanın yarısıdır. Geriye kalan yarısını da siz çalışarak, isteyerek tamamlayabilirsiniz. Etrafınızda size sizden daha çok inanan insanlar varsa, başaramayacağınız hiçbirşey yoktur. Kendinize inanın ve güvenin.
