Sevilli

Bugün sadece Türkiye’de değil, bir çok Avrupa ülkesinde de Hıdırellez Kutlamaları vardı. İki yıl önce tam bu zamanlar İspanya’daydık ve hava sıcaklığı güneye doğru gittikçe artmıştı. Sevilla’ya geldiğimizde sıcaklık bir anda 18’C den 30 derecelere yükselmiş, yanıma aldığım spor ayakkabısı ayağımı yara yapınca, sandalet almak istedim. Fakat günlerden perşembe olmasına rağmen bütün dükkanlar kapalıydı ve insanlar tıpkı Edirne’deki gibi rengarenk giysilerle eğlence alanına doğru akın ediyorlardı. İş yerlerinin kapalı olmasının nedeni de “Sevilli Bayramı” olmasıymış!

Peki, insanlar neyi kutluyor veya niçin eğleniyor diye sorduğumuzda da bizdekine benzer bir hikayeden söz ettiler. Ritüelleri de aynı bizimki gibi. Gelinle damat elbisesi giymiş gençler faytonla yollarda geziyor, sokaklarda flamenko gösterileri yapılıyor, akşam da coşkulu bir festival ve kutlama var. İnsanlar hayata daha pozitif bakabilmek, biraz moral sahibi olabilmek ya da inançlarına uygun ritüelleri yerine getirmek için bayramları veya özel günleri kutlarlar. Bu ortak kutlama ve anlayış toplumsal birlikteliğin, inancın etrafında birleşerek güçlenmesine de sebep olmaktadır. Çok ilginçtir ki bazı inanç ve anlayışlar evrensel nitelik kazanmış olup hala insanları ortak bir noktada buluşturmayı ve eğlendirmeyi de gerçekleştirebilmektedir. Bazen de insanların farklı coğrafyada olmalarına karşın, birbirlerinden haberleri olmadan aynı zamanda aynı şeyleri kutluyor.

Sevmek ne kadar yüce bir duygu öyle değil mi? Bu tür organizasyon ve birlikteliklerde sevgi ve paylaşım bir çok insanı aynı noktada birleştirmektedir. Bir çok insanın aynı anda en azından tebessüm ettiğini görmek mümkün oluyor. Keşke sadece eğlencede, kutlamada değil de zor günlerde, sıkıntılı zamanlarda da aynı birliktelik ruhunu yakalayabilsek. Bugün sabaha karşı bir çok insan Tunca nehrinin kenarında olacak, yazdıkları dileklerini sıkıca kapatıp nehre bırakacaklar su gibi temiz ve hızlı gerçekleşsin diye. Bazı kişiler de nehrin buz gibi suyuna kendilerini atacaklar, kısa bir yüzme turu ile bedenlerinin ile ruhlarının her türlü hastalıktan ve kötülükten arındığını düşünecekler. Bu inanç ve anlayış o kadar naif, zarif ve güzel ki.

Bugün yer yüzündeki bir çok insan işte bu ortak anlayış ve ruhla birleşecek, bütünleşecek. İşte bu nedenle, yani insanları ortak bir anlayışta buluşturduğu için Hıdırellez çok kıymetli ve anlamlı. Bu noktada farklı bir soru da aklıma gelmiyor değil. Peki, dünyada bu kadar sorun ve savaş neden var ve neden bu sorunlar insanların önüne saatli bomba gibi konuluyor? Çünkü günümüzde egemenlerin anlayışı insanları ayrıştırıp, yalnızlaştırarak yönetmenin daha kolay olduğunun farkındalar ve böyle davranıyorlar. Maalesef başarmak üzereler! Bir şey oldu bu insanlara, kimse kimseyi sevmez oldu. Sinsi bir tür nefret ve alaycılık başını çıkardı bütün duyguların ve üslupların arasından belirginleşmeye başladı. Sadece ezberletilen şarkıları söyleyebilenler ortalıkta görünüyorlar.

Sevmeden aşık olanlar, kavga etmeden yenenler, cin olmadan adam çarpanlar yeni kurallar koydular sanki. Ve daha kötüsü, insanlar kaptırdılar kendilerini bu düzene. Oysa sevginin dili evrenseldir, nefretin değil! Bu evrensel dilde buluşmak dileğiyle.

Sevgiyle kalın…

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu
error: İçerik korunmaktadır !!